Keçeli, Sri Lanka Uluslararası Tiyatro Festivaline davetli olarak katıldı

Sri Lanka'nın başkenti Colombo'da düzenlenen festival hakkındaki düşüncelerini paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Fatma Keçeli, oldukça yoğun ve verimli bir festival süreci yaşadıklarını ifade ederek, sadece farklı ülkelerin oyunlarını izleme şansı değil, farklı ülkelerin tiyatro politikaları üzerine tartışma ve düşünme şansı da elde ettiklerini söyledi.

Festival 6 gün sürdü
Festivalin 6 gün sürdüğünü ve günde 2 ya da 3 oyun sahnelendiğini belirten Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, festivalin gündüz saatlerinin çalıştay ve workshoplara ayrıldığını açıklayarak, çalıştayda her katılımcının kendi ülkesinin tiyatro politikaları üzerine bir sunum yaptığını dile getirdi.
Keçeli, "Bu süreçte altı ayrı ülkeden gelen katılımcılar olarak bağımsız, yenilikçi tiyatro anlayışı üzerine, hep birlikte düşündüğümüz çok verimli tartışmalar yürüttük. Ayrıca festivale katılan her grubun yönetmeni ve dramaturgu, Sri Lanka'da Tiyatro Bölümünde okuyan oyuncu adaylarıyla workshoplar düzenledi. Ben drama tekniklerini kullanarak ‘Ötekini Anlamak' üzerine bir workshop gerçekleştirdim. Sri Lanka; farklı etnik ve dinsel kimlikleri barındıran çok uluslu, çok dinli, çok renkli bir ülke. Uzun yıllar iç savaş yaşamış, sekiz yıldır da barışı inşa etmeye çalışan Güney Asya'da küçük bir ada ülkesi" şeklinde konuştu.
Keçeli, Workshop'ın çevirmenliğini yapan Sri Lanka'lı akademisyen Visaka'nın sürece ilişkin gözlemlerini aktararak sözlerine devam etti: "Çok fazla acı yaşandı bu coğrafyada geçmişi konuşmakta, yaralarımızı sarmakta zorluk yaşıyoruz. Affedip, farklılıklarımızla birlikte yaşamanın yollarını bulmaya çalışıyoruz. Bu workshop sayesinde, normalde tabu haline gelen meselelerin, şiddetsiz bir ortamda konuşuluyor olması, farklı etnik kimlikten gelen öğrencilerin birbirlerinin öykülerini dinliyor ve anlamaya çalışıyor olması beni çok heyecanlandırdı."

Aynı heyecanı kendisinin de paylaştığını ifade eden Düzce Üniversitesi Sahne Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fatma Keçeli, "Dramanın, oyunla öğrenmenin ve düşünmenin birleştirici bir gücü olduğuna; birlikte oynayabilen, eğlenebilen insanların birbirine zarar vermeyeceğine inanıyorum. Bu yüzden her yaş cinsiyet, meslek grubuyla ve farklı etnik, dinsel kimliklere sahip olanlarla, ayrımcılık karşıtı drama çalışmaları yapmaya devam ediyorum, bir arada barış içinde yaşamamıza katkı sunması umuduyla" diyerek sözlerini sonlandırdı.