Ayasofya, Yunanca Agia Sofia, İstanbul'da bir cami, tarihi bazilika ve eski müze. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedraldir. 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürüldü.

1930 ile 1935 yılları arasında restorasyon çalışmaları nedeniyle halka kapatılan Ayasofya'da Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle bir dizi çalışmalar yapıldı. Bakanlar Kurulu'nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir. 1 Şubat 1935'te ziyarete açılan müzeyi Atatürk 6 Şubat 1935 tarihinde ziyaret etti.

Müze kararı kaldırılan Ayasofya'da ilk namazın heyecanı başladı. Ayasofya'da ilk namazı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kıldırmalı ki, kararın tarihi bir anlamı olmalı.

Mustafa Çağlayan'a Corona Virüs şoku

Zonguldak'ta siyasetin içinde o kadar asalak, o kadar gereksiz, o kadar olmaması gereken kişi var ki!

Dünyayı kasıp kavuran Corona Virüs, o kişileri bulacağına gitti AK Parti Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan'ı buldu iyi mi?

'Allah'ın takdiri' diyeceğiz elbette. Ama bu şehirde o kadar üç harfli dururken, sen git Mustafa Çağlayan'a bulaş iyi mi? Corona da şaşırdı artık.

Mustafa Çağlayan dostumuza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyoruz.

Köfte diyorum ya!

Önce hikayeyi anlatayım:

Adam doktora gider:

- "Doktor bey, galiba karımda işitme kaybı başladı. Ne yapabiliriz?"

Doktor:

- "Eve gittiğiniz zaman, karınızın arkasında, biraz uzakta durun. Normal bir sesle ona soru sorun. Eğer sizi duymazsa biraz daha yaklaşın ve sorunuzu tekrarlayın. Hangi mesafede duyduğunu tespit edelim, ona göre bir tedavi uygularız."

Adam eve döner. Karısı mutfakta, yemekle uğraşmaktadır.

Adam mutfağın kapısında durur ve normal bir sesle:

- "Hayatım, ne yiyoruz bu akşam?" diye sorar.

Karısı cevap vermez.

Adam bir iki adım atar ve bir kez daha sorar:

- "Hayatım, ne yiyoruz bu akşam?"

Karısı yine cevap vermez.

Adam kadının dibine kadar gelir ve tekrarlar:

- "Hayatım, ne yiyoruz bu akşam?"

Karısı öfkeyle dönerek cevap verir:

- "Üçtür köfte diyorum ya!"

Bizimkisi o hesap.

Pusula'ya ve bana bir şeyler söyleyip yazıyorlar ya!

Bunları dinleyince, anlayınca, kendilerini yazdıklarını anlıyorum aslında!

Günün Fıkrası: Diş hekimi

Sarışın kadın, çok ağrıyan dişini çektirmek için diş doktoruna gitmiş ve:

- "Dişimi çektirmek istiyorum." demiş.

Doktor da:

- "Lütfen, koltuğa oturun." demiş.

Koltuğa oturan kadın başlamış ağlamaya.

Doktor:

- "Neden ağlıyorsunuz?" diye sormuş.

Sarışın kadın:

- "Doktor bey, çok korkuyorum. Dişimi çektirmektense, hamile kalmayı tercih ederim." demiş.

Bir an duraksayan doktor, başlamış beklemeye.

Sarışın kadın:

- "Doktor bey, neden bekliyorsunuz?" diye sormuş.

Doktor cevap vermiş:

- "Sizin bir karar vermenizi bekliyorum. Koltuğu ona göre ayarlayacağım da."