CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, seçimi kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirterek, kaygılarını dile getirmiş.

Kendi üzerine hiçbir sorumluluk almadan topu seçmenin kucağına atmış.

Diyor ki Köktürk;

&[#]8220;Bu seçimleri çok önemsiyorduk.

Seçimler bir milletvekili ve belediye seçimi değildi.

Aslında bu seçimler ülkemizin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren; açıkçası rejimi ilgilendiren çok önemli bir seçimdi.

Biz bunu defalarca söyledik.

Maalesef geçmişe yönelik kaygılarımız bu seçim sonuçlarıyla geleceğe yönelik de devam ediyor.

Asıl arzumuz; AK Parti&[#]8217;nin Recep Tayyip Erdoğan iktidarıyla Türkiye&[#]8217;deki süre gelen baskı rejiminin ortadan kalkacağı, barışın kardeşliğin ve huzurun egemen olacağı yeni bir döneminin başlamasıydı.

Üzüntülüyüm.

Maalesef oy kullanımı çok düşük, yüzde 70&[#]8217;lerde kaldı.

Biz bunu da defalarca söyledik.

Özellikle ülkesini seven, çocuklarının geleceğini düşünen seçmen kitlesinin sandığa gitmesini söyledik ve seçmenin sorumluklarını yerine getirmesi gerektiğini defalarca belirtmiştik.

Ancak bu isteğimiz gerçekleşmedi.

Maalesef seçmenlerin önemli bir bölümü sandık başına gitmedi ve gitmeyen oylar da seçim sonucunu belirledi.

Sandığa gitmeyen birçok seçmenden dolayı ben bunun da ülkemiz açısından ciddi bir sorun olarak görüyorum.

Bir bölüm seçmenlerimizin sorumluklarını yerine getirmemesinin, gelecek açısından ciddi sorunlar doğuracağını düşünüyorum. Bundan dolayı da üzüntülüyüm&[#]8221;

Merak ettiğimiz bir şey var.

Muhtemelen CHP seçmeninin ve örgütlerin çok büyük bir bölümü de şu sorunun yanıtını merak ediyor;

Acaba Köktürk bu söylediklerine gerçekten inanıyor mu?

İlçe Başkanı Umut Başoğlu ile karşılaşmamak için Çaycuma&[#]8217;da partisinin bayramlaşmasına bile katılmayan Köktürk kimden oy bekliyordu?

Son bir haftada sembolik birkaç geziye katılmanın ötesinde hangi ciddi çalışmayı yaptı?

Milletvekili olmasa Ekmeleddin İhsanoğlu&[#]8217;nun badem bıyıklarına laf eder miydi etmez miydi?

Milletvekili olarak Ekmeleddin İhsanoğlu&[#]8217;nu gerçekten benimsedi mi?

Emine Ülker Tarhan ve arkadaşları CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu&[#]8217;na seslenerek; &[#]8220;Bu sonucu başarı kabul etmek tabanla alay etmektir&[#]8221; dediler.

İşte aynen öyle.

Milletvekilleri Ali İhsan Köktürk, il başkanı ve örgütler bu seçim döneminde adeta yan gelip yattılar.

Kampanya adına sesleri çıkmadı.

Şimdi hem Köktürk hem de Furat çıkmış sandığa gitmeyen seçmeni suçluyorlar.

Adama sorarlar.

&[#]8220;İyi de be kardeşim bu insanları sandığa getirmek için sen ne yaptın?&[#]8221;

Emine Ülker Tarhan&[#]8217;ın dediği gibi.

Bu nasıl bir siyasi yüzsüzlüktür ki tabanla bu kadar kolay dalga geçebiliyorsunuz?

__

Üç skandal bir arada!

Soma faciasının ardından Zonguldak dün Türkiye gündemindeydi.

Dilaver&[#]8217;de taşeron firma olarak çalışan Erci Madencilik&[#]8217;in ocağında göçük meydana geldi.

Dokuz işçi içerideydi.

Gün içerisinde hareketli saatler yaşandı.

Çok şükür işçiler 12 saat sonra sağ olarak kurtuldu.

Yürüyerek çıktılar.

Ya tam tersi olsaydı?

Olayın içinde iki ayrı skandal ise dikkat çekiciydi.

Birincisi olay sabah saatlerinde değil gece 03:00&[#]8217;te meydana gelmişti.

