Orta Doğu Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü´nü bitirdikten sonra BEÜ´de yüksek lisans eğitimini tamamlayan Özgür Zeydan, 2008´de hazırladığı, ´Zonguldak Bölgesi Sera Gazı Emisyon Miktarlarının Belirlenmesi´ konulu tez çalışmasında kentte hava kirliliğine yol açan evsel yakıtlar, motorlu taşıtlar ve şehrin yakınındaki termik santrallerden kaynaklanan emisyon miktarlarını inceledi. Zeydan, hava kirliliğinin üst sınırlara çıkmasında en büyük etken olarak değerlendirdiği konutlarda ısınma amaçlı kullanılan kömürün miktarını ve türünü belirlemek amacıyla da bir anket yaptı.

39 BİN KONUTTA 151 BİN TON KÖMÜR

19 mahallede yarısı soba, yarısı kalorifer ile ısınan 220 konut sakini ile yüz yüze görüşülerek yapılan ankette, konut başına yıllık ortalama 3.83 ton kömür tüketildiği saptandı. Zonguldak Merkez´deki 39 bin 494 konutta yıllık toplam kömür tüketimi ise 151 bin 262 ton olarak hesaplandı. Ankete katılanların yüzde 74´ünün, daha çok hava kirliliğine yol açan yıkanmamış kaçak kömür kullandığı, yüzde 26´sının ise yıkanmış kömür kullandığı belirlendi. Kaçak kömür kullanan yüzde 74´lük grubun yıllık ortalama kömür tüketimi 3.93 ton, yıkanmış kömür kullananan yüzde 26´lık grubun kömür tüketimi ise 3.57 ton olarak belirlendi. Zeydan, yıkanmış kömürün ısı değerinin fazla olması nedeniyle yüzde 26´lık grubun daha az kömür tükettiğini söyledi.

DAHA FAZLA KAÇAK KÖMÜR, DAHA FAZLA HAVA KİRLİLİĞİ

Zeydan, ilgili kurumların kaçak kömür kullanımına yönelik denetimleri artsa da kaçak kömür kullanımının hala çok yoğun olduğunu söyledi. Halkın daha ucuz olması nedeniyle kaçak kömürü tercih ettiğini, bunun da hava kirliliğini artırdığını vurgulayan Özgür Zeydan, şöyle dedi:

"Kaçak kömürün kalorisi düşük olduğu için normal miktarda yaktığınızda sizi yeterince ısıtmıyor. Dolayısıyla yeterince ısınabilmeniz için daha fazla kaçak kömür kullanmanız gerekiyor. Bu da size daha fazla hava kirliliği olarak geri dönüyor. Kaçak kömür kullanımı şehirdeki hava kirliliğinin başlıca etkenlerinden biri. Özellikle kaloriferlerin yoğun yakıldığı sabah ve akşam saatlerinde bütün halk ciddi oranda kirliliğe maruz kalıyor. Kükürt dioksit ve partiküler madde birincil hava kirleticileri. Çalışmamızda bu iki kirleticinin de diğer şehirlere oranla kentte çok fazla olduğunu görüyoruz. Kirliliğin en yüksek olduğu iki mahalle ise konut sayısı fazla olan Bahçelievler ve Meşrutiyet Mahalleleri."

ŞEHRİN DOĞAL YAPISI KİRLİLİĞİN DAĞILMASINI ÖNLÜYOR

Zeydan, şehrin tapograf yapısının da kirliliğin dağılması için uygun olmadığını ifade etti. Zeydan, "Bacalardan çıkan kirleticiler yükselip dağılmak yerine şehrin üzerinde kalıyor. Çok da yere yakın seviyede kalıyor. Dolayısıyla kirlilik konsantrasyonu artıyor. Kullandığınız kötü kalitede kömür, motorlu taşıtlar ve şehrin yakınındaki termik santrallerden kaynaklanan emisyonlar nedeniyle kentteki hava kirliliği de yüksek oranlara çıkıyor" dedi.

´HALKIN UYARILMASI LAZIM´

Zeydan, halkın, kaloriferlerin çok yakıldığı saatlerde mümkün olduğunca dışarıya çıkmaması yönünde uyarılması gerektiğini belirtti. Zeydan, "Çünkü kısa dönem bu kirleticilere maruz kaldığınızda boğaz bölgesinde tahriş, öksürük gibi sıkıntılar ortaya çıkar. Uzun vadede ise KOAH, Astım gibi hastalıklar, ardından akciğer fonksiyonlarında azalma, akciğer kanseri ve ölüm yaşanabilir" diye konuştu.

´BAKANLIK VERİLERİ GERÇEĞİ YANSITMYOR´

Zeydan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı´na ait Hava Kalitesi İzleme İstasyonu´nun Zonguldak´ta yanlış yere konulması nedeniyle bakanlığın veb sayfasındaki hava kalitesi verilerinin gerçeği yansıtmadığını da savundu. Zeydan, "Bakanlığın sayfasına bakıldığında Zonguldak´ta durum çok da kötü görülmüyor. Bunun nedeni istasyonun doğru yere konulmaması. Bakanlığın Hava Kalitesi İzleme Ağı, Soğuksu Semti´ndeki pazaryerinin yanında. Ancak orası şehri bu konuda temsil edecek bir yer değil. Şehrin genelini yansıtmaktan uzak. Dolayısıyla oradaki rakam bizim soluduğumuz havayı temsil etmiyor" dedi.
Editör: Pusula Gazetesi