Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi&[#]8217;nde yaşanan işçilerin ocaktan çıkmama eyleminin ardından kaleme aldığım &[#]8220;Madencinin Protestosu&[#]8221; adlı yazım, TV ve gazete haberlerine dayalıydı ve işçilerin anlattığı ile basına yansıdığı kadarıyla, işletme yöneticilerinin &[#]8220;disiplin&[#]8221; adına yaptıkları uygulamanın yarattığı bir anımsatma üzerine kuruluydu. 2&[#]8217;nci Dünya Savaşı döneminde Kütahya/Tavşanlı bölgesindeki linyit ocaklarında genç bir madencinin ölümü nedeniyle yakılan &[#]8220;Mükellef Türküsü&[#]8221; adlı, 70 yıllık bir türkünün o dönemin yaşamına nasıl tanıklık ettiğini de göstermek istiyordum. Yazdıklarımın &[#]8220;Kelebeğin Rüyası&[#]8221; filmi ile de bir ilgisi yoktu.

Ayrıca özenle belirtmeliyim ki, ben &[#]8220;Madencinin Protestosu&[#]8221; başlıklı yazıyı 11 Mart 2013 tarihinde gazeteye göndermiştim. &[#]8220;Kelebeğin Rüyası&[#]8221; filmini ise, yazım gazetede yayınlandıktan bir hafta sonra 17 Mart 2013 Pazar günü saat 13.30 matinesinde eşimle birlikte Devrek Belediye Sineması&[#]8217;nda seyretmiştik. Özel bir merak içinde değildik, &[#]8220;Film Devrek&[#]8217;e ne zaman gelirse, o zaman seyrederiz&[#]8221; diye karar etmiştik.

Bunları niye yazıyorum? Herhangi bir mecburiyetim mi var? Hayır. Hiçbir zorunluluğum yok. Çünkü benim yazımda -dikkatlice okunursa- &[#]8220;Zonguldak&[#]8217;taki mükellefiyet uygulamaları&[#]8221; ile ilgili herhangi bir bölüm, cümle yoktur. Yazıda anlatılanlar, -o bölgenin kaynaklarında yazılı olduğu üzere- Kütahya/Tavşanlı linyit kömürü ocaklarında 1940&[#]8217;lı yıllardaki &[#]8220;Ocak ağzına demir kapı uygulaması&[#]8221;, bir göçük olayı ve ölen bir gence yakılan ağıtla ilgiliydi. Durum böyleyken, Sayın Tuna Aratoğlu&[#]8217;nun Pusula Gazetesi&[#]8217;nin internet sitesindeki yazıma gönderdiği yorumunu okuyunca, en azından durumu açıklama gereğini duydum.

Değerli Tuna Aratoğlu, yazdığım yazıya, &[#]8220;Sayın Kalyoncu&[#]8221; başlığı ile gazeteye 14 Mart 2013 tarihinde gönderdiği yorumunda, &[#]8220;Mükellefiyet dönemi denilen o dönem aslında &[#]8216;Askerlik Muafiyeti&[#]8217; kararnamesinin uygulanmasında yaşanan ve Zonguldak&[#]8217;ta 1285 kişiye uygulanan bir çalışma ve çalıştırma şeklidir. Harbin sona ermesiyle hemen kalkmıştır&[#]8221; diye, bugüne değin hiç duymadığım, okumadığım çok önemli bir bilgi verdikten sonraki cümleler arasında, &[#]8220;Kelebeğin Rüyası&[#]8221; filmi ile ilgili eleştirilerini yazmış ve sonra hangi gerekçelerle böyle bir kanıya vardıysa, &[#]8220;Görüyorum ki, sizi de etkilemişler&[#]8221; diye bir cümleye de yer vermiş. Sonrasında, &[#]8220;Mükellefiyet &[#]8216;yıllardır ben de yazdım&[#]8217; diyen 2 ila 3 kişinin kitaplarındaki gibi değildir canım&[#]8221; diyerek, &[#]8220;Selamlar&[#]8221; ile bitirmiş. Selamı başım üzere Tuna Bey&[#]8217;in, yazımızı okuduğu, yorum yaptığı ve özel olarak da bu bilgiyi paylaştığı için çok teşekkür ederim.

[*] [*] [*] [*]

Ben, mükellefiyet dönemi uygulamaları ile ünlü ve ödüllü romancımız İrfan Yalçın&[#]8217;ın 1979 yılında yayınlanan &[#]8220;Ölümün Ağzı&[#]8221; romanı ile karşılaştım. 1980 yılındaki &[#]8220;Türk Dil Kurumu Roman Ödülü&[#]8221;nü de kazanan bu romandan çok etkilendiğimi belirtmeliyim. Okumayanlara da özellikle öneririm. Ayrıca &[#]8220;Kelebeğin Rüyası&[#]8221; filmi ile ilgili değerlendirme yapmak isteyenler de, yine İrfan Yalçın&[#]8217;ın; Rüştü Onur, Muzaffer Tayip Uslu ve Kemal Uluser&[#]8217;in yaşamlarını konu alan, &[#]8220;İlkyaz Ölümleri&[#]8221; romanını da mutlaka okumalılar.

