ATATÜRK’ÜN ZONGULDAK GEZİSİ…

26 Ağustos 1931: günlerden Çarşamba, Atatürk´ün Zonguldak´ı Şereflendirdiği Gün
Cumhuriyet tarihi incelendiğinde 26 Ağustos gününün Türkiye Cumhuriyeti için önemli günlere tanıklık ettiği görülmektedir. Ayrıca 26 Ağustos’un Zonguldak için apayrı bir önemi daha bulunmaktadır.
Mustafa Kemal Paşa, milli mücadeledeki o unutulmaz askeri emirlerinden biri olan “Hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” sözünü 26 Ağustos 1921 günü söylemişti. Tam bir yıl sonra 26 Ağustos 1922 tarihinde sabaha karşı Büyük Taarruz başlamıştı. Aradan iki yıl geçtikten sonra 26 Ağustos 1924 günü, Cumhuriyet’in ilk bankası olan Türkiye İş Bankası’nın kuruluşu gerçekleştirilmişti. 26 Ağustos’un Zonguldak için önemi ise, 26 Ağustos 1931 günü Mustafa Kemal Paşa’nın Zonguldak’ı ziyaret etmesidir.
Milli mücadele yıllarından itibaren Mustafa Kemal Paşa gerek halkın nabzını ölçmek gerekse devrimlerin sağlam temellere oturtulmasını sağlamak Anadolu’ya geziler düzenlemişti. Milli mücadele yıllarında, halkı bağımsızlık savaşına katılmaya ikna etmek için yurt gezilerine çıkan Paşa; milli mücadele sonrasında ise ortaya atılan devrimlerin amaçlarının ve faydalarının halka anlatılması için tekrardan yurt gezilerine çıkmıştı. 1929 Dünya Ekonomik Krizinden sonra halkın durumunu görmek için birkaç ili ziyarette bulunan Paşa, bu ziyaretlerden sonra liberal ekonomiden Devletçiliğe geçişi benimsemişti. 17 Kasım 1930’da Fethi Okyar’ın başkanlığını yürüttüğü Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı (SCF) feshetmesinden sonra Paşa, son olarak geniş kapsamlı bir yurt gezisine çıkmıştı. Bu seferki gezisinin amacı çok partili rejime geçiş için halkın nabzını yoklamaktı.
1931 senesinde meclisteki tartışmalar arasında Zonguldak madenlerinin adı sıklıkla geçmekteydi. Ayrıca bu dönemde İş Bankası Zonguldak’a yatırım yapma kararı almıştı. Mustafa Kemal, İstanbul’da bulunduğu sıralarda arkadaşlarıyla birlikte Ertuğrul yatı ile boğaz turuna çıkmıştı. Tur sırasında ani bir karar ile Kaptan’a; Karadeniz’e, Zonguldak’a doğru yol almasını söyler ve kamarasına çekilir. Paşanın Zonguldak’ı bu ani ziyaretlerinin sebebi bugün tam olarak bilinmemekle birlikte genel görüş olarak maden ocaklarını teftiş için geldiği görüşü kabul edilmektedir.
İstanbul’da boğaz turuna çıkmış olan Ertuğrul yatı 26 Ağustos 1931 günü öğlen saat 12.30 sıralarında Zonguldak limanına varmıştı. Gezi sırasında Paşanın yanında; İş Bankası Genel Müdürü Celal (Bayar), Afyon Milletvekili Ruşen Eşref (Ünaydın), Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali, Aydın Milletvekili Reşit Galip, Sinop Milletvekili Recep Zühdü, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Tevfik (Bıyıklıoğlu), Özel Kalem Müdürü Hasan Rıza (Soyak) ve Başyaver Rusuhi bulunmaktaydı.


