Geçtiğimiz günlerde Ankaralı 3 bin öğrenci ilk kez denizle tanışmak için Antalya&[#]8217;ya gitti.
Şölenle ve törenle gittiler.
Deniz ile tanıştılar. Deniz&[#]8217;e dokundular.
Suyu okşadılar. Kıyı nasıl bir şey fark ettiler. Yine gidecekler.
Gidemeyenlere anlatacaklar.
O günlerde de yazdım.
Zonguldak pek çok anlamda önemli fırsatlar kenti.
Ancak yerinde sayan, tembel ve bencil olduğunda mıdır nedir kendini göremiyor.
Görenler anlamıyor. Bazıları trene bakıyor.
Bazılarının cesareti yok. Bazılarını parası.
Pusula olarak kentin sosyal ve ekonomik anlamda gelişmesine, kalkınmasına ışık tutmaya destek olmaya çaba gösteriyoruz.
Ama gün oluyor bizim de dilinizde tüy bitiyor.
Çoğulculuk ve katılımcılık dürtülerimiz çoğu zaman karşılık bulamıyor.
Çünkü bazen bir çok yöneticinin ciddi kapasite sorunu olduğunu görüyorum.
Üzülerek söylüyorum ama gerçekten bir kapasite sorunu var.
Kimseyi küçümsemek için de söylemiyorum.
Ama ortada trajikomik bir durum var.
Yönetenlerin kavga etmesi gereken, mücadele etmesi gereken bir yerde biz gazeteciler bir şeyleri iyi yönde değiştirme mücadelesi veriyoruz.
Üzülerek belirtmeliyim ki gazeteciler bile yalnız kalıyor, yalnız bırakılıyor.
Bazen de biz gazetecilerden beklenir oluyor her şey.
Bu anlattıklarımızı anlayacak kapasitesi olmayanların da çokça var olduğu bir memleketteyiz.
Başa dönelim.
Zonguldak tüm çarpık yapılaşmaya rağmen çok farklı özel ve görülmesi gereken bir yer. Biz alışkın olduğumuz için önemsemiyoruz.
Ama ilk kez gelenler şaşırıp kalıyor.
Hem doğal güzelliklerine, hem kıyılara, hem de böylesine bir kentin nasıl bu kadar pis olduğuna ve kötü yönetilebildiğine şaşıyorlar.
Daha önce de yazdık;
Ciddi bir çalışma yapıldığında Ankara&[#]8217;dan Zonguldak&[#]8217;a günübirlik gelebilecek binlerce insan var.
Değişiklik yaşamak isteyen, yeni bir yer görmek isteyen binlerce insan var.
&[#]8220;Sabah kahvaltıya, akşam balığa&[#]8221; sloganıyla bu kentin günübirlik tesislerini doldurabiliriz.
Ancak komedinin başı da burada.
Günübirlik tesislerin işletmecileri de burada duyarsız. Onların bağlı olduğu esnaf odaları da duyarsız.
Yerel yöneticiler zaten duyarsız.
Onların çoğu yerel gazetelerde siyah beyaz fotoğraflarının çıkmasından memnunlar.
Fazlası onlar için göz çıkartır.
Kültür ve Turizm Müdürlüğü ise bürokrasinin sınırlarını aşamayan bir kurum.
Maden ocakları, müze, yol boyları ve balık restoranların dolup taşacağı bir memleketteyiz.
Ama bunları sağlamak için en küçük bir çaba yok. Olanlar ise bence o en küçük içinde değiller.
&[#]8216;Bizden bir şey olmaz mantığı&[#]8217; ile yaklaşanların işgüzarlıklarıyla bakarsak elbette bir halt olmaz.
Zonguldak&[#]8217;a gelip sonra gittikleri yerlerde kenti ballandıra, ballandıra anlatan insanlara bu durumu izah etmekte zorlanıyorum.
Son olarak Ankara&[#]8217;dan gelen gazeteci dostlarımıza izah etmekte zorlandığımız bu durum karşısında gündem dışı bir konuya girmek kaçınılmazdı.
Biz konuyu işlemeye devam edeceğiz.
Umarım birileri sadece ağlamak yerine böyle bir formül arayışına girebilirler.
Ankara Zonguldaklılar Derneği&[#]8217;de böyle bir çalışmanın merkezinde olmalı.
Biz hazırız. Sloganımız hazır:
&[#]8220;Sevgili Ankaralılar. Sabah kahvaltıya, akşam balığa bekliyoruz.&[#]8221;


İsmail Eşref&[#]8217;e açık çağrı


Zonguldak Belediye Başkanı Sayın İsmail Eşref&[#]8217;in bir konuya dikkatini çekmek istiyorum.
Elbette kentin pek çok sorunu var.
Bunların hepsi ayrı bir dert.
Ancak Belediye Başkanları&[#]8217;nın kentin üretken kesimlerini, sanatçılarını korumak, çalışmalarını desteklemek ve onlara paylaşım ortamı yaratmak gibi önemli bir görevi vardır.
Bu festivallerde ki rutin ve çoğu zaman içi boş etkinliklerle olacak iş değil.
Zonguldak Belediyesi başta olmak üzere belediyeler kentin veya ilçenin üretken sanatçılarını desteklemek zorundalar.
Sanatçılara yapılabilecek en güzel şey onlara çalışma ve paylaşma ortamı sağlayacak &[#]8216;sanatçılar sokağı&[#]8217; veya benzer alanlar oluşturmak olmalı.
Kentin sanatçılarına düşen görevlerden biri de bu hakkı istemeyi akıl etmeleridir.
Bize düşen görevlerde biri de medya kanalıyla bu paylaşım ve üretkenlikleri kamuoyuna duyurmaktır.
Yine sayın Eşref ve diğer Belediye Başkanları&[#]8217;nın dikkatine sunuyorum.
Allah aşkına özel misafirlere özel bir şeyler verin.
Bu da o kentin bir sanatçısının bir eseri olabilir.
Böylece sanatı ve sanatçıyı teşvik eder, yerel kültürün yaşatılmasına destek vermiş olursunuz.
Bu konuda sanatçı camiası toplanıp bir değerlendirme yapmalı.
Sanat kurumları olaylara daha gerçekçi bakmalı.