Dün sabahki haber toplantımızın konuğu CHP Milletvekili Ali Koçal oldu.
Gündem de referandum olunca diğer konulara da pek sıra gelmiyor.
Koçal hafta sonu yapılacak olan CHP mitinginden bahsetti.
Daha önce taziye için gelen CHP lideri Kılıçdaroğlu bu defa miting için gelecek.
&[#]8216;Hayır&[#]8217; cephesi açısından Zonguldak&[#]8217;ta durum iyi görünüyor.
Dolayısıyla bu yoğun trafik içinde Kılıçdaroğlu gelmese de olurdu.
Koçal mütevazilik yapmayacağını da belirterek açık sözlülükle Kılıçdaroğlu&[#]8217;nun gelmesinin arkasındaki payını ifade ediyor.
Koçal&[#]8217;ın amacı Zonguldak&[#]8217;ta fark yaratmak.
Ali Koçal MYK Üyesi seçildikten sonra sorumluluğu daha da arttı.
Öte yandan CHP&[#]8217;nin iktidar yolunda Zonguldak&[#]8217;ın önemli bir kilometre taşı olduğunu biliyor.
Bilmenin ötesinde bunu Kılıçdaroğlu&[#]8217;na anlatıyor.
Koçal siyasi hayatının en yoğun ancak en rahat ve mutlu günlerinde.
Sorumluluklar kendisini daha fazla kamçılamış.
Heyecanlı.
Ve üretmek için daha fazla çaba sarf ediyor.
MYK&[#]8217;ya seçildikten sonra komisyon görevleri değişmiş.
Kendi isteği ile KİT Komisyonu&[#]8217;ndan ayrılıp, Milli Eğitim Komisyonu&[#]8217;nda görev almış.
Kendisi yoğunluğun da etkili olduğunu söylüyor. Ancak çok açık dille ifade etmese de CHP iktidarında Milli Eğitim Bakanlığı hayali var.
Her şey ihtimal dahilinde.
Bir öğretmenin siyasete atılıp Milli Eğitim Bakanı olma gibi bir hayali çok güzel.
Henüz referandum sonuçlarını görmeden, genel seçimde CHP&[#]8217;nin ne yapabileceğini görmek zor.
Baş döndürücü gelişmeler devam ederken ilerisini yorumlamak gerçekten zor.
Ama bugünkü tabloya bakarak bir şeyler söylemek için erken.
Ama CHP&[#]8217;nin iktidar veya iktidar ortağı olması durumunda Milli Eğitim Bakanı olma ihtimali bile heyecan verici.
O zaman öğretmen sendikaları arasında kavga bitmeyecek belki ama en azından Koçal döneminde bin 200 civarında öğretmen açığı ortadan kalkar. Sadece Zonguldak&[#]8217;ta değil elbette. Türkiye&[#]8217;nin sorunlu her bölgesinde.
Koçal&[#]8217;ın bu işlerde yurt genelinde daha hassas davranacağına inanıyorum.
Hani keşke Ak Parti Zonguldak&[#]8217;tan bir Bakan çıkarsa da bu sorunlar aşılsaydı.
Ak Parti Meclis Başkanı çıkardı ama öğretmen açıkları aksine arttı.
Koçal bu süreyi daha iyi değerlendirip partisinin iktidar olmasına daha fazla katkı sağlayabilirse elbette Bakanlık hakkı da doğar.


Salcı&[#]8217;nın ardından


Edip Cansever&[#]8217;in &[#]8216;Ölü sirenler&[#]8217; şiirinde
şöyle diyordu;
&[#]8220;Hangi dili öğreniyordum?
Mutlulukİki tek ağustosu çarpıştıran
Sızdıran kanını bu yaz gününe
Yaşayan bir mutluluk?
Ve işte kaç yerinden kesilmiş ki ellerim
Bekletip durdu da acısını bunca yıl
Şimdi bir gülümseme gibi sindi yüzüme&[#]8221;
Öyle de oldu.
Ölümün dilinden anlamak için ölmek gerekiyordu.
Şevket Salcı da öyle yaptı.
Zor bir ömrün tüm tortularını süzdü hayattan.
Bu inatçı adamdan öğrenecek çok şey vardı aslında.
Pek nasip olmadı.
Gazetecilik mesleğinin haklı duayenlerinden biri olan Salcı Karaelmas Gazeteciler Derneği&[#]8217;nin geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği yemekte onur konuklarındandı.
Bartın&[#]8217;dan atladı geldi.
Diğer duayenler ve genç muhabirler ile birlikte o da sahneye çıktı ve belki de ilk defa meslektaş-larına böyle bir ortamda seslenme fırsatı buldu.
Onu dinlerken yüreğinin bu mesleki hastalıkla nasıl attığını gördük o akşam.
Mesleğin yozlaşmasına inat, yozlaştırma çabasında olanlara inat mesajlar verdi.
İyi o akşam aramızdaydı.
Daha sonra yine derneğin bir başka etkinliğinde 9 Ocak&[#]8217;taki ödül törenindeydi.
KGD Genel Sekreteri Çetin Sezgin&[#]8217;in hazırlayacağı belgesel için röportaj yapacağı isimlerden biriydi.
Olmadı.
Ama gazeteciler albümünde çok özel bir yeri olacak.
Kendi adıma mesleki vefanın önemine ve uygulamak için herkese görev düştüğüne inanan biri olarak Şevket Ağabeyle daha fazla zaman geçirmeyi çok arzu ederdim.
Olmadı.
Bu kadarmış.
Geride bir bahar çiçeği bıraktı.
Minik kızı. Baba acısını hep hissetse de &[#]8216;Sevgi&[#]8217; ile inanıyoruz çok güzel günler görecektir.
Bizlere düşen Şevket Salcı&[#]8217;yı yaşatmak.


Personel sıkıntısı


Ak Parti iktidarı döneminde kurumların kadroları teker teker azalıyor.
Geçtiğimiz günlerde Emniyete Müdürlüğü&[#]8217;ne yaptığımız bir ziyarette tayin olup giden personel sayısına karşılık yarısının Zonguldak&[#]8217;a verildiğini öğrendik.
Bununla da kalmıyor.
Atatürk Devlet Hastanesi&[#]8217;nin bazı ünitelerine yatırımlar yapıldı.
Pahalı üniteler.
Hizmet kalitesini arttıracak yeni yoğun bakım üniteleri bunlar.
Ama personel yetersizliğine açılamıyor.
Hemşire ve doktor olmadığı için aylardır açılamıyor.
Ama bunları anlatan, bunların siyasetini yapan siyasiler bunlardan bihaber.
Sendikacılar başka işlerin peşinde.
Ama bu işlerle değinmekten uzaklar.
Bu kent elbette adam olmaz.