Olay, sık sık olduğu gibi yetkililerden, polisten saklanmıştı.

Bu skandalı vali Ali Kaban açıkladı.

İkinci skandalı ise Bakanlık açıkladı.

Meğer bu ocak 2013 Kasım ayında iş güvenliği unsurlarını yerine getiremediği gerekçesiyle mühürlenmişti.

Diyor ki Bakanlık;

&[#]8220;Zonguldak&[#]8217;ta göçük meydana gelen özel maden ocağı Bakanlığımızca 2013 Kasım ayında yapılan teftişler sonucu üretim faaliyetleri durdurulan bir iş yeridir.

Müfettişler bu tarihte yaptıkları inceleme ve teftişlerde; Havalandırma, merkezi izleme ve taşınabilir gaz ölçüm cihazlarına ilişkin eksiklikler tespit ederek üretimi durdurmuşlardır.

İşletmeye de 14 bin lira idari para cezası uygulanmıştır.

Bakanlık Müfettişleri, durdurmaya esas tespit edilen bu eksikliklerin tamamlanması için işletmeye Mayıs 2014 tarihine kadar süre vermişlerdir.

Bu süre içinde Bakanlık müfettişleri, Mart 2014 tarihinde ilgili ocakta kontrol amaçlı tekrar incelemelerde bulunmuş ve işverenin durdurma kararına uymayarak üretime devam ettiği tespit edilmiş ve yine 11 bin lira idari para cezası uygulanmıştır.

İlgili ocak üretimi halen durdurulmuş bir ocaktır&[#]8221;

O zaman şu soru yanıtlanmayı bekliyor.

Bir

İlgili kurumların kendilerini kurtarması için yasal anlamda mühürleme can güvenliği tedbiri için yeter li mi?

İki;

İlgili kurumlar ve devlet burayı yasal işlem yapmanın ötesinde o yasal işlemi uygulayacak ne yaptı?

Üç

Mühürlenmiş olmakla yasal işlem yapılmış mı oluyor?

Dört

Kozlu sahil yolunda sürekli olarak radar kontrolü yaparak devletin hazinesine katkı sağlayan polis neden üretimi durdurulan maden ocağına gidip işlem yapmadı?

Beş

Üretimi yasal olarak durdurulmuş bir maden ocağında neden üretime göz yumulur?

Zonguldak salak değil?

Bu soruların yanıtını pek çoğumuz biliyoruz.

İşte üçüncü ve asıl skandal işte bu!

Öyle değil mi?

__

Çaycuma isterse!

Çaycuma TSO Başkanı Rıfat Sarsık, 100. Yıl Vakfı Başkanı Cemil Çakmaklı´nın bir vakıf üniversitesi kurulması fikrini sonuna kadar desteklediklerini belirterek şöyle demiş;

"Bizler bu ve benzeri konuları Sayın Toptan başta olmak üzere, diğer milletvekillerimizin yanı sıra il ve ilçedeki tüm siyasi temsilcilerimizle paylaştık ancak tek başımıza yeterince etkili olamadık.

Gereken desteği vermeleri halinde Zonguldak´ın üniversite şehri olmaması için bir neden yoktur"

Sarsık devam ediyor;

&[#]8220;Kamuoyuna bir kez daha yinelemekte fayda görüyoruz; üniversitemizin gelişmesi ve merkezdeki yetersiz alanın çözümü olarak Çaycuma&[#]8217;daki alanın ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Kaldı ki Çaycumalıların Bülent Ecevit Üniversitesi&[#]8217;ne bugüne kadar yaptığı bağış ve katkıları da malumdur. Sadece bunlar göz önüne alınırsa bile Çaycuma geniş bir alanda oluşturulacak fakülte ve okullarla kazanılacak başarılar sayesinde üniversitemizin ülkemizde kısa zamanda parmakla sayılır bir hal alacağı da açıktır&[#]8221;

Sarsık haksız sayılmaz.

Ancak bu işler konuşmakla olmuyor.

Çalışmakla oluyor!

Çaycumalı işadamı ve siyasetçi Şerafettin Turpçu da bir kamu- vakıf ortak çalışmasıyla bir üniversite kurulmasını önermişti.

Çaycuma kenetlenirse bu işi başarır.

TSO Başkanı Sarsık&[#]8217;a da önderlik etmek düşer.