Sanırım pek çoğunuz da aynı görüşte olacaksınız.


Ak Parti Kilimli Belde Başkanı Yılmaz Kaldırım bir grup arkadaşıyla birlikte geçtiğimiz günlerde ziyaretimize geldi.


Takım kaptanımız Ali Rıza Tığ ile seçim öncesi girdiği iddiaları bir tarafa bırakırsak tünel konusundaki merakını gidermek istiyordu.


Kısmen anlattım.


Birkaç gün önce köşemde de bu gelişmeye değindim.


Bir hazırlık içindeydiler.


İsim vermeden bir imza kampanyası hazırlığı yapıldığını belirtmiştim.


Açık isim vermememin nedeni bir cayma ihtimalinden dolayıydı.


Kaldırım dünkü mektubu ile ihtimali kaldırmış oldu.


Bakın ne diyor;


"Sevgili Atilla Öksüz


Mithatpaşa Tüneli konusunda hassasiyetinizi ve ilginizi takip etmekteyiz.


Bu projenin hayata geçirilmesi Zonguldak -Kilimli arasındaki trafik kargaşasının sona ermesi için şart olan alternatiflerden bir tanesidir.


Bu sebeple bizler Kilimlili olmamızdan dolayı Ak Parti Kilimli Belde Teşkilatı olarak bizim ilgimizi çekmektedir.


Mithatpaşa Tüneli´nden daha ziyade Ekmekçi Tüneli ile ilgilenmekteyiz ve bu ilgimizi de sizinle paylaştık.


Şu anda Ekmekçi Tüneli ile ilgili araştırmalarımız hızlı bir şekilde devam etmekteyiz. Çok kısa zamanda hazırlayacağımız dosyamızı size de sunarak kamuoyu oluşturma aşamasında yardımlarınızı talep edeceğiz.


Bize yardımcı olacağınızdan hiç kuşkumuz yoktur.


Şimdiden teşekkür ederim"


Aslında bizler Yılmaz Kaldırım´a teşekkür etmemiz lazım. Hem iktidar partili olup hem bu duruma sessiz kalmadığı için.


Üstelik Milletvekili Polat Türkmen Kilimli´de oturmasına karşın bu konuları kulak ettiği halde hem Polat Türkmen´in hem Kilimli´nin Belde Başkanı olarak sorumluluktan kaçmadığı için.


Bir teşekkürümde haklı ve mantıklı bir tartışmayı dosya haline getirip bir kampanya fitilini ateşlemeyi düşündükleri için.


"İşte budur" dedirtecek bir örnek.


Teşekkürler Yılmaz Kaldırım.


Sonuna kadar bu düşüncenizin yanındayız.



- Pusula serüvenim -


Ben doğum günlerini pek sevmediğimi söylemiştim.


Bu yüzden pek kutlamam.


Arada dayatmalar olursa biraz zoraki de olsa mumlara üflerim.


Pusula Gazetesi´nin yola çıkma sürecinde en çok direnen isimlerden biri oldum.


Pusula Dergisi´ne yıllardır mizah yazıları yazmama karşın günlük gazete düşüncesinin içinde olmakta tereddüt edenlerdenim.


En büyük çekincelerimden biri sorun çıkaran adam olarak ekip arkadaşlarımla ters düşmek zorunda kalmaktı.


Pusula dijital baskı makinesiyle hayata geçtiğinde ben Demokrat´ın Zonguldak temsilciliğini yapıyordum.


Sanırım 8 ay böyle devam etti.


Arada haber paslaşmaları oluyordu.


Arada yan yana bürolarımızın bulunduğu halde Pusula´nın sahibi ve arkadaşlarından haber saklıyordum.


Aynı haber bir gün sonra Pusula´da yayınlandığında daha farklı bir etki ve keyif veriyordu.


Bu keyif, üzerimde merkezde bir gazeteye yazmam konusunda baskılarla pekişince yeni bir rotaya meğilleniyordum.


Gazeteci yaptığı haberin yaratacağı tepkinin nereden geldiğini çok önemser.


Bunlar mutlaka önemli değerler.


İyi gazeteciler bunu bilir ve önemserler.


Saygıyla karşılarlar.


Değerli büyüğüm Ereğli Demokrat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sina Çıladır´dan izin koparmam kolay olmadı.


Çok şey öğrendiğim Çıladır´ı üzdüğüm için özür dileyerek ayrılırken ikimizinde gözleri nemlenmişti.


O gün bu gün yepyeni bir ekiple kamu görevi yapmaya çalışıyoruz.


Eleştiren ve takdir eden tüm okurlarımıza yürekten teşekkür borçluyuz.


Bu gazetede çok değerli isimler var.


Hepsine minnet borçluyuz.


Daha iyi şeyler yapabiliriz.


Dün pastayı kesip 4. yaş günümüzü zevkle kutladık.


Pusula´ya başlamak benim için yeni bir doğum günüydü. Her ne kadar gazetenin en çekilmez adamı olsam bu ekip bana Öksüz´lüğümü unutturuyor.