Çaycuma&8217;da yaşanan köprü faciasının ardından; &8220;Çaycuma Köprüsü çöktü, Fevkani Köprüsü ne zaman çökecek?&8221; diye sormuştum.


Bunun üzerine Vatan Gazetesi&8217;nden Öznur Karslı Zonguldak&8217;ın bu sorununu çekip yaygın basına taşıdı.


Tam da bu sırada Makine Mühendisleri´nin hazırlattığı raporun sonucu gelince konu tam gündem oldu.


Geçen haftaya damgasını vuran bir konu oldu.


2005&8217;ten beri görmezlikten gelinen rapora yenisi eklenince ve yerel medya konuya sahip çıkınca tartışmalar da alevlendi.


Belediye Başkanı Muharrem Akdemir&8217;in; &8220;Gerekeni yapacağız&8221; şeklindeki açıklamasını yeterli bulmadığımız için; &8220;Boşa konuşmayın otoparkları kaldırın&8221; diye yazmış ve sadece otoparklar kanalıyla köprüye binen yükü hatırlatmıştık.


Günlerdir Çaycuma&8217;da gecesini gündüzünü birbirine katarak çalışan Vali Erol Ayyıldız&8217;ın makam odasında dün sabah bu konu vardı.


Ayyıldız ve Akdemir bu konu hakkında neler yapabileceklerini konuştular.


Akdemir&8217;e neler konuşulduğunu ve neler yapılacağını sorduk.


İlk etapta otoparklar kaldırılacak.


Ağır tonajlı kamyonların geçişine izin verilmeyecek.


Köprü altındaki dükkanlarda çıkabilecek olası yangınlardan köprünün olumsuz etkilenmemesi için önlemler alınacak.


Bunlar yapılırken doğabilecek tüm sorunlar için alternatif geçici çözümler netleştirilecek.


Önce onarım sonra yenilenmesi düşünülecek.


Bunlar devam ederken daha sağlıklı ve sonuca gidecek bir tespitin yapılabilmesi için tüm kurumlara iş düşüyor.


Başkan Akdemir de bu anlamda Vali Ayyıldız ve diğer kurumlardan destek bekliyor.


Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü bu süreçte lokomotif olabilir.


Sadece köprü konusunda değil köprüyle ilgili böyle bir tehdit varken daha kapsamlı bir düzenlemenin belki de tam zamanı.


Vali Bey, Belediye Başkanı, Çevre ve Şehircilik Müdürü böyle bir sorunu kucaklarında buldular ama çözüm için çok şey yapabilirler.


Bizler kendilerine her zaman yardımcı olmaya hazırız.


Ayrıca Ayyıldız ve Akdemir&8217;e eleştiri ve önerilerimiz karşısında gösterdikleri duyarlılık için teşekkür ediyorum.




Böyle mi örnek olacaksınız Müdür Bey?



Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğü&8217;nün çiçeği burnundaki Müdürü Turgut Özbek göreve gelir gelmez makam odası ile bazı şube müdürlüklerinin tefrişatını yeniletmiş.


Yaklaşık 45 bin liracık.


Devletin Valisi&8217;nin kaldığı konağın camlarından rüzgar fısıltısının eksik olmadığı Zonguldak&8217;ta, Milli Eğitim Müdürü&8217;nün bonkörlüğüne bakın hele.


Ne oldu ki?


Harun Girgin&8217;den boşalan makam odasının nesini beğenmedi ki?


Böyle durumlarda bize hep; &8220;Keşke yazmadan önce sorsaydınız&8221; derler.


Vallahi bunun sorulacak yeri falan kalmamış.


Bu para havadan da gelse yerden de gelse bunlar yapılacak son iş.


Hangi liyakata göre Zonguldak Milli Eğitiminin başına geldiği anlaşılamayan Turgut Bey&8217;in bu durumuna acaba Memur-Sen&8217;in çok değerli ve duyarlı başkanı Kamuran Aşkar ne der?


Turgut Bey bu işlerin nasıl olacağını çok iyi biliyor ama Vali Bey, Vali Yardımcıları ve o binadaki başka kurum müdürleri bu tefrişat işlerini yaptırmasını bilmiyor öyle mi?


Kimse kusura bakmasın;


Bizim makam tefrişatıyla uğraşan, para döken Milli Eğitim Müdürü&8217;ne değil, okul kantinlerinde yaşanan rezaletler, tuvaletlerde olmayan sabunlar ve öğretmen bulamayan öğrencilerin sorunlarıyla uğraşacak ve önce öğretmenini ve öğrencisini düşünecek Milli Eğitim Müdürleri&8217;ne ihtiyacımız var.


Mesela bu parayla Karadon&8217;da şehit olan 30 maden işçisinin okuyan çocuklarına katkı sağlanamaz mıydı?


Mesela bu parayla Çaycuma&8217;da meydana gelen köprü faciasında yaşamını yitirenlerin öksüz ve yetim çocuklarına destek olunamaz mıydı?


Haksız mıyım Müdür Bey?


Öğrencileri böyle mi eğitecek, öğretmenlere böyle mi örnek olacaksınız?




&8220;Eski yokluk ve yoksulluk günlerimiz&8221;



Değerli büyüğümüz Hüseyin Şeker haftanın üç-dört günü gittiği diyalizde saatlerini harcarken diğer yandan bizi yazılarından mahrum bırakmamak için elinden geleni yapıyor.


Kendisine teşekkür ediyor ellerinden öpüyorum.


Son olarak &8220;Eski yokluk ve yoksulluk günlerimiz&8221; diye kaleme aldığı yazı çok önemli.


Geçmiş günlerde eski giysilerin önemini, siyah sabunları, Kuzine sobasının lüks olduğu günleri anlatırken her insanın arada bir geçmişine dönüp geldiği yeri unutmamasını hatırlatıyor. Annesinin cenazesi için iki günlük özel izinle Zonguldak&8217;a gelen Ergenekon Tutuklusu Milletvekili Mehmet Haberal da hayatından kesitler anlatırken o zor ve fakirlik günlerini anımsatmıştı.


Eminin orta ve üst yaş grubunda bulunanların büyük çoğunluğunun böylesi hikayeleri vardır.


&8220;Eski yokluk ve yoksulluk günlerimiz&8221; başlıklı yazıyı okurken kendi hayatımdan kesitler gözümün önüne geliyor.


Bazen arkadaş çevrem; gaz lambası idaresi ışığında ders çalıştığım lüküs lambasının lüks olduğu günleri anlatırken şaka yaptığımı falan zannediyor.


Geçmişe, çok zor şartlarda geçen çocukluk yıllarına dair o kadar çok anı var ki.


Harman da düven sürmüş, gecelerini su değirmeninde geçirmiş bir çocukluktan bugünlere.


Bazen insan ne kadar şükretse azdır.


Düşündüren, ağlatan, güldüren binlerce anı yazılmak için bekliyor ama siyaset ve kent gündemi içinde onlara zaman ayırmak mümkün değil.


O günler, o manzaralar o kadar özel ki sayfalar yetmez anlatmaya.


Değerli büyüğümüz Hüseyin Şeker&8217;in anlattığı gibi eski yokluk ve yoksulluk günlerimizi, nereden gelip nereye gittiğimizi unutamamak gerekiyor ki geleceği daha iyi görelim.