•  
    •  » FOTO GALERİ
    •  » WEB TV
    •  » HABER ARA
    •  » ARŞİV ARAMA
    •  » MAKALE ARA
    •  » BİR YIL ÖNCE
    •  » BEŞ YIL ÖNCE
    •  » ON YIL ÖNCE
    •  » DÜZCE
    •  » BOLU
    •  » KASTAMONU
    •  » KARABÜK
    •  » BARTIN
    •  » TÜM HABERLER
    •  » ÜLKE GÜNDEMİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » GÜNCEL
    •  » MUTFAĞIMIZ
    •  » MANŞETLER
  • COVID-19
  • SPOR
  • ZONGULDAK
  • ALAPLI
  • ÇAYCUMA
  • DEVREK
  • GÖKÇEBEY
  • KDZ EREĞLİ
  • KİLİMLİ
  • KOZLU
Pusula Gazetesi
Bitinya ahalisi

Bitinya ahalisi
09 Temmuz 2013 01:49:04

Yazar : Prof. Dr. Ali Osman Özcan

Bitinya bölgesi, Güney-Batı Karadeniz’de Filyos Çayı’nın batısından Üsküdar’a, Kuzey-Güney hattında ise Çankırı, Ankara, Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerini içine alan bölgedir. Tarihte bölgede çeşitli kavimler yaşamıştır. Bu bölge, Anadolu Selçuklu sultanı tarafından Ertuğrul Gazi’ye ikta olarak verilmiştir. Bu durumu daha önceki yazılarımızda dile getirmiştik. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda bu bölge yokmuş gibi kabul edilip, Osmanlı Devleti’nin sadece Bilecik ve Söğüt civarlarında yaşadığını ileri sürmek, gerçekliği tersyüz etmektir. Örneğin D.Ahsen Batur 1200 Yıllık Sürgün adlı Selenge Yayınları’ndan İstanbul’da 2013 yılında basılmış kitabının 169. sayfasında Kayı Boyu ile Kınık Boyunu karşılaştırırken şu görüşleri ileri sürer:

“8-9. yüzyıllarda Oğuzlar, Mangışlak civarına göç ederler. Reşidüttin’in Oğuz boylarını sayarken Kayıları listenin başına koyması Kaşgarlı’nın ise ilk sıraya Kınık Boyu’nu yerleştirip sonra Kayılardan söz etmesi de muhtemelen yazarların yaşadıkları dönemde yıldızı parlayan Oğuz Boyu’nu listenin başına koyma nezaketinde bulunmasından kaynaklanmıştır…Kunların Kıpçakların değişik isimlerinden biri olduğu bilinmektedir. Z.V. Togan’da Kunları doğrudan Hun (koyunlu) olarak göstermekte, Kunların (Hunların) esas kuvvetlerini Oğuz, Ogur, Kimak (Kıpçak), Kanglı zümreleri teşkil etmiştir demekte, sonrada kendisinin Kıpçakların bir kolu olarak kabul ettiği Kaylara mensup olduğunu belirtmektedir; ama asıl önemli olanı her iki eserinde de Kaylarla Kayıları özdeşleştirmesidir”.

Bu durumda Oğuz, Kay ve Kayı sözcükleri tartışmaya açılmış olmaktadır. Bu sözcüklerin içeriklerini belirlemek, gerçekten zordur. Örneğin aynı kitabın aynı sayfasında “Fuat Köprülü, daha ziyade Kaşgarlı Mahmut’un kayıtlarına istinat ederek Kaylarla Kayıların kesinlikle aynı kabile olmadığını ısrarla vurgulamaktadır. Ama ne Kayların ne de Kayıların geçmişleriyle ilgili herhangi bir bilgi vermemekte, yalnızca kaynakların yetersiz olduğundan şikayet etmektedir. Yalnızca Handemir, Osmanlıların Kırım yoluyla deşt-i Kıpçak’tan (Kıpçak Çölü) Rum ülkesine gelen on bin hanelik Terakimenin (Türkler) ahfadı yani Kıpçak Terakimesi olduğu hakkında bir rivayet nakletmektedir. Kayılar hakkındaki bu bilgi eksikliği çok iyi bir istihbarat ağı kurmasına rağmen Timur’u yanıltmış ve muhtemelen Kayı neslinden olduğunu söyleyen Kastamonu Beyi Çoban’ın ifadesine dayanarak Bayezid’e yazdığı mektupta ‘Senin soyun Gemici Türkmenlere dayanır ve biz bunu gayet iyi biliriz’ demiştir. Z.V. Togan, Kefe ile Anadolu arasında kayıkçılık eden Kastamonu Bayi Çoban’ın dedelerinden dolayı Timur’un bir yanılgıyla Yıldırım Bayezid’e bu şekilde hitâp ettiğini zımnen belirttikten başka, Kayıların Deşti Kıpçak’tan büyük kafileler hâlinde göç edip gelen Kıpçak Boyu Durgutların arasında yaşadıklarını ileri sürmektedir” ifadeleri yer almaktadır.