Zonguldak gazetesinin 26 Ağustos 1931 ve 28 Ağustos 1945 tarihli sayıları Atatürk’ün Zonguldak’a gelişini şöyle anlatır; “26 Ağustos 1931’de henüz gün ağarmadan İstanbul’dan gelen telgraf Atatürk’ün Zonguldak’a geleceğini müjdelemiştir. Bunun üzerinde heyecan dalgası tüm şehre yayılmıştır. Limandan itibaren çarşı boydan boya al bayraklar ve defne dalları ile bezenmiş, belediye önüne ve iskele başına taklar kurulmuştur. Zonguldak halkı ve işçiler kafileler halinde limana gelmiş ve caddeleri doldurmuştur. Bütün gözler, Karadeniz’in sisli ufuklarından doğacak bir yıldızı bekler gibi bakmakta idi. Denizin yüzü sandaldan ve bayraktan seçilmez oldu” .Saat 9.05’te Ertuğrul yatı uzakta görünmüş, yat limana girerken toplar atılmıştır . Atatürk’ü karşılamak için Zonguldak valisi Arif Bey ve “Mahmut Şevket Paşa vapuru”yla şehre gelmiş olan Zonguldak milletvekili Rıfat Bey ve Zonguldak’ın diğer milletvekilleri Hasan Bey ve Esat Beyler, Zonguldak Belediye başkanı Dr. Nihat ve C.H.F il başkanı V. Halim Cavit Bey ve kaza İ.H.R. Ahmet, Maden Genel Müdürü V. Bedri Hüsnü ve Zonguldak gazetesi başyazarı A. Karaoğuz Bey ve diğer bazı kişilerden oluşan heyet bir motorla Atatürk’ü karşılamak için, Ertuğrul yatına gitmiştir. Bir süre sonra Atatürk ve yanındakiler birlikte yattan motora binerek iskeleye doğru hareket etmiştir. Bu sırada denizdeki bütün gemiler düdük çalarak Atatürk’ü selamlamıştır.Atatürk saat 13.30’da halılarla döşenmiş olan merdivenden iskeleye çıkmıştır. İskelede kendisini karşılayanların samimi iltifatlarla ellerini sıkmıştır. Merdiven başında ise“Ayten Basri” isimli sevimli bir kız çocuğu “Hoş geldin, Gazi babamız!..”diyerek elindeki çiçek demetini takdim etmiştir. Atatürk, memnuniyetle çiçek demetini alarak yanağını okşamıştır.


Atatürk, caddeye çıkınca tepelerden, evlerden ve her yerden taşan halk ulu önderi alkışlamış, iskele başında bekleyen bir jandarma müfrezesi karşılama töreni yapmıştır, yanındakilerle birlikte iskeleden otomobillere binerek (Bakınız- son bölüm, şöförü o günü anlatıyor) Üzülmez kömür ocakları bölgesine eski patika araba yolundan Türk-İş 63 Ocaklarına gitmiş, burada biraz dinlenip öğle yemeğini yemiştir. Ardından İş Bankası Genel Müdürü Celal Beylerle“Türk-İş” şirketi müdür yardımcısı Kazım Bey ve diğer ilgili kişiler tarafından harita üzerinde kömür havzası hakkında verilen malumatı dinleyip bilgi almış, havzayı incelemiş ve ocaklara inmiştir. Atatürk, ayrıca Zonguldak kömür havzasındaki kömür üretim durumu ve kömür işçisinin hayatıyla da alakadar olmuştur.


