Bir sohbete kulak misafiri oluyorum.

Danışman, milletvekilinin de yakından tanıdığı bir esnafı ziyaret ediyor.

Çay-kahve faslından sonra danışman konuya geliyor:

“Vekilimin burs sözü verdiği öğrenciler var. Katkınızı bekliyoruz.”

Esnaf, öğrenci için burs istenmesinden büyük memnuniyet duyuyor.

Vekili de seviyor, “Hay hay... Vekilimin emri başım üstüne… Verin hesap numarasını… Hatta bir değil, üç olsun” diyor.

Danışman ne dese beğenirsiniz?

“Biz nakit çalışıyoruz.”

Vekilin tanıdığı esnaf şokta…

Hala şokta…

Durumu milletvekiline nasıl anlatacağını düşünüyor, kara kara…

Sanırım, biz yardımcı olduk.

Sayın milletvekili… Danışmanlarını lütfen sokaktan çek.

Biz senin, namuslu ve dürüst bir adam olduğuna inanıyoruz.

Ama böyle devam ederse, toplanan bu paraların size geldiğine inanan bir sürü insan çıkar. Haberiniz olsun…

Eskisi gibi at koşturabilecek misin?

Memur-Sen İl Temsilcisi Kamuran Aşkar, yanına gelen her ziyaretçiye bizden yakınıyor. “Basında çıkan bir takım haberler” filan diyerek…

Atama yapmıyorlarmış, görevden almıyorlarmış.

Böyle bir yetkiniz yok. Bunu biz de biliyoruz.

Ama sen bize anlattıklarını ne çabuk unuttun…

“Tabi bizim arkadaşlarımız göreve gelecek. Biz bu hükümeti destekliyoruz” demiyor muydun?
Sıkışınca, başka dilden, başka ağızdan konuşuyorsun.

Konuştuğun gibi, yanına gelen insanları da zora sokuyorsun.

Cepheyi genişletip, zararı en aza indirmeye çalışıyorsun.

Ama bunu başarman mümkün değil.

Artık, kamuoyunda Memur-Sen’e karşı eleştiriler daha yüksek sesle dile getirilebiliyor.

Bakalım bu Haziran’da ne yapacaksınız?

Eskisi gibi rahat “at” koşturabilecek misiniz?

Koca kentin başına gelene bak!

Zonguldak Kömürspor, Spor Toto 2’nci Lige çıkma yolunda Play-Off’a kaldı ya…

Caddenin her yanına pankartlar asıldı.

Bu pankart sahiplerinden birçoğunun Zonguldak Kömürspor’a tek kuruş katkısı yok.

Kulüp Başkanımız Sevgili Süleyman Caner’e dedim ki:

“Bu pankart asanlardan 10’ar bir lira alsan, kulübün hiçbir sorunu kalmaz.”

Başkan, bazı pankart sahiplerinden o kadar muzdarip ki, “Bizden para istemesinler de!” dedi.

Başkan da haklı…

Kamuoyunda “nitelikli dolandırıcı” olarak tanınan, bilinen kişiler bile caddeye pankart asmış...

Şimdi gidip bu adamdan para alsan, parası da kendisi gibi niteliksizdir.

Ya da sahtedir. Başına iş gelir!

Koca kentin başına gelene bak!

Bu adamlar, bazı siyasetçiler tarafından da itibar görüyor…

Sen elindeki malı sat!

Biz, kime yazsak, adam koşa koşa gidiyor.
“Ben onun üstesinden gelirim. Sen yeter ki, paradan haber ver” diyor.

Yahu, sen işine baksana...

Para ederken, elindeki malı sat...

Paranı kazan... İşini yap…

Yok illa bulaşacak bu işe…

Hani atalarımız demiş ya, “Şey şeyi kenefte bulur” diye…

Nasıl da buluyor “niteliksiz”ler birbirlerini