Önceki gün bu sütunlarda, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesinde ana galeri açma ve hazırlık işlerini yürüten Star Madencilikin çalıştığı alanda 8 işçinin ölümüyle sonuçlanan faciayla ilgili dokuz soru yöneltmiştik.
Soruların özünde ise, yapılan sondajların yetersiz olup-olmadığı vardı.
Bu yöndeki kuşkuları hatırlatmıştık.
Sekizinci soru;
Suçlu ölen maden
işçileri mi?
Dokuzuncu soru ise;
TTK yöneticilerinin vicdanları rahat mı? şeklindeydi.
Önceki gün facianın yaşandığı maden ocağına inen TTK Genel Müdürü Burhan İnan, o sorulara yanıt verdi.
İşte o yanıtlar:
Orada çalışan
arkadaşımız, kendi kişisel gazölçeri ile metanı ölçüyor.
Bir de bizden teyit
etmek üzere Gaz İzleme Servisimizi arıyor, Burada
metan ne görülüyor? diyor.
Arkadaşımız da, Binde 4 diyor.
Çok olağan bir değer
binde 4. Ancak 4 dakika sonra bu olay vuku buluyor.
Söylenenler doğru
değil.
Yönergeye göre, kömür
tabakası kesildiği zaman 7 metreden az olmamak üzere 3 sondaj yapılır.
Biz 6 sondaj yapmışız,
9 metre, 9,5 metre
Eğer 7 metreden az
olmamak üzere yapılan 3 sondajdan gaz geliri olursa, o zaman metrekareye 1
sondaj düşecek şekilde sondaj yapmanız lazım.
Burada herhangi bir
gaz geliri söz konusu olmamış.
Yani 4 dakika öncesine
kadar metan son derece olağan sınırlarda.
Biz bunu belgelerle de
ispatlayabiliriz.
Dolayısıyla bu konuda
bizim bir eksiğimiz yok.
Kurum olarak yapılması
gereken madencilik biliminin emrettiği her şeyi yapmışız.
Fakat bu, kaçınılmaz
bir şekilde meydana gelmiş bir kaza.
Biz bundan sonraki
süreci yargıya ve idari soruşturmalara bırakalım.
Olayın
yaşandığı 14 metre kesitindeki galeride herhangi bir bozulma,
tahribat yok, ancak bin 500 ton civarındaki kömür parçacıkları 150 metrelik
alana dağılmış durumda.
Madencilik, dünyanın
en zor işlerinden bir tanesidir.
Değerlendirme
yapılırken, bu göz ardı edilmesin, madenciye haksızlık yapılmasın.
Tam bu tartışmanın ortasından TTKnın kendi işçilerine yönelik genelgesi dikkat çekti.
TTK Genel Müdürü Burhan İnan imzasıyla 9 Ocak 2013 tarihinde yayınlanan genelgede maaşına haciz işlemi uygulanan işçilerin bir yıl içinde bu haczi kaldırmamaları veya yeni icra dosyaları gelmesi durumunda iş akitlerinin feshedileceği duyuruldu.
TTKda çalışanların yüzde 70inin icralık olduğu doğru.
İcralık durumda olan çalışanların, diğer çalışanlara göre çok daha sorunlu oldukları da doğru.
Ancak çözümü böyle mi olmalı?
İşte orası biraz tartışmalı.
TSK, Erdemir, bankalar ve bazı özel şirketler, bu uygulamayı zaten yapıyor.
Oralarda kimse pek ses çıkaramıyor.
Ama TTK öyle değil.
Kaldı ki, 12 bin çalışandan yüzde 70inin icralık olduğu bir ortamda TTKnın bu genelgeyi uygulaması demek, TTK çalışanlarının muhtemel bir tahminle 2-3 binin işten atılması demek.
Kaldı ki, TTK yönetimi, böyle bir uygulamayı veya benzer bir tedbiri Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) ile birlikte yürütmediği sürece, başka sıkıntılar da çıkacaktır.
Bir tarafta yaşanan facialar, diğer tarafta TTKya işçi alalım diye uğraşırken, şimdi bu genelge çıktı başımıza.
TTKda disipline ihtiyaç olduğu kesin.
Ancak o disiplin çalışmasını; görevlerini savsaklayan, çalışmadan-üretmeden maaş alan, kurumu zarara uğratan ve yöneticilik becerisi yetersiz olanlardan başlatmak varken, emir kullarının en son halkası olan işçiden başlatmak ne kadar doğru?
Uygulama böyle olunca, adama sorarlar:
TTKyı zarar ettiren icralık işçiler mi?
Ölen işçilerden kaç tanesi icralıktı?
Teşekkürler Akdemir
Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemire sürekli olarak, belediyede iş yapan taşeron firmalarında çalışan işçilerin maaşlarını ödemesi yönünde çağrılar yapıyoruz.
Diyoruz ki:
Şelaleye akıtacağın
on binlikler ile git önce çalışanlarının üç kuruşluk maaşlarını öde.
Diyoruz ki:
Firmaların
alacaklarını zamanında öde. Sonra da o firmalar, o gariban çalışanların
parasını düzenli ödüyor mu, ödemiyor mu, kontrol et.
Akdemir ilginç birisi
Arada bizi de dinliyor.
Önceki gün firmaların paraları yatırılmış.
Taşeron firmalar ise, önceki akşam itibariyle çalışanlara maaşlarının yarısını yatırmış.
Dün araştırdık, soruşturduk.
İnternet üzerinden bu gelişmeyi duyurduk.
Maaşların geri kalanını sorduk.
Verilen sözleri hatırlattık.
Sonra bir telefon trafiği başladı.
Maaşların diğer yarısının da ifade edildiği gibi yatırıldığı belirtildi.
Daha önemlisi, Belediye Başkanı Akdemirin temizlik işlerini yürüten firmayı çağırıp önümüzdeki aydan itibaren ödenecek olan hak edişten önce işçilerin maaşlarının ödeneceğini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedebileceğini söylemiş.
Bu konu, bunca büyük mesele arasında Zonguldak için önemsiz olabilir.
Ama zaten üç kuruşa çalışan, onu da alamayan o gariban çalışanlar için çok önemli.
Başkan Akdemire, bizi geç de olsa anladığı için teşekkür ediyoruz.
Bu sözlerinin takipçisi olacağız.
Başka bir çağrımız daha var.
Şelaleye aktaracağı 150 bin lira ile bir-iki işçinin emekli tazminatını vermesi
Ve böylesi zor bir dönemde lüzumsuz hizmetlere harcayacağı para ile önce çalışanların ve emeklilerin huzurunu sağlaması
Aslında Başkan, etrafındaki zebanilerden kurtulabilse, daha çok şey yapar.