15 Temmuz darbe girişiminin ardından aslında olağanüstü şeyler olmaya devam ediyor.

İtiraflar, şaşkınlıklara karışıyor.

Birileri, günah çıkarıyor.

Birileri, af diliyor.

Birileri, Türkiye&[#]8217;de yeni bir Türkiye arıyor.

Darbe girişiminin ardından AK Parti Genel Merkezi&[#]8217;ne ilk defa dev bir Atatürk posterinin asılması da bunlardan biriydi.

Her ne kadar Atatürk ile derdi olanların söylem ve uygulamaları devam ediyor olsa da, bu gelişme de çok konuşuldu.

[*] [*] [*] [*]

İçişleri eski Bakanı ve eski Emniyet Müdürü Mehmet Ağar&[#]8217;ın medyaya yansıyan söylemleri de dün internet sitelerinin manşetindeydi.

15 Temmuz darbe girişimine yönelik Meclis&[#]8217;te kurulan Darbe Komisyonu&[#]8217;nda konuşan Ağar&[#]8217;ın, &[#]8220;Sol örgütler bizim sandığımızın tersine, zararsız, eline bıçak almamış insanlar çıktı&[#]8221; sözleri önemliydi.

O sözler, bu ülkede yaşayan ve yakın tarihten az buçuk nasibini almış, geleceğin şekillenmesinde katkısı olan herkes için önem taşıyordu.

[*] [*] [*] [*]

&[#]8220;Ben şube müdürlüğündeyken sol örgütlerin ardında Rusya var sanırdım&[#]8221; diyen Mehmet Ağar, şöyle devam etmiş;
&[#]8220;Meğerse sadece TKP&[#]8217;yi desteklermiş SSCB...

Bu örgütlerin ardında batı varmış.

Zaten sol örgütler de bizim sandığımızın tersine, zararsız, eline bıçak almamış insanlar çıktı.

Kabul etmek lazım ki, temiz fikir adamlarıydı.

SSCB dağılınca da, zaten TKP desteği çekildi.

Solcuların şiddete bulaştığı önyargısını yıllarca gözümüzde büyüttük.&[#]8221;

[*] [*] [*] [*]

Aynı Mehmet Ağar, 2011&[#]8217;de &[#]8220;Susurluk davası&[#]8221; kapsamında, &[#]8220;cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu ve yönettiği&[#]8221; gerekçesiyle 5 yıl hapis cezası almıştı. Ağar, Uğur Mumcu suikastının ardından faili meçhul cinayetlerle ilgili, &[#]8220;Bir tuğla çekersek, duvar yıkılır&[#]8221; ifadesini kullanmıştı.

Kabul etmek gerekir ki, aynı Ağar, cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada PKK kanadında yer alanları &[#]8220;düz ovada siyaset&[#]8221; yapmaya davet etmişti.

[*] [*] [*] [*]

Ağar böyle diyor.

Aslında cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren gelen, kabul edilen, kabul ettirilen bir algıyı ifşa ediyor.

15 Temmuz&[#]8217;u kimin, hangi hacı-hoca takımının ve ruhunu satmış müritlerinin nasıl yaptığını gördük.

Bereket ki, ülke direkten döndü.

Yoksa hepimiz bugünkü huzurumuza, işimize, aşımıza muhtaç kalacaktık.

[*] [*] [*] [*]

İnsanoğlu, çelişkilerden beslenir ve beslendikçe şekillenir.

Mesele, tüm birikimleri ve çelişkileri topluma objektif olarak aktarabilmekte...

Keşke tüm bu çelişkileri bir tarih kitabında bulabilsek ve o tarih kitabını her dönem değişen bir müfredat oyununa kurban etmeden başucu kitabı yapabilsek&[#]8230;

Sağdan, soldan, ortadan&[#]8230;

Hiç fark etmez.

Keşke bu ülkede iktidar olanlar her dönem canlarını sıkacak şeylerin yazıldığı kitaplarla oynamak, başka kitaplar dayamak, kitapların içeriğini değiştirmek yerine sadece gerçeklere sahip çıkabilecek kadar demokrat olabilseler.

[*] [*] [*] [*]

Sonuçta Mehmet Ağar, değişen ve değişmesi gereken Türkiye&[#]8217;nin acı bir gerçeğini paylaştı.

Ağar&[#]8217;ın bu genellemesi elbette tüm sol örgütler için değil.

Ancak genel bakışı ortaya koyması açısından politik arenada üretilen ve satılan bir kimyanın bozulmasının da işareti!

Avrupa&[#]8217;dan&[#]8230;

Haber şöyle:

&[#]8220;Avrupa'nın en yüksek hukuki mercii olan Avrupa Adalet Divanı; Avrupa Birliği içinde bulunan çalışanların hakları ile ilgili çok önemli yeni kanunları devreye soktu.

Avrupa Birliği sınırları içinde, sabit bir ofisi olmayan çalışanlar artık işe gidip gelme sürelerini mesaiden sayabilecek.

Ayrıca tüm çalışanlar için geçerli olan bir başka hükme göre personel; izin günlerinden önce veya izin süresi boyunca hasta olması durumunda daha fazla yıllık izin talep edebilecek.

Avrupa'nın en büyük sendikası olan Unison'un desteklediği yeni yönergeler işveren birlikleri tarafından 'suistimale çok açık' olarak değerlendirildi.&[#]8221;

Mukayese için binlerce örnek verilebilir.

Bu en tazesi&[#]8230;

Türkiye&[#]8217;de çalışma hayatı üzerine yeni tartışmalar ve iş kanunlarının içini boşaltmalar devam ederken, Avrupa neyi tartışıyor?

Bu sadece bir örnek&[#]8230;

Öyle son model telefon, son model araba kullanmakla Avrupalı olduğunu zanneden bizim &[#]8220;Türk aklı&[#]8221;nın, Türk siyasetinin, sendikaların bunlara da biraz kafa yorması gerek.

Kimse fazla bir şey istemiyor.

Mevcut hakları korumaya çalışsınlar yeter.

Keşke!

Vakit dar.

Zaman hızla geçiyor.

Ve hayat her şeye rağmen güzel olduğu kadar her şeye rağmen boş&[#]8230;

Üç günlük ömür, bizi yiyip bitiren hırs ve kibir içinde kendisine yol arıyor.

Küsüp gidesiniz geliyor.

Bazen bir dost eli&[#]8230;

Bazen bir dost hatırası&[#]8230;

Anne özlemi&[#]8230;

Baba sözü&[#]8230;

Çocuğun gözyaşı&[#]8230;

Eşin telaşı&[#]8230;

Sizi hayata daha fazla bağlıyor.

Tüm güzel şeyleri daha fazla özlüyorsunuz.

Sahip olduğumuz tüm güzellikleri bazen göremesek de, birbirimizi her ne kadar yiyip bitirsek de hayat bazen boş.

Keşke elden-ayaktan düşmeden, ona buna muhtaç olarak yaşamaya başlamadan insan olduğumuzu görebilsek.

Daha insancıl yaşamayı öğrenebilsek&[#]8230;

Keşke!
&[#]8220;Keşke&[#]8221; demeden keşke!