Atatürk, Zonguldak gezisinde Zonguldak kömür havzasının modern sanayinin gereklerine ulaştırılması için gerekli kararları almıştır. Atatürk, saat 15.00’te Üzülmez kömür ocakları bölgesinden karayolu yerine kömür treniyle ayrılmış çarşı içinden geçip halkın alkışları ve maden işçilerinin “Yaşa, varol!..” haykırışları arasında vilayete dönmüştür. Zonguldaklılar ısrarla şehirlerinde bir gece kalmalarını, aksi halde çok üzüleceklerini söylemişler. Atatürk, içtenlik dolu bu sözler karşısında, bazı önemli işleri dolayısıyla İstanbul’a dönmek zorunda olduğunu söyledikten sonra, Uzun Mehmet meydanında halka konuşma yapmış ve konuşmasındaki bu cümle hafızalardaki yerini almıştır:“Zonguldak’ın derin toprakları altındaki maden serveti ne kadar kıymetli ise, bizim nazarımızda Zonguldak’ta o kadar çok kıymetli bir vilayetimizdir. Samimi hislerinize çok teşekkür ederim”, diye eklemiştir. Bu sözler üzerine şiddetli bir alkış kopmuş. Zonguldaklılar: “Yaşa, Varol Büyük Gazimiz!..” diye haykırmıştır. Atatürk, halkın alkışları arasında motora binerek 15.30’da Ertuğrul yatına geçmiştir. Ardından Zonguldak valisi, vilayet erkânı, belediye, parti, teşekküllere mensup heyetler ve Ereğli’den gelen bir heyet sandallarla yata kadar yaklaşarak Gazi’yi selamlamış, Gazi’de heyetlerle vedalaşmış ve iltifatlarını sunmuştur. Ertuğrul yatı saat 16.00’da Zonguldak limanından ayrılmıştır.


Atatürk Ertuğrul yatı ile Ereğli’ye de uğradıktan sonra aynı gün İstanbul’a geri dönmüştür. 19 Şubat 1932’de Halkevlerinin açılmasından sonra 24 Haziran 1932’de Zonguldak’ta da halkevi açılmıştı. Zonguldak Halkevi faaliyetlerine başladıktan sonra ilk olarak 26 Ağustos’u Zonguldak için “Atatürk Günü” ilan etmiş ve bu günü halkevi kutlamalarına katmıştı. Halkevi, kurulduktan hemen sonra; o sıralarda Yalova’da bulunan Paşa’ya hem iadeyi ziyarette bulunmak hem de 26 Ağustos için kendilerini tekrar Zonguldak’a davet etmek amacıyla 200 kişilik bir heyetle yola çıkmıştır.
Halkevi kuruluşundan kapanışına kadar 26 Ağustos gününü büyük törenlerle kutlamıştır. Günümüzde dahi 26 Ağustos bir tören olarak kutlanmasa da gerek siyasetçiler tarafından gerekse Zonguldaklı ileri gelenler tarafından medya aracılığı ile halka duyurulmakta ve kutlanmaktadır. (Ayrıntılı bilgi için yazarın ´Gazi günü kutlamaları´ makalesini okuyabilirsiniz).


ŞÖFÖRÜ O GÜNÜ ANLATIYOR…

Adı Soyadı : Mustafa Erkişi
Doğum Yeri : Zonguldak
Doğum Tarihi : 1328 (1912)
Röportaj : Saffet Can
Yer ve tarih : Zonguldak, 19 Mayıs 1994


