Sülün Osman'ı yazdık, patladı gitti! Şimdi size başka bir Osman'dan söz etmek istiyoruz.

Türlü türlü dolaplar çevirdiği için bu Osman'a, "Dolap Osman" diyorlar.

Ama bildiğin dolandırıcı... Bankadan kredi çıkartır, komisyonunu alır! İşe adam koyar, para alır. Atama-tayin için para alır! Ve yaptığı tüm bu işlerde bir bakanın adını kullanır!

Hatta en son gerçekleşen bir atamadan 50 bin lira almış, koymuş dolaba!

Dolap Osman'ın bir de hırsız arkadaşı var! Adı Saldıray! Bu ikili, son dönemde sık sık sağa-sola saldırıyorlar! Geçenlerde bir müteahhidin kafasını kopartmışlar!

Dolaba bir Mercedes koymuşlar! Yakında deniz kenarında inşaata başlıyorlar.

Temel atma törenine çağrılırsak, gideceğiz! Tarlada izimiz olsun ki, harmanda yüzümüz olsun!

Değil mi?

O kadar deli miyim? O kadar manyak mıyım?

CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, Devrek'teki şehidimizin cenazesinin ardından şu twiti attı:

"El Bab şehidimizi uğurladığımız törende şehit babasını bile itmeye çalışarak, en önde yer kapmaya çalışan AKP'lilere diyecek bir şey bulamıyorum."

Şerafettin Turpcu'yu aradım, kastettiği kişiyi sordum:

"Fotoğraftan anlaşılmıyor mu? Şehidin babası kimin yanında?" dedi ve ekledi:

"Hüseyin Özbakır..."

Şehidimizin babası, AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır'ın yanında.

Hemen arkalarında da Şerafettin Turpcu var. Olayın en yakın tanığı...

Biz de bunu haber yaptık. Hüseyin Özbakır dava açacakmış. Hüseyin Bey, konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapmış:

"Şehit cenazesinde 'itme' diye bir şey olmaz. Ben o kadar yıllarca Başsavcılık yaptım. Şerafettin Bey'in attığı twitte benden bahsetmiyor ki. 'AK Parti vekilleri araya sıkışmak için bir takım hareketlerde bulundular' diyor. Bu malum kişi, bunu almış bana mal ederek, 'şehit babasını itti' diyor. Ben o kadar deli miyim? Ben o kadar manyak mıyım? Ben şehit babasını niye iteyim? Cenaze namazında herkes bir yer almak ister. Araya sıkışmaya çalışır. Böyle bir şey oldu, şehit babası olunca, beni uyarınca, şey yapınca... Tabi beni değil, diğer arkadaşları da şey yaptı. Yan tarafa geçtik, namazımızı kıldık yani... Ben niye gidip de şehit babasını iteyim? Böyle bir şey olur mu yani? Akıl var, mantık var. Şimdi cenaze namazlarında böyle araya girmek için bir takım faaliyetlerde gösterirler, bulunurlar. Bu normaldir yani. Namazın doğal gereğidir. Herkes araya sıkışır, saf tutmaya kalkar. Yani burada 'itmek' demek, gideceksin önden adamı iteceksin yahut başka yerden iteceksin onu, gideceksin onun yerine oturacaksın. Öyle bir şey olur mu? O kadar manyak mıyım, deli miyim? Bunca yıl Başsavcılık yapmışım, aklı başında bir adamım ben ya. Niye şehit babasını iteyim ben? Tamamen iftira attılar. Gereken davayı açacağım. Bu utanmazlıktır, böyle bir şey olmaz. Tamamen iftira ve itibarsızlık çalışmasıdır benim için, ama vatandaşımız biliyor. Zaten o haberde yukarıya ve alttaki twite baktığınız zaman sadece benimle ilgili olmadığını anlarsınız. Orada haberde kasıt olduğu açıkça bellidir."

Hüseyin Özbakır'ın söyledikleri aynen böyle. Siz ne anladıysanız, biz de onu anladık.

Burada konuşması gereken kişi, Milletvekili Şerafettin Turpcu'dur.

Biz yorum yapmıyoruz.

Yapın da kurtulalım!

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır'ın Danışmanı Levent Çebi, devlet memuru olduğunu unutup gazeteciliğin yanı sıra siyaset yapmaya kalkınca, baltayı taşa vurdu. Karadenizsonhavadis'te bizim hakkımızda iftiralarda bulunan Levent Çebi, AK Parti Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Metin Karaduman hakkında da "skandal" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Levent, bu yazılarla ilgisi olmadığını söylüyor, ama WhatsApp'tan bu haberlerin linkini herkese atıyor. Levent'in bizi mahkemeye vermesini bekliyoruz. Bu siteye haberleri kendisinin yazdığını bana defalarca söyledi. Başka tanıklar da var! Sürmene'den, Zonguldak'tan! Hatta Ankara'dan... Bu işi mahkeme çözsün. O siteye haberlerin hangi telefon üzerinden yüklendiğini tespit etmek, mahkeme için çok kolay bir iş...

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır'ın Danışmanı Levent Çebi'yle ilgili ilk kriz, Gençlik Hizmetleri ve Spor Çaycuma İlçe Müdürlüğü'ne atanmak istemesiyle başlamıştı. Bu atamaya, diğer milletvekilleri karşı çıkmıştı. Atama gerçekleşseydi, Levent Çebi, Gençlik Hizmetleri ve Spor Çaycuma İlçe Müdürü olacak, ancak Ankara'da danışmanlık yapmaya devam edecekti. Böylece "polis" olmaktan kurtulacak, "müdür" unvanı alacaktı.

Bunu bir yere bir şey yapsanız da, biz de kurtulsak!