Böyle büyük organizasyonlar olur ya!

Mafya yapılanması gibi, iş yapılanması gibi.

Bu yapıların etkin ve güçlü olabilmesi için mutlaka siyasetçi ve bürokrasi ayağının sağlam olması gerekiyor!

Zonguldak'ta bu işi yapanlar, organize bir şekilde ticaret yapanların, her zaman siyasette ve bürokraside adamları oldu. Ama her dönem oldu.

Bu dönem de var! Hem de birkaç grup var böyle!

Adam her dönem bir siyasetçiye yapışıyor!

Siyasetçiyi kafalayınca bir/iki bürokrat da kafalıyor!

Sonra dönsün değirmen!

Yada Zonguldak tabiriyle dayan kömür gelsin!

Eski dönemlerdeki bürokratlara şaşırmıyordum!

Onlar almasını/vermesini bilen, yemeyi/içmeyi seven, yeni araba kokusu ve değişik kadın kokusunu severlerdi.

Şimdikiler abdest alıyor, namaz kılıyor, Allah'a inanıyor, peygamberin izinden yürüyor, Reis'e tapıyor!

Ama eski bürokratların yaptığı onlar da bu güç odaklarıyla birlikte yürüyor!

Zonguldak için değişen bir şey oldu mu?

Ezen aynı, ezilen aynı!

Gününü gün eden, devlet imkanıyla ömür geçiren bürokrat aynı!

Çalıp, çırpıp, millete geçiren aynı!

Kimse kimseyi kandırmasın!

Allah, kitap diye bizi kandırmasın!

Hepiniz aynısınız!

Koltuklarınızda biraz fazla kalmak, o imkanlardan biraz daha fazla yararlanmak için yapmayacağınız şey yok!

Kimse bu durumu yüzünüze söyleyemediği için rahatsınız!

O kadar!

250 liralık stent takılmayınca öldü!

2.6 milyon kira borcunu ödemedi...

Zonguldak'ta bir ayakkabı boyacısı, BEÜ Tıp Fakültesi'nde 250 liralık stent olmadığı için öldü.

Zonguldak Belediyesi'nin Fevkani Köprüsü altında 5 bin metrekare alan işgal eden 87 esnaftan toplaması gereken aylık kira bedeli 278 bin lira. Gecikmiş kira alacağı ise 1.5 milyon lira. Köprü altında işyeri bulunan iki kişi, 6-7 yıldır kira ödemiyor. Toplam kira borçları 600 bin lirayı buluyor.

Peki sadece belediyeye olan 600 bin lira kira borcu mu var? Bahse konu kişiler, hastane kantinlerini işletmişler. Devlete 2 milyon lira kira borcu takmışlar.

Bunlar bizim tespit edebildiklerimiz.

Bir yanda 250 liralık stent olmadığı için ölen insanlar.

Diğer yanda devlete 2 milyon 600 bin lira kira borcunu ödemeden zevk sefa içinde yaşayanlar.

Acı olan, ayakkabı boyayarak dürüst bir şekilde yaşam mücadelesi veren 42 yaşındaki Ercan Kacalı'yı kimse tanımazken, devlete 2 milyon 600 bin lira kira borcu olanların devlet yöneticileri tarafından 'itibarlı insan' muamelesi yapılması. Makamlarda ağırlanması!

Zonguldak hiç bu kadar sahipsiz, hiç bu kadar adaletsiz olmadı.

Süpermen değil, spermen!

Birisi idari ve mali işlere yardım ediyor!

Diğeri sağlık ve bakım işleriyle ilgileniyor!

İdari ve mali işlere bakan kişi kendini Süpermen sanıyor!

Ama ona yakın çevresinde herkes Spermen diyor!

Sağlık ve bakım işleriyle ilgilenen yalnız olduğu için, idari ve mali işlere yardım kişiyle ilgileniyor!

Ama bu ilgi sınırı aşınca, dedikodu ilçeyi sarıyor!

Uyarılar üst üste gelince artık odaların kapıları açık tutuluyormuş!

Millet ölüm ile yaşam arasında gidip gelirken, bunlar ekip biçiyor! Yönetici de kuzu kuzu oturuyor!

Hadi bakalım!

Günün Fıkrası: Geçinebiliyor musunuz?

Başbakan sendika toplantısında işçinin birine, 'Geçinebiliyor musun? diye sormuş. 'Ek iş yapıyorum efendim' diye yanıt vermiş işçi; mobilya satıyorum.

Bunun üzerine, 'Peki işler nasıl?' diye sormuş Başbakan. 'İyi sayılır efendim' demiş işçi; ama evdeki mobilyalar bittikten sonra ailece ne yaparız bilemiyorum.