— Zonguldak’a Atatürk´ün gelişini anlatırmısınız?
— Zonguldak’a Atatürk´ün geldiği gün ben Valiliğin şoförüydüm. Gece eve iki polis geldi. Vali, Arif Bey idi () "Vali seni çağırıyor" dediler gittim. Vali Bey bana. Yarın Atatürk´ün geleceğini söyledi. Hazır olmamı belirtti. Arabayı ona göre hazırlamamı istedi. Ertesi sabah Atatürk´ü getiren Ertuğrul Yatı geldi. Limanda mendirek mi var. Biraz açıkta bir yere gemi demir attı. Halk limana doldu. Bize gemiden el sallıyordu. Karaya çıkması için kendisine tezahürat yapıldı. Mühendisler Odası´nın yanında bir demir iskele vardır. Oradan hükümetin önüne kadar halı döşenmişti. İskeleden başlıyordu halılar. Fransız Şirketi´ne ait bir motorla gidip Atatürk´ü gemiden aldılar. O demir iskeleden Zonguldak´a çıktı. Hemen koşup arabanın kapısını açtığımı hatırlıyorum. O sırada elini de öptüm.
— Biraz anlatırmısın; nasıl buldun Atatürk´ü?
— Yüzüne bakamazsın ki. Şimşek gibi gözleri vardı. Yüzüne bakamıyordun ki, anaların bir daha öyle bir evlat doğuracağını sanmıyorum. Öyle evlat doğmadı da sonra. İşte öyleydi.
— Peki ne yaptı Atatürk Zonguldak´ta? Nereleri gezdi? Konuşmalar yaptı mı?
—Atatürk’ü arabaya bindirdim. Üzülmez´deki Müessese Müdürlüğü binası yapılan yere götüreceğim. O zaman Üzülmez´e tren yolundan başka bir şey yok. Bir yol var, şimdiki gümrük binasının arkasından Rüzgarlımeşe´ye çıkıyor. Patika. Hemen gümrüğün arkasında bir eski tuvalet vardır. İşte oradan çıkıyor. Bir-iki viraj var. Manevra yapmadan, bir defada dönüp de yukarıya çıkamazsın.
Tam oraya geldiğimizde Atatürk bir doğrulup sordu: “Başka yol yok mu evladım?” dedi. “Yok, paşam” dedim.
Rüzgarlı’ya çıktık. oradan da Rat yol ayrımına. toz toprak nasıl biliyor musun? Yolda bir atlı adam vardı. Bizim geçmemiz için atını dağa çıkarıp bize yol açtı. O yoldan geçerek yukarıdan Üzülmez’e geldik. O binanın her şeyi o zaman Esat Kerimol’dan soruluyordu. ()
— Sonra aynı yoldan geri mi getirdin Atatürk´ü?
— Aynı yoldan geri gelmedi. Üzülmez´den trene bindi. Liman´a geldi. Ertuğrul´a döndü, gittiler.
— Niye gelmiş Atatürk buraya?
— Hiç, gelmiş işte.
— Nasıl gelmiş işte. Hiç bir şey yapmadı mı? Kimseyle konuşmadı mı?
— Konuşmaz mı? Ama asıl gelişi başka. bunu ben onunla gelen personele sordum. Atatürk. emir vermiş, "Ertuğrul´u hazırlayın da bir Boğaz gezisi yapalım." demiş. Hemen hazırlamışlar. Atatürk Kaptan´a"Karadeniz´e çık" demiş, kaptan çıkmış. "Emret paşam" demiş,"Zonguldak diye bir yer var, oraya gidelim." demiş, odasına çekilmiş..
Uyandığında Zonguldak´taymış Ertuğrul. İşte gelişi bu. Ama Zonguldak´tan gitmeden emir de verdi. "Bu yolları yapın." dedi. Bu nedenle de bazı yollar onun emriyle yapılmış oldu.

() Arif bey: Kayıtlarda da soyadına rastlayamadığımız Arif bey, 22.8.1930 ile 7.8.1932 tarihleri arasında Zonguldak´ta valilik yapmıştır. (1967, İl Yıllığı)
() Esat KERIMOL: Ayrıntılı olarak başka konularda incelediğimiz Kerimol. 1892 Yanya doğumlu. Belçika´da öğrenim gören Kerimol 1914´de Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte yurda dönüyor. 1921 yılında milli mücadeleye katılan Esat Kerimol Zonguldak Maden Dairesi Başmühendisliği görevinden sonra Üzülmez´de çalışıyor. İlk kez işçi yurtlarını Yaptığında eleştirilen Kerimol zamanında hükümet işçilere ücretsiz yemek verilmesini de istiyor. 1951 yılında Zonguldak Milletvekili olan Kerimol bir çok üst düzey görevlerde bulunuyor. 25.5.1951 tarihinde ölüyor.



Yardımcı kaynaklar:
Zonguldak Nostalji
Haber Zonguldak
Saffet Can.
Yücel Namal (BEÜ)
Tarık Dakal
Orhan Zor