Eren Holding veya Eren Enerji&8217;nin Zonguldak&8217;ta santral yapmak için geldiği ilk günleri çok iyi hatırlıyoruz.


Bölgeye direk katkısı olacağı çok söylendi.


Dönemin Valisi Yavuz Erkmen yatırımcı gelmesi için çaba sarf ediyordu.


Ak Parti Milletvekili Polat Türkmen firmaya danışman gibi çalışıyordu.


Türkmen Eren&8217;in kuracağı santralin özel sahalardaki istihdam oranını ikliye katlayacağını söylüyordu.


Kaldı ki o günlerde Eren Enerji iki saha aldı.


Kendi kömürünü kendisi çıkaracaktı.


Çıkardığı yetmeyeceği için diğer özel sahalardan da kömür alacak onları ihya edecekti.


Ama bunlar olmadı.


Eren önce ustaca bir manevra ile kiraladığı sahalardan kömür çıkarmaktan vazgeçti.


Sonra yerli kömürün kullanılacağı şekilde yapılan ilk üniteden sonra farklı sisteme geçti.


Yani diğer tüm üniteleri ithal kömürle çalışacak şekilde dizayn etti.


Yani kendi ticari risklerini, ticari geleceğini düşündü.


Sonra da yerli üreticiye sırt çevirdi.


Kömür Zonguldak&8217;ta.


Santraller burada.


Ama bizim üreticinin satış yapacağı ye yok.


Şimdi Eren&8217;in Çates&8217;i satın alması söz konusu.


&8220;Karşıyız&8221;


Neye karşıyız belli değil.


Hani redevansçılar ÇATES konusunda bir birleriyle didişmekten işlerin bu noktaya gelmesinde kusurlular.


Bu konuda hatalarını kabul ediyorlar.


Şimdi; &8220;Ya Çates de giderse&8221; endişesi yaşanıyor.


Ancak onların endişelerini anlayacak pek kimse de yok.


Kömür satma umuduyla redevanslı sahalar, iş bulma ümidiyle işsizler, istihdam alanı ve kapılarına gelenlere iş bulma umuduyla belediyeler, kurumlar ve biz gazeteciler olayın bu aşamaya gelebileceğini n gördük ne de görmek istedik.


Bir grup çevrecinin endişelerini bile yeterince anlamadık.


Anlamamak için direnenlerin sayısı anlayanların kat kat üzerindeydi.


Redevansçılardan biri Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık&8217;ın Ereğli&8217;ye santral konusunda direnisini yeni anladıklarını belirterek; &8220;Halil Posbıyık çok haklıymış. Biz kömür satacağız diye sesimizi çıkarmadık. Hem kömür satamadık hem de çevremizin mahfedilmesine göz yumduk&8221; diyor


Tabi istihdam açısından Çinli işçilerin para kazanıp pazara çıkmasını beklemekle avunduk.


Ve sonuç ortada.


Zonguldak&8217;ın gururuyla oynandı.


Zonguldak kandırıldı.


İnanın bu kafayla gittiğimiz sürece yine kandırılacak.


Hem de seçim arifesinde.


Ak Parti Zonguldak&8217;tan diyelim ki seçimlerde 3 milletvekili çıkardı.


İçlerinden hangisi bu işe karşı çıkabilecek.


Dün Ak Parti Milletvekili Polat Türkmen ile konuştuk.


&8216;Redevançılar Çates&8217;i alacak&8221; diyor.


&8220;Hem üretsinler hem enerji üretsinler&8221; diyor.


Atı alan Çatalağzı&8217;nı geçti.


Bu işler Polat Türkmen&8217;in demesiyle olmuyor.


Polat Bey&8217;e önce geçmişi hatırlamalı.


Redevasçılar kendi aralarında toplanıp ne yapmak istediklerine karar verirler bunu deklare ederlerse kamuoyu yol haritasını belirleyebilir.


Şimdi onun taşı, bunun toprağı, şunun cipi, bunun ipi demenin zamanı değil.


Zonguldak bu konuda ortak adım atamazsa bu iş bitmiştir.


Bu konuda siyasilerden kimse bir şey beklemesin.


Kent insanı istemezse onlardan ne bugün ne yarın fazla bir çaba gelmeyecek.



Medyadaki tutuklanmalar


Gazeteciler teker teker alınıp cezaevlerine konulurken çift taraflı bir enformasyon kavgasını izliyoruz.


Savcı&8217;nın tutuklu olan isimlerle ilgili; &8220;Gazetecilikten dolayı tutuklanmadılar&8221; sözleri kamuoyunu tatmin etmiyor.


Kimin sadece gazetecilik yaptığı için kimin gazetecilik dışı işlere bulaştığı konusunda ciddi bir kavram kargaşası yaşanıyor.


Söyleşi yaptığınız kişinin yargıya taşınabilecek bir tarafı varsa ve siz o kişiyle bu konular üzerine yazılar yazıp, röportajlar yapıyorsanız yardım ve yataklıktan yargılanabilirsiniz.


Vahim bir durum.


Ancak bir kesim yaygın medyanın gözaltındaki gazetecilerle ilgili &8220;benden- senden&8221; mantığı ile bakmaya devam etmesi saçma salak bir zemine taşıyor konuları.


&8220;Her şey dahil gazetecilik&8221; algısı ile haberciliğin bir birine karıştığı ülkede daha bu vakalar çok yaşanır.


Hükümet her alanda bu kadar etkili iken basın özgürlüğü konusunda topu savcılara atıp kurtulabilir mi?



Kurum müdürleri!


Zaman zaman söylüyoruz.


Pek çok kurum müdürü görevlerinde pasif kalıyor.


Memuriyetin getirdiği günlük rutin işleri yapmanın ötesine geçemeyen kurum müdürleri var.


Pek çok kurum müdürü kurumlarındaki sorunların, eksiklerin dışarı çıkmaması duyulmaması için çaba sarf ediyor.


Başbakan Recep Tayip Erdoğan&8217;ın; &8220;Bizim hızımıza yetişemeyen bürokrat gider&8221; sözleri Zonguldak&8217;ta yalan oldu.


Ak Parti Zonguldak&8217;ta bu konuda da sınıfta kaldı.


Birileri çıkıp belki; &8220;kadrolaşma&8221; diye eleştirebilirdi ancak durum herhalde bundan daha iyi olurdu.