Bu ifadeler Osmanlının geçmişini tartışılır hâle getirmektedir. Kastamonu Beyi Emir Çoban’ın kendisini Kayı Boyu mensubu olarak görmesi Söğüt civarında kurulan Osmanlı

Beyliği ile ilişkisini gösterir. Bu durumda Söğüt civarındaki beylik, arkasına Kastamonu Kayılarını almış olmaktadır. Sonuçta küçük bir boy olarak sunulan Kayı Boyu, aslında küçük bire boy olmaktan çok kalabalık bir boy olarak kabul edilebilir.

Aynı kitabın 173. sayfasında “Kayların Kıpçakların bir kolu olduğunu ve Kayıların geçmişleriyle ilgili hiçbir kayıt bulunmadığını kabul edersek, bu durumda Osmanlı Hanedan’ını kuran Kayıların Kıpçak asıllı olduğunu, Ahincanov’un dediği gibi 8-9. yüzyıllarda İrtiş Boyları’ndan gelerek Mangışlak taraflarında Oğuz kabileleri arasına karışıp dillerini değil, ağızlarını değiştirdiklerini varsaymak gerekir.” cümleleri yer almaktadır. Bu cümleler, Osmanlı’ya farklı gözle bakmamız gereğini de gösterir. Ancak “Osmanlı ailesi yükseldikçe hızlı bir şekilde bozulmaya, aslından uzaklaşmaya, kendisi de Oğuz-Türkmen olduğu hâlde Türkmenlerden uzaklaşmaya, zaten hiç ağzına almadığı Türk kelimesini Anadolu’nun çilekeş Türkmenlerine ‘köylü sıfatı’ olarak yakıştırmaya başladı” diyen Batur (2013), bir noktada haklı gibidir. Çünkü Fatih Sultan Mehmet, Bayındır Boyu’ndan Akkoyunlu Uzun Hasan’a gönderdiği mektupta “Yine aşağılık Türkmen seciyeni (karakter) gösterdin” diye yazmaktadır. Bu cümle Fatih Sultan Mehmet’in devleti kuran Türk unsuruna hiç de hoş görüyle bakmadığını göstermektedir.

Buna karşılık Timur, “Biz ki, Turan hükümdarı, Türkistan emiriyiz. Biz ki, halkların en eskisi, Türkün şah damarıyız” diyebilmektedir. Aynı Timur, İspanyol elçisine “Beni biraderim Bayezid’in üstüne varmam için sürekli tahrik ettiniz” diyerek Türklük bilincini açıkça sergilemiş, Anadolu’dan ayrılırken de askerlerine “Bu savaş, hiç hesapta olmayan bir savaştı; ama ne yazık ki oldu ve kartallar savaştı, kargalar güldü” demiş; ayrıca “Bu fesat toprağı burada kalsın; onun için herkes atlarının ayaklarına bez bağlasın ki, bu fesat toprağı ata yurdumuza ulaşmasın” diyerek Türklerin kardeşliğini en güzel şekilde göstermiştir. Kardeşlerin arasına fitne ve fesat girmemesi için elinden geleni yapmıştır. Yine İskit Hanı’nın yabancı bir hanımla evlenmesi, yabancıları taklit etmesi, onlar gibi giyinip eğlenmesi imkânsızken, Osmanlı’da daha Sultan Orhan zamanında yabancı gelinler Osmanlı Sarayı’nda kol gezmekteydi. 19. yüzyılda Avrupalı zenginlerin en büyük hayali kızlarını Osmanlı paşalarıyla evlendirmekti. Bu durumda Türklerin kurduğu Osmanlı Devleti’nin sırları hanımları eliyle yabancılara ifşa edilmekteydi. Devleti kuran Türkler ise, vergi veren ve askerlik yapan insan derekesine düşürülmüştü. Bitinya ahalisi denilen ahali, vergisini veren, devletine bağlı, vatanı için ölen fakat devletin nimetlerinden yararlandırılmayan bir ahali olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bitinya bölgesindeki halk, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda en az Bilecik ve Söğüt’tekiler kadar fedakârlık ve feragatte bulunmalarına rağmen adları okunmamaktadır. Oysa bölge halkı yaya ve atlı olarak Osmanlı’nın bütün savaşlarında canla başla mücadele etmişken, daha sonra Türkçe bile bilmeyen Osmanlı paşalarının emrinde yaşamak ve kurduğu imparatorluktan vazgeçmek zorunda bırakılmıştır.

