Zonguldak’ta,
Akın Kavi’nin velvelesi konuşulmaya devam ediyor.
Yazının derinine inmeden önce,
Gazetecilik meslek örgütlerinin,
Akın Kavi olayında yaptığı kınamayı öncelikle ben kınıyorum.
Benim başkan yardımcısı olduğum dernek dahi kınama yaptı.
Ben karışmadım.
İmza falan da atmam.
Olayı tasvip ettiğimden değil.
Akın Kavi yaptığı bir haber üzerine bu olayları yaşamadı.
Veya yazdığı bir köşe yazısı üzerine.
Akın Kavi,
Sosyete pazarı pazarlığı yaptığı için,
Bu saldırıya uğradı.
O yüzden,
Gazeteci meslek örgütlerinin yaptığı kınama,
Benim gözümde yok hükmündedir.
Gaz alma işidir.
Bazı şahısların ‘sosyete pazarı’ konusu bambaşka bir yere taşıma girişimidir.
Akın Kavi’nin ilk olayı değil bu.
Bir çok silahlı olayda adı geçti.
Ben hep diyorum ya Akın Kavi ve ekibi Zonguldak Basının beka sorunu diye,
Alın buyrun burdan yakın.
Bir gazeteci,
Bu kadar kriminal işlere girer mi?
Çünkü Akın Kavi de şahsıma dahil olmak üzere,
Hep mafyatik denemelerde bulunmuştu.
Tahsin Erdem ve Muammer Avcı’nın şımartması ile,
Beyefendi sosyete pazarı pazarlığına bile oturdu.
Kurdukları masa kurtlar sofrası!
Elbet bu sonuçların çıkması normaldir.
Akın Kavi ve medyası algı yönetimi yaparak,
Ozan Varol ekibini tasviye etmek istiyor.
Linç edilsin istiyorlar.
Ama istedikleri de olmuyor!
Silahla ateş etme konusuna da incelemeden sonra bakmak lazım.
Bu da algının bir parçası olabilir.
Mağduriyet yaratmaya çalışıyorlar.
Gümüşhane’de kurulan pazarlık masasının özeti şudur; “Herkes yedi, içti. İlk doyan diğerine düşman oldu”.
Olayı tasvip etmem ancak,
Ozan Varol üzerine bir algı yaratmaya çalıştıkları kesin.
Bilek gücü ile yapamadıklarını,
Kamuoyu gücüyle yapmaya çalışıyorlar.
Bunu net okumak lazım!
Tahsin Erdem o kadar yüz verdi ki Akın Kavi’ye!
Hali hazırda Özel Kalem Müdürü Selcan Cansızoğlu istifa etti ya,
Akın Kavi’yi özel kalem müdürü yapsın bari.
Sosyete Pazarını Akın Kavi hallediyor.
Hafriyat döküm alanı işini hallediyor.
Belediye başkanı danışmanını (AK Partili olduğu halde) Akın Kavi hallediyor.
Daha ne olsun!
Eeee Akın Kavi’nin belediyeye olan 15 Milyona yakın borcu da idare ediliyor.
Yeni özel kalem müdürünü çok uzaklarda aramayın!
Gerçi Mustafa Özdemir bu işe bozulabilir.
Belki birbirlerine ‘Gül’ alırlarsa barışabilirler.
O başka bir mesele.
Bu gün dağda mı olur?
Bağda mı olur?
Yabani mi olur?
Park bahçeler müdürlüğünden mi olur?
Bilemeyiz!
Öte yandan işi bir iş adamına bağlamaya çalışıyorlar.
İstiyorlar ki, “Susurluk” vari bir derin mağduriyet yaratılsın.
Geçiniz efendim bu işleri!
Susurluk değil,
Kusurluk iş var burada.
Tahsin Erdem’in uhdesindeki sosyete pazarını,
Akın Kavi konuşamaz!
İşler böyle çözülecekse yandık!
Akın Kavi’den randevu bile alınamaz.
Bir iş yapılacak,
Akın diyecek, ‘Sakın’.
Tahsin Erdem de uyacak!
Neyse!
Yürüdüğünde gölgesinden korkanlar,
Güneşe racon kesmesinler!
Biz de ne haber ne yorum yapmak zorunda kalalım!
*    *    *    *    *    *    *    *    *
Ali Rıza Tığ geçtiğimiz hafta beni aradı.
‘Avrupa’ya gidiyorum Batuhan. Yazı yazmayacağım. Her gün mümkünse yaz’ dedi.
‘Tamam ağabey’ dedik.
