Zonguldak...
"Mücadele"nin adı aslında...
Bir günde dört mevsimin yaşandığı, sen sevdiğinle el ele gezerken, yer altında yaralanmış ya da şehit düşmüş madencilerin ambulansla yanından geçtiği kentin adı Zonguldak...
Ağlarken gülen, gülerken ağlayan kentin adı Zonguldak...
Herkesin sahip olmak istediği genç ve güzel bir kadın Zonguldak...
Öyle tutkulu bir "aşk" ki Zonguldak...
Kimse ayrılamıyor.
Sanki havasında-suyunda, o kömür kokusunda seni bağlayan bir şey var.
Bir memur şehre geliyor...
"Burası ne böyle?" diyor...
Bir süre sonra öyle bir tutkuyla bağlanıyor ki bu şehre...
Emekli oluyor, gitmiyor.
Yazı, yaz değil...
Kışı, kış değil...
Baharı, bahar değil...
Sanki hep sonbahar.
Ancak ne ararsan da var bu şehirde...
Kıyıları işgal edilmiş olsa da deniz var.
Yatakları bozulmuş olsa da akarsu var.
"Kömür" diye talan edilmişse de orman var.
Ova var.
Yayla var.
Şelale var.
Mağara var.
Liman var.
Yakamoz var.
Boşuna değil, geçmişte bu kadar şair çıkması...
Şimdi artık eski bir film platosunun adı oldu Zonguldak...
Artık şair-yazar yerine üçkağıtçı ve dolandırıcılar çıkıyor!
Nitelikli-niteliksiz dolandırıcılar çıkıyor!
Tefeciler çıkıyor!
Şiirin faizi yok çünkü...
Karın doyurmuyor eskisi gibi...
Ama kerameti kendinden menkul bir sürü politikacı çıktı!
Kendine hayrı olmayan!
Öyle bürokratlarımız oldu ki; bırakın işi yönetmeyi, kendini yönetemiyor!
Kendini yönetemeyen adamların kenti yönetmesini bekliyoruz!
Zonguldak; emeğin, alın terinin, şiirin şehriydi...
Zonguldak; aşkın, saygının şehriydi...
Zonguldak; üretim şehriydi...
Zonguldak; enerji şehriydi...
Zonguldak; paranın kazandığı değil, para kazanan adamların şehriydi...
Zonguldak; adam gibi içer, eve giderdi...
Zonguldak; nerede içtiği, nerede yattığı belli olmayanların şehri oldu!
Arkadaşına küsünce, sevgilisiyle yatanların şehri oldu!
Zonguldak; "kömür üreten" şehirken, "ömür tüketen" şehir oldu!
Dedikodu üreten şehir oldu!
Zonguldak; Zonguldaklıların gurbeti oldu!
Ömürü kaçak...
Kömürü kaçak...
Restoranı kaçak...
Bürokratı kaçak...
Politikacısı kaçak...
Böyle bir şehir Zonguldak...
Nereye gidersen git...
İlk sevgiliye döner gibi gelirsin geri.
Dorukhan'dan öteye geçtiğinde "Oh be" dersin.
Akşama dönerken "Yarabbi şükür" çekersin.
Bir "aşk"tır Zonguldak...
Bu kadar karmaşasının içinde bizi ayakta tutan güç, işte bu "aşk"tır.
Bu "aşk", bize gurbet olan "Zonguldak aşkı"dır