Zonguldak, nereden nereye geldi.

"Vekilim, burs sözü verdi. Size de iki kişilik burs yazdı" diyerek nakit para toplayıp, vekilin masraflarını karşılayan danışmanlar devrini gördü bu Zonguldak.

Bir okulda müdür yardımcısı olan kadını, Milli Eğitim'e Şube Müdürü yapma vaadiyle 4 bin 500 lira çarpan vekil danışmanı da gördük biz.

Bu paralarla vekile takım elbise, atlet/külot alan danışmanlarımız da vardı.

Zonguldak'ta aldığı evin taksitini Orman'dan iş alan müteahhide, Ankara'daki evin kirasını taş ocağı işleten müteahhite ödeten milletvekilinden, nerelere geldik?

Parti toplantısında son kullanma tarihi geçmiş, ginsenglerin tanıtımını yapıp kutusunu 480 liradan satan milletvekilimiz olmadı mı?

İnşaatı bitmeyen okulun teslim alınmasını sağlayan milletvekili de gördük ya biz!

O müteahhit neden cezaevinde yatmak zorunda kaldı?!

Yarım bıraktığı işi, hangi müteahhitler zorla tamamladı?

Başı bulutlarda, kıçı yerlerde gezen bir müteahhidimiz vardı bir zamanlar.

Milletvekili de çok arka çıkmıştı.

Sonra birlikte yerle bir oldular!

Nitelikli dolandırıcılıktan yargılananların araçlarına, meclise serbest giriş kartı veren milletvekillerimiz de olmuştu bizim!

Biz ne günler gördük be kardeşim!

Bir işadamına rica edip, evli-barklı kızlarına son model cep telefonu aldıran milletvekilimiz olmadı mı sanıyorsunuz?

Sonra ayınca, faturaları kendi adına kestirdi; ama iş işten geçti!

Şehit cenazelerinde düşüp bayılan milletvekillerini saymıyoruz bile!

Kıssadan Hisse: Boru

Bir gün ormanda araştırma yapan Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog ve Antropolog yağmura yakalanmışlar.

Hemen yakınlarındaki bir orman evine giderek, yardım istemişler.

Ev sahibi, misafirlerini güzel karşılayarak; ikram hazırlamak için mutfağa geçmiş.

Bu sırada ekiptekilerin gözüne, evdeki soba borusu takılmış.

Soba yerden bir metre kadar yukarı konularak, altına taşlarla destek yapılmış.

Bunu gören ekiptekiler, bu konuda kafa yormaya ve yorumlamaya başlamışlar.

Kimyacı; "Adam sobayı yükselterek, aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış" der.

Fizikçi; "Adam sobayı yükselterek, konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş" diye yorumlar.

Jeolog; "Tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan; sobanın, taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak, yangın ihtimalini azaltmayı amaçlamış" der.

Matematikçi; "Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış" yorumunu yapar.

Antropolog; "Adam, ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha soyut bir biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş" diye değerlendirir.

Bizimkiler aralarında böyle konuşurken, orman köylüsü içeri girer ve hep birlikte ona sobanın böyle yukarıda olmasının nedenini sorarlar.

Adamdan çok manidar bir cevap gelir:

- Boru yetmedi.

Hisse: Demem o ki; herkesin ne yapmaya çalıştığına kafa yormayın, bazen sadece boru yetmez ...

Günün Sözü:

"Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur." - Kafka -