İsmail Recai Şanlı Zonguldaspor başkanıydı.


Etrafında toplananlar ona ilk kazıkları atanlar oldu.


"Kurumsallaşalım" dedi.


Kimse dinlemedi.


"Tesisleşelim" dedi yanındakiler yan çizdi.


"Profesyonelleşelim" dedi kimse inanmadı.


"Bu sene şampiyon olmayalım" dedi millet ters tepti.


Şanlı hep bir şeyler anlattı.


Ticaretteki başarısı ve duruşundan faydalanmak gerekiyordu.


Ancak bir çok kişi Şanlı´nın düşüncelerinden değil cebinden faydalanma peşine gitti.


Şanlı "Benim Zonguldak´a ihtiyacım yok" derken aslında ne demek istediği belliydi.


Ancak bu sözleri "Zonguldak´ı küçümseme olarak" pazarlandı!


Oysa Şanlı´nın Zonguldak sevgisinin boyutu bir çok kişinin boyunu aşıyordu.


Ama olmadı.


Zonguldakspor Başkanlığı döneminde aynı yönetimde olan bazı isimler Şanlı´ya duyulan güveni ve saygıyı kıskandı.


Şanlı alıp başını gidiyordu.


Birilerinin onun önünü kesmesi gerekirdi.


Dedikodu üretmeye başladılar.


Sonra bu dedikoduları gazeteler taşıdılar.


"Şanlı hap satıyor. Kara para aklıyor" dediler. Şanlı´yı yakından tanıma fırsatı olmayan birçok kişi bunlara inandırılmaya çalışıldı.


Siyasette Şanlı´nın gelecekte kendilerine engel olacağını düşünenler başka dalaverelere girdi.


Şanlı, o günlerde siyasete girmeyeceğine inandırmak için adeta yırtındı.


Oysa tınlamayabilirdi de.


Sonra Zonguldakspor Başkanlığı´ndan ayrıldı. Onun karizmasının gölgesinde kaldığını düşünenler, fikirlerini anlamaktan uzak duranlar mutlu oldu!


Dedikodulara son verdiler.


Ve aynı Şanlı´nın kapısını eskiden olduğu gibi para için çaldılar.


Kulübe paralar istendi. Şanlı burun kıvırmadı. "Hayır" demedi. Küçümsemedi.


Şimdi Filyos´da bir şeyler oluyor.


Farklı şeyler söyleniyor.


İşadamlarının seçimlerde direkt taraf olmalarına karşıyız.


Böyle zamanlarda kirli ve yakışıksız ithamlar oluyor.


Bazen İşadamı hak etmediği ithamlarla karşılaşabiliyor.


Şanlı´nın dediği gibi; "İşadamı siyaset üstüdür" fikri pek samimi gelmeyebilir.


Doğrudur.


Birkaç sene önce yaşanan tablo bugün yeniden yaşanıyor.


Dün Şanlı´yı aradım.


Uzun uzun konuştuk.


Filyos´a kendisini adayan Şanlı küsmüş.


Ve tepkisini de gizlememiş.


Israrla soruyorum küsmesinin nedenini.


"Hilmi Hoca´nın kazanması için çalıştım. İlk kez açık açık çalıştım. Hilmi Uzun benim öğretmenim. 40 yıllık arkadaşım. Kıvırmadım. Ortaya oynamadım. Yanında olduğumu anlattım. Ben seçimi kaybetmedim. Hilmi Hoca kaybetti. CHP kaybetti. Ama benle ilgili akla hayale gelmeyen ithamlar bizi çok yaraladı" diyor.


Şanlı çok kırılmış.


Oldukça duygusallaşmış.


İyi niyetle yaptığı çalışmaların seçim ve siyaset adına kendisine hakaret olarak dönmesine çok içerlemiş.


Bursları kesmiş.


Eğitim ve diğer yatırımlarını kesmiş.


Arazilerini satılığa çıkarmış.


Birilerinin çıkıp Şanlı´dan özür dilemesi gerekir.


Şanlı´ların sayısını çoğaltmak için çaba sarf etmek gerekirken siyaset adına Şanlı ve bir çok ismi harcayamayız.


Hep bunu yaptık.


Hep kaybettik.


Kıskançlık, kapris ve korkularını yenemeyenlerin yüzünde bu isimleri kaybedemeyiz.