AK Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı, AK Parti Zonguldak İl Başkanlığı tarafından düzenlenen partinin kuruluş yıldönümü etkinliğine katılmadı!

Muammer Avcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar’ın katıldığı AK Parti Zonguldak İl Başkanlığı Danışma Kurulu Toplantısı'na da katılmadı!

Mustafa Çağlayan’ın "İl Başkanı" olmasına şiddetle karşı çıkan Muammer Avcı, Çağlayan’ın "asalet"ini engelleyemeyince, aklınca protesto ediyor!

Ama Muammer Avcı etkinliklere katılmayınca, katılım çok daha yüksek oluyor.

Muammer Avcı’nın gelmediği etkinliklere önceki dönem milletvekilleri Polat Türkmen ve Hamdi Uçar başta olmak üzere çok sayıda önemli isim katılıyor.

Görev süresinin birinci yılında bu kadar istenmeyen bir isim olmayı nasıl başardı Muammer Avcı?

Empati yapmalı!

Düşünmeli!

Milletvekilliği bittiğinde derin bir yalnızlığa gömüleceğini görmeli!

Sultan ısırmaz ama köpeği ısırabilir!

Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun başveziri ve "Siyasetname" adlı eserin yazarı olan Fars devlet adamı ve siyaset bilimci Nizamülmülk, “Sultanın köpeği, sultandan daha tehlikelidir. Çünkü, sultan ısırmaz ama köpeği ısırabilir” demiş!

Biz Türkler, bu sözü “Kraldan çok kralcı olmak” şeklinde yorumluyoruz!

"Kraldan çok kralcı olmak" sözünü Türk Dil Kurumu, “Birinin davasını ondan daha çok savunur olmak, başkasının çıkarına daha fazla sahip çıkmak” şeklinde tarif ediyor.

Bu söz, aşırı yandaşlık ve şakşakçılığı çok kibar bir şekilde tarif eder!

Son dönemde AK Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı ve Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’i savunanların düştüğü durumu en güzel anlatan söz budur:

“Sultanın köpeği, sultandan daha tehlikelidir. Çünkü sultan ısırmaz ama köpeği ısırabilir.”

Kalbi ‘Ali' der, dili ‘Muaviye' söyler!

“Kalbi 'Ali' dili 'Muaviye' söyler” sözü, kalbi kabul etmese de eli ve dili talimatı yerine getirenler için söylenir!

Biz, böyle kişilere, “Erkeklerin cinsel zevklerine para karşılığı hizmet eden ve bu işi meslek edinen kadınların çocukları” diyoruz!

Ancak “Erkeklerin cinsel zevklerine para karşılığı hizmet eden ve bu işi meslek edinen kadınların çocukları” sözümüzden rahatsız olanlar var!

Size ne dememizi bekliyorsunuz?

Size gerçekten, “Erkeklerin cinsel zevklerine para karşılığı hizmet eden ve bu işi meslek edinen kadınların çocukları”sınız!

Biz, size başka bir isim bulamıyoruz!

Kısadan Hisse: Tilki...

Tilkinin kuyruğu kayaya sıkışmış ve kurtulmak için kuyruğunu kesmek zorunda kalmış.

Daha sonra bir başka tilki onu gördüğünde, "Kuyruğunu neden kestin?" diye sormuş.

Kuyruğu kesik olan, "Böyle kendimi çok mutlu hissediyorum. Simdi o kadar mutluyum ki, adeta sevincimden havalara uçuyorum” demiş.

Bunun üzerine diğer tilki de kuyruğunu kesmiş.

Fakat mutluluk yerine şiddetli bir acı çekmiş.

Hemen tilkiye gelip, “Neden bana yalan söyledin? Çok canım acıdı” demiş.

Tilki, “Eğer acı çektiğini diğer tilkilere söylersen, onlar asla kuyruğunu kesmez ve bizimle dalga geçerler” demiş.

Bu iki tilki, diğer tilkilere yaşadıkları mutluluğu anlatmışlar.

Böylece tilkilerin çoğu kuyruklarını kesmişler.

Çoğunluk onlara geçince, bu sefer de kuyruğu olanlarla dalga geçip onlara eziyet etmeye başlamışlar.

İşte böyle...

Önce toplumu bozup farklılaştırırız, sonra da toplumu birbirine düşman ederiz.

Hisse: Bir toplumda bozulmalar artınca, bozuk insanlar iyi insanları ayıplarlar ve dalga geçerler.

Günün Fıkrası: Eşek...

Nasrettin Hoca, bir vakit eşeğini "hava alsın" diye, zar zor dama çıkarmış.

Bir müddet sonra, “Yeter artık, inme vakti” diye çekmis eşeği, kan ter içinde kalmış Hoca... Ama nafile... İnmemiş eşek bir türlü...

“Ne halin varsa gör“ diye eşeği damda bırakıp inmiş aşağı...

Oynama alanı bulan eşek, zıplamış durmuş damda. 

Öyle zıplamış ki, dam delinip aşağı düşüp ölmüş.

Akıbeti ibretle izleyen Hoca, hemen dersi çıkarmış tabi...

"Demek ki, eşeğin mertebesini yükseltirsen, hem bulunduğu yere zarar veriyor hem de kendine...."