Öznur Güneş’in yazmadığı günlerde,
Pusula’da başyazar olmak da varmış.
Neyse efendim!
Yazmaya devam ettik.
Ortalık karıştı.
Daha çırağız ya!
Usta gidince,
Akın Kavi’nin olayları oldu.
Lokman Gül’ün burnu kırıldı.
Çaycuma’da mekancılar olay çıkardı.
Ve daha bir sürü şey.
Akın Kavi Zonguldak’ta olan biten her şeyi Ali Rıza Tığ’dan biliyordu.
Hatta Sayın Tığ için, “Beka sorunu” diyordu.
Şimdi gördünüz mü?
Zonguldak’ın beka sorunu kimler!
Akın Kavi için beka sorunu olduğunu söyleyen ilk bendim.
Haklı çıktım.
Sürekli Akın Kavi’nin olaylarını yazmak zorunda kalıyoruz.
Tefeci ile silahlı kavga.
Trafikte kavga.
Ozan Varol ekibi ile kavga…
Öznur Güneşle konuştuk.
Dedi ki, “Şimdi Ali Rıza Tığ Avrupa’da ya! Bunlar bu yaşananları ‘Dış Mihrakların oyunları’ diye yazar” dedi.
“Harika tespit” dedi.
Ama işte,
Dış mihraklar diye yazarken,
‘İç minnaklar’ olmak da var.
Usta gitti memleket karıştı!
Ali Rıza Tığ bu memlekette dengedir.
Terazi dengesi bozulunca olanlar oldu.
Terazi,
Bu sikleti çekmedi.
Tığ ‘veda’ derken,
‘Beka’ diyenler,
Sanırım ikna olmuştur.
Dış Mihrak olan Ali Rıza Tığ,
Kruvasan yiyerek şimdi ne yazacağını düşünüyordur.
Ağabey dönerken,
İtalya’da Vatikan’a uğra.
Kutsal su falan getir.
Şunların günahlarını bir çıkaralım.
Ali Rıza Tığ’a bir şarkı armağan etmek istiyorum.
*
İnsanı insandan ayırıyorlar
Bu sizden bu bizden kayırıyorlar
İnsanı insandan ayırıyorlar
Bu sizden bu bizden kayırıyorlar
Dört kitap ne diyor anlamıyorlar
*
Ortalık karıştı düzen bozuldu
Yetiş ya Muhammed, yetiş ya Ali
Ortalık karıştı düzen bozuldu
Yetiş ya Muhammed, yetiş ya Ali
*
Can düşman olmuş kardaş kardaşa
Yetiş ya Muhammed, yetiş ya Ali
Can düşman olmuş bacı kardaşa
Yetiş ya Muhammed, yetiş ya Ali
*
*    *    *    *    *    *    *    *    *    *
Tahsin Erdem’in,
Beş ayda geldiği hali görüyor musunuz?
Akın Kavi’si,
Mustafa Özdemir’i derken,
Özel Kalem Müdür Selcan Cansızoğlu’na yaptıklarını gördünüz mü?
Sayın Cansızoğlu demokrat bir adam.
Devlet adabı biliyor.
Ancak mobbinge maruz kaldı.
Sırdaşı,
Ajandası olan adama bunu yapan,
Sana bana ne yapmaz?
Fakat bu mental bir düşüşün göstergesi.
Tahsin Erdem,
Ahmet Davutoğlu’nun sözü olan ‘Stratejik derinlikten’,
‘Stratejik yalnızlığa’ düştü.
Yarın ön seçim olsa,
Bakalım çıkabilecek mi?
Tahsin Erdem bunu gördüğü için,
Osman Zaimoğlu ile yakınlaştı.
Geçtiğimiz hafta bana,
Zonguldak sahilinde saldırı girişimi oldu.
Arka masada kim vardı?
Osman Zaimoğlu ile Mustafa Özdemir!
Ne büyük rastlantı değil mi?
Tahsin Erdem,
Tek başınalık yolculuğunda,
Zaimoğlu ile Halil Fırat’ı barıştırma peşinde.
Kendi kongresini kazanıp diğer tüm hamleleri kaybeden Zaimoğlu ile harekete ediyor.
Ama nafile!
Umarım görev süresini bitirebilir Tahsin Erdem!
Beş ayda geldiği yer ortada.
Kendisine Sagopa Kajmer ile veda etmek istiyorum.
*
Sadece bana bak
Bana yalan söyleceksen önce gözlerimle anlaş
Ancak bu komplo beni yıkabilir, dayandığım destekler devrilir
Çirkef Kaf Kef deme ne olur?
Tek başınalığın yolcusu tek olur