Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir´in Torba yasa uygulamasını teğet geçen uygulamasına dün eleştirmiştik.


Verilen süre içinde Zonguldak Belediyesi´nin hiçbir çalışanının ismini vermeyerek Belediye´nin 15 milyon gibi bir tasarruf fırsatını kaçırdığını söylemiştik.


Bu düşünceleri aktarırken Zonguldak Belediyesi´nin Ak Partili ve CHP´li meclis üyelerinin görüşlerinin alınmadığını da belirtmiştik.


Haber ve yorumun ardından dünde farklı görüşler geldi.


Kozlu ve Kilimli Belediyesi´nin benimsediği Torba yasa uygulamasını Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir´in uygulamak istememesinin ardında çalışanların baskısı olması.


Çalışanlar kendi açısından haklı.


Ya bu kentin insanı ne olacak.


Gönderilecekleri kurumlarda maaş ve benzeri kayıpların olacağını düşünüyorlar.


Sendikal çevrelerde Başkan Akdemir´in uygulamasının doğru olduğu yönünde.


Ancak Belediye Meclis Üyeleri farklı düşünüyor.


CHP´li meclis üyeleri de kendi aralarında ikiye bölünmüş.


Belediye´nin bu yolla ağır bir ekonomik yükten kurtulma ve daha iyi hizmet etme fırsatını teptiği görüşü hakim olmasına karşın Başkan Akdemir´in uygulamasına olumlu yaklaşanlarda var.


Bunların yanında Başkanın kararına sıcak bakmadığı halde, çalışanlar açısından bakıldığında sosyal demokrat çizgiyle örtüşmeyeceğini düşünerek sessiz kalanlarda.


Çalışanlar uygulamadan memnun görünüyor.


Çünkü ´Torba´ya konulup gönderildikleri durumda hak kaybına uğrayacaklar.


İşçi statüsünde olup memur gibi çalıştırılanlarla, işçi statüsünde olup memur gibi çalıştırılanların harmanlandığı Zonguldak Belediyesi ne kazanıp ne kaybettiğini ise zaman daha iyi gösterecek.


Zonguldak Belediyesi´nden dostumuz İzzet Sağır söz konusu haberle ilgili şu görüşe yer vermiş;


"Atilla kardeşim, bu haber ve köşe yazını üzülerek okudum.


Torba yasanın ilgili maddesini okumadığını, düşünüyorum.


Çalışanlar ve Belediyeler için çokta iç açıcı şeylerin yazılı olmadığını bir belediye çalışanı olarak söyleye bilirim.


Kaldı ki yalnız bu uygulamayı Zonguldak Belediyesi değil çevremizdeki belediyelerin de tercih etmeğini hatırlatmak istiyorum.


Belediye çalışanları bu uygulamadan mağdur olacakları için dilekçeyle başvuru yapmamışlardır.


Haberde geçen her kim ise dilekçemi işleme koymadılar diye dava açsın, insanları yanlış yönlendirmesin.


Atilla, senin belediye çalışanlarına verdiğin katkıları unutmadık"


İzzet Bey´e teşekkür ediyoruz.


Başta da söyledim


Çalışanlar kendi açısından haklı.


Ya bu kentin hizmetten mahrum bırakılan insanı ne olacak?


Yani hantal, sümsük, basiretsiz, iş göremez raporu almak üzere olan Zonguldak Belediyesi kurumsallaşma ve hizmet üretme yolunda nasıl adım atacak?


Daha önceki yıllarda teneke çalan emeklilere çok tanık olduk.


Emekli tazminatını alamayanlar teneke çaldığı gün kim hangi havayı oynayacak?


Kargalar Zonguldak Belediyesi´nin üzerinden ne zaman geçecek?


İşin özeti şu.


Belediye ne kadar kötü idare edilirse bu kentin insanı güne o kadar karamsar, mutsuz başlıyor.


Çünkü iyi Belediyecilikle nelerin yapılabileceği hala görülemiyor.


Umarız başkan göndermediklerini çalıştırabilecek dirayeti gösterir!


Umarız Muharrem Bey haklı çıkar!




Herkes hürgeneral!


Demokratik zemin içinde herkes konuşuyor.


Dinliyoruz.


Yazıyoruz.


Yorumluyoruz.


Sorunlar dağ gibi.


Çözüm öneriler bitmek bilmiyor.


Herkes Zonguldak sevdalısı.


Ancak Zonguldak konuşulanlarla bir arpa boyu yol gidemiyor.


Çünkü Zonguldak birbirini anlamayan, birbirini dinlemeyen, birbirinin ne dediğini önemsemeyen, anlamaya çalışmayan ve paylaşıp dayanışamayan insanlar topluluğu.


Doğru söyleyenlerin bile kendi doğrularını bir araya getirip ilmikleyemediği bir kent burası.


Çelişkiler içinde çelişki.


Burası Zonguldak.


Herkes hürgeneral!


Piyade olamayanlar bile!


Böyle olunca ne yapsanız boş.


Sayfalar dolusu yazsanız da boş.


Bu sütunları bomboş bıraksanız da boş.


Hamur ile çamuru karıştıranların memleketi burası.


Nasıl işimize geliyorsa öyle davranacak kadar bencil, sadece kendimize yapılan haksızlıklar karşısında aslan kesilecek kadar cesurların memleketi burası.


Bu kadar zengin dokuları olan memleketin dokusunu bozanların memleketi burası.


İhanetçilerin, fırsatçıların kol gezdiği, yalanların, dolanların prim yaptığı insanların memleketi burası.


Hani her gün bu kentin bir tarafından şikayet ediyoruz ya.


İşte o şikayetleri edenlerin ben ne kadar dürüstüm diye kendilerini sorgulaması gerekenlerin kenti burası.


İdeoloji pazarlıkları üzerinden ekmek yiyenlerin insanlıklarını unuttuğu bir memleket burası.


Bu kentte ucuz numaralar hep tuttu.


Hep tutacak.


O ucuz numaralarla ucuz insanların hızla çoğaldığı bir memleket burası.


Fazlası da var..