Devrek Belediyesi’nde, önceki Başkan Çetin Bozkurt döneminde alındığı iddia edilen 18 milyon lira tutarındaki parke taşı faturalarının akıbeti soruşturma konusu oldu.

Mülkiye müfettişleri; parkecinin, parke dışında çimento faturası kestiğini de tespit etmiş!

Tartışma konusu, bu çimento faturaları değil!

Çimento faturası, belediye yönetimiyle ilişkileri güçlendirmek için kesilmiş olabilir!

18 milyon liralık parkeyi parkeci mi döşedi, belediye işçileri mi döşedi?

Müfettişler, parke sayım işini çabuk bitirdi!

Acaba, fatura edilen kadar parke teslim edilmedi mi?

Devrek’in Bakırcılar Köyü’ne, Zonguldak İl Özel İdaresi parke göndermiş, muhtar döşemiş!

Ama Komşular Köyü Çekirdekçioğlu Mahallesi’ndeki bazı evlerin önüne de parke döşenmiş!

Kimin döşediği belli değil!

Müfettişler, bir de oraya baksınlar!

Kim, kime, neden parke döşemiş, ortaya çıkarsınlar!

Döşenen parkelerin faturasını kim ödemiş, bulsunlar!

TTK’daki yolsuzluk, sorumlulara rücu edilecek

TTK Üzülmez Müessese Müdürlüğü’nde yaşanan hurda yolsuzluğunu biz ortaya çıkardık.

Zonguldak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne kafa-kol ilişkisiyle giden malzemeler vardı!

TTK Üzülmez Müessese Müdürü Murat Köseoğlu’nun zaafları nedeniyle büyüyen, tüm müesseseyi saran bir skandaldı!

Ama rakamlar, öyle büyütüldüğü gibi 500 milyon liralık vurgun filan değildi!

Tabi ki, hırsızlığın-yolsuzluğun azı-çoğu olmaz!

Ancak sürdürülen kampanyanın amacı, TTK üzerinden AK Parti’yi yıpratmak!

Gerçekleri saklamak!

CHP’liler, seçimden önce Zonguldak Belediyesi’nde "hırsızlık-yolsuzluk var" diye bağırıp, çağırıyorlardı!

Geldiler...

Beş aydır belediye yönetimindeler!

Nerede hırsızlık, nerede yolsuzluk?

Ama bakın, Devrek’te, CHP’den alınan belediyedeki yolsuzluklar görmezden geliniyor!

Tutuklananlar var!

Tutuklanacak olanlar var!

Üstelik, TTK Üzülmez Müessese Müdürlüğü’nde yapılan yolsuzluk tespit edilmiş...

Sorumlular cezalandırılmış.

Ortaya çıkan kamu zararının yöneticilere rücu edilmesi kararlaştırılmış.

Biraz da dinamit işine yoğunlaşalım!

Belki, oradan daha büyük bir bomba çıkartabiliriz!

Muammer Avcı yoktu: İtiş-kakış yaşanmadı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Zonguldak’a geldi!

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı, Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, AK Parti Milletvekilleri Saffet Bozkurt, Ahmet Çolakoğlu ve AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan karşıladı.

CHP Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul ile AK Parti Milletvekili Muammer Avcı yoktu!

Muammer Avcı olmadığı için protokolde itiş-kakış yaşanmadı!

Fotoğraf çektirilirken, Cumhurbaşkanının yanında olmak için kimse, kimseyi itmedi!

Muammer Avcı, AK Parti Zonguldak İl Danışma Meclisi'ne de katılmamıştı!

Oraya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar gelmişti.

Bakanın yanında görünmek, fotoğraf çektirmek için itiş-kakış olmadı!

Muammer Avcı olmadığı için Danışma Meclisi'ne çok sayıda isim katılmıştı. 

Taner Dursun’un kırdığı pot!

Kültür ve Turizm Zonguldak İl Müdürü Taner Dursun, "Yeşilçam Film Günleri"nde yaptığı açılış konuşmasında, heyecanlanarak pot kırdı!

Hem de kırdığı pot, öyle yenilir-yutulur gibi değil!

Bir İl Müdürü, Zonguldak Valisinin ismini bilmez mi?

Taner Dursun, Vali Osman Hacıbektaşoğlu'nun ismini "Hacı Osman Bektaşoğlu" diye telaffuz etti!

Kültür ve turizm hakkında eğitimi, bilgisi ve kültürü olmayan birini bu göreve getirirseniz, böyle hatalar yapması normaldir!

O nedenle Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü görevinin, bu kurumda çalışan Gülhan Yıldız’a verilmesini öneriyoruz!

