PUSULA ÖZEL HABERİDİR... İZİNSİZ KULLANILAMAZ...

Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar, Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal’la Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM)yaşadığı sorunu Pusula’ya anlattı.

İŞTE ÖZCAN ULUPINAR'IN PUSULA'YA YAPTIĞI AÇIKLAMA:

"Olayın yaşandığı gün meclisteki odam çok yoğundu. Ereğli’den, Alaplı’dan, Armukçuk’tan, Zonguldak’tan, Devrek, Çaycuma ve Gökçebey’den çok sayıda vatandaş var. İşadamları, Belediye Başkanları, muhtarlar, sivil toplum örgütü yöneticileri ve bir de şehit babası var.

TBMM’de yoklama var. İlk yoklamaya yetişemedim. Yeterli sayı sağlanamadığı için oturuma 10 dakika ara verildi. Odamdaki konukları da alıp Meclis Kulisine geçtik. Ben yoklamaya girdim, çıktım. Vatandaşların sorunlarıyla ilgileniyorum. Yanımızda en az 70 kişi var. Aynur Hanım, sorunlarla ilgili sürekli telefon bağlıyor. Bu arada kendi telefonuna da bakamıyor. Hüseyin Uysal benim telefonumu değil, Aynur Hanım’ın telefonunu arıyor. Aynur Hanım telefon bağladığı için kendi telefonuna bakamıyor.

Hüseyin Uysal, Hüseyin Özbakır’ın danışmanı Levent Çebi’yi arıyor.Levent Çebi gidip bunları kapıdan alıyor. Dikmen’den girmeye çalışsalar bir saat sürecek. Levent Çebi, Hüseyin Uysal ve ekibini Çankaya kapısından alıyor. Bekledikleri süre sadece 12 dakika. O gün hepimizin arabasını aradılar. Hüseyin Özbakır’ın bile arabasını aramışlar. Ertesi gün Cumhurbaşkanımız Meclise geldi. O yüzden sıkı güvenlik önlemleri vardı.

Hüseyin Uysal, Meclis Kulisine hışımla geldi. Yanında iki meclis üyesi var. Diğerleri kalabalık yüzünden biraz daha geride. Başkanla beraber gelen iki gazeteci de var. 'Hoşgeldiniz, buyurun oturun' dedim.

'Oturmuyoruz' dedi ve arkasındaki iki gazeteciye 'Siz çıkın bakalım buradan. Terk edin burayı' dedi.

'Ben vekillerime ulaşamadım. Faruk Çaturoğlu’na, Hüseyin Özbakır’a ulaşamadım. Aynur Hanım’a ulaşamadım' dedi.

'Buyurun oturun' dedim. 'Hayır oturmuyorum. Ben Karadeniz Ereğlili olarak, Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı olarak utanç duyuyorum. HDP’liler bile bekletilmeden meclise alınıyor. HDP Milletvekilleri misafirlerini kapıdan alıyor. Biz de HDP’li mi olalım?' dedi.

O gün Güneydoğu’da beş tane şehidimiz var. Askerimiz, polisimiz PKK ile mücadele ediyor. Biz Meclis’te HDP ile mücadele ediyoruz. 'Biz de HDP’li mi olalım' diyor.

'Sen de HDP’yi git ozaman' dedim.

'Dosyamı verip gidiyorum' dedi.

Ben de, 'Dosyanı da verme, dosyanı da al HDP'ye git' dedim.

O arada Ak Parti Zonguldak Milletvekilimiz Hüseyin Özbakır ve eski Milletvekilimiz Ali Uzun, bunu alıyorlar. Beni de teskin etmeye çalışıyorlar. Faruk Çaturoğlu bu arada komisyonda olduğu için onunla da görüşülmüyor.

Pazartesi günü beni Ereğli Belediyesi'nde çok güzel karşıladılar. Onda bir problem yok. Yalnız teşkilata gelmek istemedi. Ben ısrar ettim, geldi. Orada yaptığı konuşmasında, 'Bundan sonra Ankara’ya gitmeyeceğim. Meclisin o labirentlerinde benim ne işim var?' dedi. Biz, teşkilat çıkışında yemeğe gidecektik. Ben teşkilattan çıkmadan ayrıldı. Yemeğe de gelmedi. Bir mutsuzluğu var. 'Sen zaten pazartesi de benim yüzüme bakmadın' dedim.

Benim meclis üyeleriyle bir problemim yok. Hüseyin Özbakır, 'Eğer orada olmasaydım, olanlara şahit olmasaydım, sana inanmazdım' dedi. Faruk Çaturoğlu olayı bilmeden açıklama yaptı. Beni en çok rahatsız eden ve üzen konu 'Ereğli TBMM’den kovuldu' algısı yaratılmaya çalışılmasıdır. Benim Ereğli’yle ve Ereğli insanıyla hiçbir problemim olmaz, olamaz. Asla kimseyi kovamam. Benim aldığım dini ve ahlaki eğitime sığmaz bu davranış.

Eğer söylediklerimle bir cümle yalan varsa, Milletvekilliğinden istifa ederim.

Benim ne Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal ile sorunum var, nede Ereğli halkıyla.

Böyle bir şey mümkün mü?

Sayın başkan farklı bir gündem yaratmaya çalıştı.

Şimdi susuyorum. Ama önümüzdeki günlerde konuşacağım."

Editör: Pusula Gazetesi