Bu Yazı Toplam 3115 Defa Okunmuştur
Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.

 Yorumlar ( 8 )

Ali Osman Özcan
8 yıl önce

Sayın Kaya Adanır Bey, ilginize teşekkür ederim. Bölgemize hizmet eden ve edecek olan herkese saygılar sunarım. Bugüne kadar yararlandığım kaynaklar, belirli arşiv belgelerine dayalı olarak yazılmıştır. Elbette ki, tarihin derinliklerine ışık tutacak daha çok kişinin çalışmalarına ve yazılarına ihtiyaç vardır. Sayın Nihat Yasa bey kardeşimiz de, bölgemizin insanıdır ve yaptığı çalışmalar tarafımdan da takdir edilmektedir. Bölgemize herkes karınca kararınca farklı yaklaşımlarla hizmet etmektedir ve edecektir. Selamlarımla.

 Beğen

kaya adanır
8 yıl önce

Değerli büyüğümüz sayın Prof Dr. Ali Osman Özcan beyin ellerine sağlık, güzel çalışma yapmış. ancak; sayın hocamız Nihat Yasa'nın çalışmalarını devlet arşivlerinden gerçek bilgi, belge, dokümanla yaptığını biliyoruz, Sayın Nihat hocamız yöremizin tarihine ışık olacak her türlü çalışmaya da katkıda bulunup, elindeki dökümanları verir. Kendisi bu konuda çok çaba gösteriyor iki büyüğümüzü de tebrik ederim.

 Beğen

Ali Osman Özcan
8 yıl önce

Sayın Nihat Yasa Bey, kimseyle bilgi yarışına girmek istemiyoruz. Tarihin derinliklerine inildikçe gerçeklikler buğulanıp gözden kaybolabilmektedir. Ancak Galatların yaşadıkları bölge olarak Mısır da gösterilmektedir. Ord. Prof. Dr. Yusuf Ziya Özer'in Türk Tarih Kurumu yayınlarından 1939'da Ankara'da basılmış kitabının 25. sayfasında konu anlatılmaktadır. Aynı kitapta Galatlar için Gallas ve Galaç tabiri de kullanılmaktadır. Tarih atlaslarında Galatların vatanı olarak Ankara-Yozgat hattı gösterilmektedir. Galatlar, Galata kulesini yapan kavim olarak da bilinir. Galatlar, Bitinya ile komşudur. Kızılcahamam bölgesine de Yabanova denilmektedir. Selaml ... DEVAMI

 Beğen

Nihat YASA
8 yıl önce

Bitinya ahalisi adlı yazınızda "Bitinya bölgesi, Güney-Batı Karadeniz’de Filyos Çayı’nın batısından Üsküdar’a, Kuzey-Güney hattında ise Çankırı, Ankara, Bursa, Eskişehir ve Bilecik illerini içine alan bölgedir." denilmektedir. Ankara bölgesini de Bitinya bölgesine dahil ettiğinize göre Galatya neresi acaba?

 Beğen

Ali Osman Özcan
8 yıl önce

Sayın Adem Ardıç, ilginize en samimi duygularla teşekkür ederim. Bölgemize yapılan ve yapılacak olan her hizmet bizleri mutlu etmektedir ve edecektir. Selamlarımla.

 Beğen

Adem ARDIÇ
8 yıl önce

hocam yazınızı okudukça içim burkuldu...ama tarihin gerçekliği ve günümüzdeki yansıması malasef örtüşüyor.tespitleriniz için teşekkürler...

 Beğen

Ali Osman Özcan
8 yıl önce

Hulusi Hocam, Osmanlı'dan günümüze Zonguldak havalisinde fazla değişiklik olmadığını gösteren yazıma yaptığınız yorum için en içten dileklerimle teşekkür eder, Almanya'ya selamlarımı gönderirim.

 Beğen

Hulusi Geçgel
8 yıl önce

Osmanlı İmparatorluğu dönemin süper gücü haline gelişiyle de, duraklayıp hızla çöküşüyle de bize ders alacağımız önemli bir miras bıraktı. Keşke Osmanlı Devleti yöneticileri de, Karamanoğlu Mehmet Bey, Ali Şir Nevai, Mustafa Kemal Atatürk gibi Türklüğe ve Türkçeye sahip çıksalardı. O zaman Türkçenin ve Türklüğün durumu bugünkünden çok daha farklı olurdu. Padişahın bir lütfu olarak Payitaht (İstanbul halkı) askere gitmez, vergi ödemezdi. Anadolu halkı, asker, gıda, vergi vb. devletin her türlü lojistik ihtiyacını karşılamış ama maalesef İstanbul'dan hep "taşra" ve "köylü" muamelesi görmüştür. Bu güzel y ... DEVAMI

 Beğen

  • s.
  • 1
gölgeler



Günün Pusula Gazetesi'ni okuyabilirsiniz.
jpeg formatında indirebilirsiniz.