Gülhan, hem kültürü hem turizmi biliyor!

Hem de bütün il müdürlerini biliyor!

Ezginin Günlüğü...

Türk protest müzik grubu Ezginin Günlüğü'nün seslendirdiği, sözü-müziği Nadir Göktürk’e ait "Aşk Bitti" şarkısını dinler misiniz?

Ben, sözlerini buraya bırakıyorum...

Siz, şarkıyı bulup dinleyin.

Ağzımı büzüşümden "Ö" diyeceğimi hemen anladınız, değil mi?

Ama demeyeceğim!

                            * * * *

                          Aşk Bitti...

Elimden sanki minik bir balık kayıp gitti

Aşk bitti

İçimden sanki bir şeyler kopup gitti

Aşk hiç biter mi

Hiç bir şey olmamış gibi

Boşlukta kaybolup gider mi

Aşk hiç biter mi

Kalır adımızla

Bir sokak duvarında

Bir ağaç kabuğunda

Bir takvim kenarında

Kalır bir çiçekte

Bir defter arasında

Bir tırnak yarasında

Bir dolmuş sırasında

Kalır bir odada

Bir yastık oyasında

Bir mum ışığında

Bir yer yatağında

Aşk hiç biter mi

Kalır dilimizde

Yinelenen bir şarkıda

Bir okul çıkışında

Bir çocuk bakışında

Kalır bir kitapta

Bir masal perisinde

Bir hasta odasında

Bir gece yarısında

Kalır bir durakta

Yırtık bir afişte

Buruk bir gülüşte

Dağılmış yürüyüşte

Aşk hiç biter mi

Kalır bir sokakta

Bir genel telefonda

Bir soru yanıtında

Bir komşu suratında

Kalır bir pazarda

Bir kahve kokusunda

Bir tavşan niyetinde

Bir çorap fiyatında

Kalır bir yosunda

Bir deniz kıyısında

Bir martı kanadında

Bir vapur bacasında

Aşk hiç biter mi

Kıssadan Hisse: Öğrenmek...

Lise öğretmeniyle karşılaşan genç, konuşma sırasında üniversiteye gitmediği için pişmanlık duyduğunu söyler.

Öğretmeni sorar:

“Peki, şimdi neden gitmiyorsun?”

Öğrenci:

“Çünkü artık yirmi beş yaşındayım. Evliyim, bir çocuğum var ve üniversiteyi bitirmem en az dört yılımı alır.”

Öğretmen, başka bir soru sorar:

“Peki, söyler misin bana, eğer üniversiteye devam edersen, bitirdiğinde kaç yaşında olacaksın?”

Öğrenci:

“Tabii ki yirmi dokuz...”

Öğretmen sorar:

“Devam etmezsen, kaç yaşında olacaksın?”

Öğrenci, bir anlam çıkartmaya çalışarak, “Yine yirmi dokuz...” diye cevap verir.

Ardından öğretmeninin ne demek istediğini anlayan öğrenci, şöyle devam eder:

“Evet, dört yıl sonra yirmi dokuz yaşında olacağım. Üniversiteye gitsem de, gitmesem de…”

Hisse: "Öğrenmeyi bırakan kişi, yirmisinde de olsa, sekseninde de olsa, yaşlıdır. Yaşamdaki en muhteşem şey, zihni genç tutmaktır. " (Henry Ford)

Günün Fıkrası: Kadın-Otomobil...

Adamın biri, polisi aramış, “Karım alışverişe gitti. Dönmedi. 8 saat oldu. Ne olur, onu bulun” demiş.

Görevli polis sormuş:

“Karınızı tarif eder misiniz?”

Adam anlamamış, “Nasıl yani?” demiş.

Polis: “Boyu ne kadar?”

Adam: “Ne bileyim, bazen yüksek topuk giyer, beni geçer, evde yalınayak benden kısa...”

Polis: “Göz rengi?”

Adam: “Bilemem, bazen yeşil, bazen mavi lens takar, aslında galiba ela…”

Polis: “Saçı ne renk?”

Adam: “En zor soru... 'Her hafta başka bir renk' desem?”

Polis: “Üzerine ne giymiştir?”

Adam: “Hiç dikkat etmedim valla…”

Polis: “Peki, arabayla mı gitmişti alışverişe?”

Adam: “Evet... Siyah Audi R8, süperşarj 3,5 litre V6 silindirli motor, 290 beygir, içi geyik derisi taba renginde, LED farları var, sağ kapıda görünür-görünmez hafif bir çizik var.”

Polis: “Tamam efendim, arabanızı bulacağız!"