Zonguldak’ta siyaset; çay ocağına, dolmuş durağına, pazarda işporta tezgahına kadar düştü!
Düşünebiliyor musunuz?
Koca koca mühendisler, atamanın bir çay ocağında döndüğüne inanıp orayı türbe yapmışlar!
Bir müessese müdürü, bir çay ocağı işletmecini kapıda karşılıyor!
Sendikacılara mangal partileri tertip ettiriyor!
Giderken, çay ocağı işletmecisine ayrıca paket yaptırıyor!
Pide yemeğe gidilirse, fatura müesseseye kesiliyor!
Bir başka çay ocağı işletmecisi, belediye meclisine giriyor!
Mesela, pazarda leğen satan birisi, bir siyasi partinin il başkanı olabiliyor!
Milletvekili adayı belirliyor!
Şimdi belediye başkan adaylarını belirleyecek!
Mesela, bir dolmuş şoförü siyaset yapıyor!
Kimin arabasına binerse, onun kornasını çalıyor!
Bir başkası, babasının hatrına milletvekili oluyor!
Bir diğeri, ağabeyinin adını kullanıp, sağı-solu tehdit ediyor!
Bürokrasiye ayar vermeye yelteniyor!
Siyaset, hiç bu kadar ucuzlamamıştı!
Veysel Atasoy'u, Köksal Toptan'ı, Ömer Barutçu'yu, Zeki Çakan’ı gördükten sonra.. 
Kendini siyasetçi sanan bu çaylaklar da kim oluyor?
Şimdi "il başkanı" deyince, kimler geliyor aklıma?
Necdet Yazıcı mesela....
Ünal Çakmaklı mesela...
Enver Aygün mesela...
Hamdi Uçar mesela...
Zonguldak Belediye Meclisi’nde; ne mimarlar, ne mühendisler, ne iradeli insanlar olurdu?
İşsiz adamın Belediye Meclisi’nde ne işi var?
Kendi sorununu çözememiş biri, kentin sorununu çözebilir mi?
İnşallah bu yaşananlar, herkese ders olur!
İl başkanları ve yöneticileri, ilçe başkanı ve yöneticileri, belediye meclis üyeleri, il genel meclisi üyelerine bir kalite gelir. 

Dikili bir heykeli var!

Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan, ne yapsa, CHP beğenmiyordu!
Dr. Ömer Selim Alan, sonunda işin kolayını buldu!
Gitti, CHP Zonguldak İl Başkanlığı’nın önüne bir saat kulesi dikti!
Artık Dr. Ömer Selim Alan’ın Zonguldak’ta dikili bir heykeli oldu!
Gerisini CHP düşünsün!
CHP’lilerin yerinde olsam, saat kulesinin üzerindeki heykellerin yüzünü kontrol ederdim!
Belki madenci heykellerinden biri, Dr. Ömer Selim Alan’a benziyor olabilir!
“Kendi heykelini diktirdi” diye eleştirilebilirdi!

Sırada Memurlar Lokali var!

Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan, altındaki işyerlerini boşaltamayan belediye başkanları varken, Fevkani Köprü’yü yıkmayı başardı. 
Önümüzdeki seçimi alırsa, Zeki Çakan efsanesini tarihe gömebilir!
Ama bu yıkım işi, sadece Fevkani Köprü ile kalmamalı!
Zonguldak'ta cumhuriyet tarihinin en tartışmalı kaçak yapısı, TTK Memurlar Derneği Lokali binasıdır!
Burada, hazine arazisi üzerine kaçak eklentiler yapıldı!
Koruma alanı içinde de kaçak eklentiler var!
Neresi yıkılacaksa, mutlaka yıkılmalı...
Yapanın yanına kar kalmamalı.

Madem öyle...

Köprü altı esnafının bir kısmı, ElmasPark’a geçmedi!
Üstelik, en az iki yıl kira vermeyeceklerdi!
Ama ElmasPark’ta aylık ödemeleri gereken ortak gider var!
Bu para, köprü altında ödedikleri kira kadar tutuyor!
Şimdi köprü altındaki çok düşük kirayı bile ödemeyen esnaf, ElmasPark’ta bu aidatı ödemek ister mi?
Bence belediye ile inatlaşıp ElmasPark’a da gelmeyen esnafa, Lavuar Alanı’nda yapılan işyerlerinden de vermemek gerekir!

Madende kriz var!

Zonguldak’ta özel maden ocaklarında çalışan işçilerin maaşlarıyla ilgili sorunlar yaşanıyor.
En az iki asgari ücret verilmesi gereken özel maden ocağı çalışanları, asgari ücretteki artışın ve kömür fiyatlarındaki düşüşün ardından sorun yaşamaya başladı. 
Kömür işletmecileri, artan maliyetler karşısında ne yapacağını şaşırdı.
Kömür fiyatlarının düşük seviyede seyretmesi, maden şirketlerini krize soktu.
İşini düzgün yapan üreticiler, ciddi anlamda sorun yaşıyor.
Ama fason şirketler üzerinden çalışanlar; vergi ve sigorta ödemedikleri, şirketi patlatıp tazminattan kurtuldukları için işlerine devam ediyorlar!