Sağlık Haberleri


Çok okunan yazıları


  • Kdz. Ereğli Cehennemağzı Mağarası'ndaki gizem
    22-04-2012 | 23 : 52 53
  • Anadolu Beylikleri'nden Osmanlı'ya Zonguldak
    14-08-2012 | 02 : 11 41
  • Anadolu Beylikleri döneminde Zonguldak'ın dipsiz kuyusu
    06-12-2015 | 21 : 20 47
  • 16. Yüzyıldan günümüze Zonguldak Bölgesi'ndeki nüfus hareketleri ve köyler
    03-08-2014 | 20 : 55 50
  • Zonguldak'ta "Kırk kulplu kazan" efsanesi
    14-03-2012 | 14 : 43 22
  • Zonguldak zorbalarından Ali Molla
    04-12-2012 | 00 : 01 49
  • Altın karasaban ve boyunduruk nerede?
    08-05-2012 | 00 : 25 50
  • Erik diyarı Zonguldak
    24-07-2012 | 13 : 18 45
  • Zonguldak'ta Osmanlıların ilk dönemi
    22-06-2015 | 22 : 26 24
  • Zonguldak; Göç alan ilden, göç veren ile
    02-12-2014 | 21 : 51 36
  • Rumeli'ndeki köylerle Zonguldak köyleri arasındaki benzerlik
    09-04-2013 | 01 : 37 09
  • Saka, sucu değildir
    23-03-2015 | 00 : 14 44
Tüm Yazıları

Köşe Yazarlarımız


  • Ali Rıza Tığ
    Zorunda mıyım?
  • Bayram Tomakin
    Tekrarlama
  • Öznur Güneş
    Sahile göz dikenler, pusuda yatanlar…
  • Cüneyt Özfidan
    ‘Her yerde yanmış madenciler vardı, onların üzerinden sürünerek çıktık!’
  • Prof. Dr. Şenol Kuşcu
    Ekonomide tasarruf reformu paketi
  • Raif Tokel
    YAYLA MAHALLESİ’NİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ - II

Çok Okunan Köşe Yazıları


  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY

» Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
  • Ali Rıza Tığ
    Üvey anneyle ilişki cinayetinin anatomisi
  • Öznur Güneş
    Ensest ilişki ve cinayet...
  • Ali Rıza Tığ
    Zonguldak’ın varlıklı aileleri
  • Ali Rıza Tığ
    Soruşturma yetmez: Vergi incelemesi gerekir
  • Ali Rıza Tığ
    Özeliniz de, tüzeliniz de aynı!
  • Prof. Dr. Şenol Kuşcu
    Gösterişten tasarruf olmaz!
  • Ali Rıza Tığ
    Parti değiştirirse eşi kesin boşar!
  • Ali Rıza Tığ
    Üvey anneyle ilişki cinayetinin anatomisi
  • Ali Rıza Tığ
    Şaplakların sesi ırmak gıyından duyuluya!
  • Ali Rıza Tığ
    Gazeteciliğin yüz karası…
Logo
  • Ana Sayfa

  • Künye
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Reklam
  • Üye Girişi
  • Üye Kayıt
  • Bize Yazın
  • Zonguldak
  • Spor
  • Kdz.Ereğli
  • Alaplı
  • Çaycuma
  • Devrek
  • Gökçebey
  • Kilimli
  • Kozlu
  • Tüm Haberler
  • Facebook
  • Twitter
  • Arşiv
  • Gazete 1 nci Sayfalar
  • Videolu Haberler
  • Çok Okunanlar
  • Foto Galeri
  • Pusula TV

ETİKET

            • Zonguldak  Kozlu Kilimli Alçakoca imece
              Ereğli   Alaplı   Çaycuma   Devrek
              Gökçebey   ttk   Göçük   Erdemir
              çates   termik   santral   Akdemir   Tünel  Zonguldaksporchp mhp ak parti Zonguldak Evden Eve
               evden eve nakliyat  maltepe evden eve nakliyat
         

Mobil uygulamayı indirmek için tıklayınız

Copyright © Pusula Gazetesi Tüm hakları pusulagazetesi.com.tr'ye aittir.

Ereğli Haberleri

Zonguldak Haberleri

Günün Haberleri

Son Dakika

YUKARI