Davut Acar'ın sahibi olduğu Denge Gazetesi'nde yazan Akay Turhan, zaman zaman, "Pusula'nın yazdıklarını ihbar kabul ediyorsunuz da, bizim yazdıklarımızı niye ihbar kabul etmiyorsunuz?" diye yakınıyor.

Merak edip araştırdım.

"Acaba Denge Gazetesi neden ciddiye alınmıyor?" diye...

Çok ciddi sonuçlar elde ettim.

Mesela, Denge Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Tıraş!

İşi bırakmış, ama hala adı künyede!

Savcılıkta evrak yenilemesi yapmamış.

Yani Denge Gazetesi, bir süredir "korsan" yayın yapıyor!

Sadece bu kadar mı?

Gazetede sigortasız çalışan bir personel, gazetenin yaptığı yayından dolayı ceza alıyor!

Çok ilginç değil mi?

Gazetenin künyesinde basım yeri de yok!

Yasal olarak bu bilgi künyede olmak zorunda!

Araştırdık. Gazete son günlerde çok değişik yerlerde basılmış!

Bu gazeteyi basan matbualar, bu basım işini yetkili yerlere bildirmişler mi?

Neresinden tutsan, elinde kalıyor...

Ne diyordu Akay Turhan?

"Pusula'nın yazdıklarını ihbar kabul ediyorsunuz da, bizim yazdıklarımızı niye ihbar kabul etmiyorsunuz?"

Akay'ın yaptığı "ehliyetsiz araba kullanmak" gibi bir şey!

Hem ehliyetsiz araba kullan!

Hem trafik kuralları konusunda ahkam kes!

Seni kim, niye ciddiye alsın ki?

Koltuktan kalkmıyorsa, kesin altını pisletmiştir...

Türkiye'nin birçok yerine spor kompleksi yapıldı. Bizde spor yok, ama kompleks var.

Birçok ilde sağlık kompleksi yapıldı. Bizde ise, eski sağlık tesislerine kompleksli kişiler yönetici yapıldı.

Zigana delindi, Ovit delindi. Karadeniz'den Akdeniz'e inildi!

Bizimkiler daha Mithatpaşa Tüneli'ni delemedi.

Üzülmez Tüneli ile Asma'yı geçemedi.

Karabük Üniversitesi bizi geçti.

Bartın dörtnala koşuyor.

Yüzölçümüyle birlikte nüfusu düşen Zonguldak'ın siyasetçi çapı da düştü!

Belediye başkanlarımıza bakar mısınız?

Bazıları işporta tezgahına düştü!

Milletin ağzına sakız oldular!

"Çok başarılı" dediğiniz belediye başkanının "kir"lerini, temizlik şirketi 10 yılda temizleyemez.

O meşhur Hindistan atasözü şöyleydi:

"Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altını pisletmiştir."

Bizimkilerin durumunun özeti bu Hindistan atasözüdür.

Cumhurbaşkanımız karayoluyla gelse...

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 4 Nisan 2017 Salı günü Zonguldak'a teşrif edecekler.

Sayın Cumhurbaşkanımızı Zonguldak Havalimanı'na indirsek...

Oradan karayoluyla Zonguldak'a getirsek...

Saltukova-Bakacakkadı, Bakacakkadı-Zonguldak arasını bir görse...

Gökgöl Tüneli bölgesinde yapılan Üzülmez-1 ve Üzülmez-2 Tünellerinin oradan bir geçse...

Ama o arada yanında Zonguldak Milletvekillerimiz Hüseyin Özbakır, Faruk Çaturoğlu ve Özcan Ulupınar da olsa...

Asma'dan Zonguldak'a doğru ilerlese...

İkincimakas'ın halini bir görse...

Mithatpaşa Tüneli'ni bir sorsa...

Ve bu sorular sorulurken, orada bir kamera olsa...

Kamera, vekillerimizin yüzüne zumlansa...

Bir de karayoluyla Zonguldak'tan Ereğli'ye gitse...

Herhalde bizim milletvekillerini ve karayolları yetkililerini o yollara asfalt yapardı.

Ve tahminen şöyle derdi:

"Ey Zonguldak halkı... Bu hizmetsizliğe, bu ihmale rağmen beni ve partimi Zonguldak'ta her dönem birinci çıkardınız. Size minnettarım. Milletvekili seçiminde hata yaptım. Referandumda 'Evet' deyin, gerisini bana bırakın..."