Devrekte yaşanan heyelan tehlikesi nedeniyle evler tahliye ediliyor.
Halkın tepkisi büyük. Karayolu ulaşıma kapanıyor. Bakan konuşturulmuyor.
Canı yanan tepki gösteriyor. Ama asıl tepki başka.
İnsanları dinleyince anlıyorsunuz.
Vatandaş diyor ki: Rize Güneysuda heyelan oldu, sorun çözüldü. Burası neden çözülmüyor?
Soru böyle başlıyor, gerisi geliyor
Türkiyenin her yanı duble yol oldu, Zonguldakın yolları neden bitmiyor?
Bırakın Türkiyeyi, dünyanın en büyük tünellerinden biri olan Rizeden girip Erzurumdan çıkan 15 kilometrelik Ovit Tüneli bitmek üzere.
Bizim Zonguldak-Ereğli yolumuz 40 senedir neden bitmiyor?
Ereğli-Devrek arasındaki yola doğru düzgün başlanmadı bile.
Türkiyede bir çok il uçarken, Zonguldak geri kaldı.
Halkın asıl tepkisi bu itilmişliğe, kakılmışlığa.
İnsanımız üvey evlat muamelesi gördüğünü düşünüyor ve kızıyor.
Korkunç bir deprem yaşayan Vanı bir yıl gibi kısa bir sürede yeniden imar eden Türkiye Cumhuriyeti, diyelim ki 100 evin zarar gördüğü Devrekte yarayı sarmayacak mı? Elbette saracaktır. Ama bir güvensizlik var.
Siyasetçilere karşı müthiş bir güvensizlik var.
Eski milletvekillerinin orada olmamasına tepki var.
Eski belediye başkanlarının yanlarında olmamasına tepki var.
Kısaca Zonguldakın, yıllardır kendisine üvey evlat muamelesi gösteren devlete tepkisi var. Bu tepki dirdirilmeli Yoksa sıkıntı büyür
İnsan kayması, toprak kaymasından daha tehlikelidir
[*][*][*]
Aman uzak dur Demirtaş
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Devrekteki heyelan bölgesini gezip, vatandaşlarla görüşmüş. Yetkililerden bilgi almış. Sonrasında da Olayın yakından takipçisi olacağız demiş.
Keşke böyle söylemeseydi.
Kandillide tekstil işçilerinin sorunlarıyla da çok yakından ilgilenmişti.
Sonuçta o işten Kandillili tekstil işçileri zararlı çıkmıştı.
Yeni bir mağduriyet yaşansın istemiyoruz.
Bu nedenle Ünal Demirtaşın bölgeden uzak durmasında fayda var.
[*][*][*]
Gülsüm Yılmazdan düzeltme
29 Haziran 2015 Pazartesi günkü Pusula Gazetesinde, bu köşede İmar İşleri başlıklı bir yorum yayınlandı. Bu yorumda Zonguldak Belediyesi İmar İşleri görevlisi Gülsüm Yılmazın adı hiç geçmedi.
Ancak Gülsüm Hanım bir düzeltme metni yollamış:
Biz de hatırı kalmasın diye o düzeltmeyi hatalarıyla birlikte aynen yayınlıyoruz:
28 Haziran 2015 tarihinde, Pusula Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ali Rıza Tığ tarafından yazılan köşe yazısında da, bahse konu mektuptan bahsedilmiş, mektupta adı geçenlerin sessiz kaldığı, dolayısıyla suçu kabullendiği iması, 2 Meclis üyesinin arayarak bahsedilenlerin %100 doğru olduğunu söyledikleri ifadeleri hakkında da yasal haklarımı kullanarak suç duyurunda bulunacağımı, bir devlet memuruna hakaret, iftira ve ithamlarla dolu bir mektubu araştırmadan, doğruluğunu ispatlamadan kamuoyuyla paylaşan, ismimi alenen kullanan, kanunlara hiçe sayarak şahsi haklarımı önemsemeden itibarımı zedeleyen bahse konu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunacağımı, köşe yazısında bahsettiği ve kendisine aramak suretiyle ulaşan ve mektupta sözü geçen tüm iftira ve suçlamalara katıldığını ifade eden, kendini İdare ve Yargı´dan üstün tutan 2 Meclis üyesi (isimlerinin açıklanmasından sonra) ile ilgili de, yasal haklarımı kullanmak suretiyle her türlü yargı sürecini başlatacağımı kamuoyuna açıklar ve her iki haberi de tekzip ederim.