Bu konu ile ilgili okunması gereken bir kitap daha var: Hikmet Bila&[#]8217;nın &[#]8220;Kömür Kara&[#]8221; adlı kitaplaşmış senaryosu. Zonguldak&[#]8217;ta doğup-büyümüş olan ünlü gazeteci Hikmet Bila, kitapta geçen olayların şehri Zonguldak&[#]8217;ın havasını solumuş, insanlarıyla birlikte büyümüş bir kişidir ve üç şairin yaşadığı çevrede gençliğini yaşamıştır. Kömür karası Zonguldak&[#]8217;ta yaşayan üç genç şairin ve genç madenci Ali&[#]8217;nin dramatik öyküleri Hikmet Bila&[#]8217;nın yıllar süren çabalarıyla ve usta kalemiyle ölümsüzlük kazanmıştır. (Kömür Kara: Morpa Yayınları, 2011)

[*] [*] [*] [*]

&[#]8220;Kelebeğin Rüyası&[#]8221; filmi ile ilgili görüşlerimi bir-iki cümle ile belirteyim. Yılmaz Erdoğan, iki genç şairin yaşadığı 1940&[#]8217;lı yıllar Zonguldak&[#]8217;ında maden ocaklarında uygulanan mükellefiyet dönemini verirken, &[#]8220;Afrika&[#]8217;dan Amerika&[#]8217;ya zorla-şerle götürülen Kunta-Kintelere&[#]8221; fazlaca özenmiş gibi geldi bana. Ayrıca her köşe başına serpiştirdiği altıoklu CHP bayrakları ile de 2&[#]8217;nci Dünya Savaşı yıllarını zorlukla yaşayan dönemin iktidarına, -kasıtlı demek istemiyorum ama- abartılı ve acımasız eleştirel bir yaklaşım içinde olduğu duygusuna kapıldığımı da belirtmeliyim. Çünkü yazılı kaynaklarda Zonguldak yöresinde böyle sahnelerin yaşandığını hiç okumadık. Mükellefiyet dönemi işçileri ile röportajlar yapanlar da (Saffet Can: Okyanus Çiçekleri-1994, Emin Dayı-1995; Kadir Tuncer: Tarihten Günümüze Zonguldak&[#]8217;ta İşçi Sınıfının Durumu-1998) böyle görüntüler yansıtmadılar.

Yedi senedir bu filmin senaryosu ile uğraştığını söyleyen Erdoğan, böyle mükellefiyet dönemi sahnelerini nerede okumuştur, kendisine kim anlatmıştır, bilmiyorum. Ama &[#]8220;gördüklerim bir hayli içimi burktu&[#]8221; diyebilirim. &[#]8220;Daha inandırıcı sahneler düşünebilirdi&[#]8221; diye de geçti aklımdan. &[#]8220;Efendim, bu, Yılmaz Erdoğan&[#]8217;ın kurguladığı bir filmdir, gerçekle ilgisi yoktur&[#]8221; diyeceğim, ama gerçekdışı da olsa, o mükellefiyet dönemi görüntülerini (atlı jandarmalar, zincirli köleler) çok fazla abartılı bulduğumu belirtmeliyim.

Ayrıca, Rüştü Onur ve Muzaffer Tayip Uslu&[#]8217;nun filmde gösterilen yaşamları da bana göre kurmaca gibi durmaktadır. 1956 yılında Yeditepe Yayınları arasında çıkan Salah Birsel&[#]8217;in &[#]8220;Rüştü Onur&[#]8221;; Necati Cumalı&[#]8217;nın, &[#]8220;Muzaffer Tayip Uslu&[#]8221; kitaplarında verilen kısacık da olsa yaşam öykülerinde filmde anlatılanları görmek pek olanaklı değildir. Arkadaşlarının anlatımlarından da filmde anlatılanlar görülmüyor. Filmi, bana göre en çok etkili kılan görsel zenginliğidir. Bu konuda diyecek söz yoktur.

[*] [*] [*] [*]

Konu &[#]8220;mükellefiyet&[#]8221; olunca, hemen aklımıza geliveren onlarca roman, hikaye, şiir, araştırma kitabı var. En eskisi 1934 tarihini taşıyan bu kitaplarda Sayın Tuna Aratoğlu&[#]8217;nun, &[#]8220;Mükellefiyet dönemi denilen o dönem aslında &[#]8216;Askerlik Muafiyeti&[#]8217; kararnamesinin uygulanmasında yaşanan ve Zonguldak&[#]8217;ta 1285 kişiye uygulanan bir çalışma ve çalıştırma şeklidir. Harbin sona ermesiyle hemen kalkmıştır&[#]8221; cümlesine uygun veya bunu içeren bir yazılı metin göremediğimi de belirtmeliyim.

Denilebilir ki: &[#]8220;Bu bilgiler EKİ&[#]8217;nin kayıtlarında vardır. Onlar, gerçektir. Hikaye, roman, şiir değildir.&[#]8221; İnanırız, doğrudur, bilgi vardı da biz (ya da ben) bilmiyorduk, &[#]8220;cehaletimiz&[#]8221; diyelim!.. Elbette TTK yetkilileri, bu konularda açıklama yapma durumunda değillerdir, böyle bir mükellefiyetleri de yoktur. Araştıracak kişi; gelir, araştırır, soruşturur. El-hak doğrudur. Ama, bunca emek ürünü roman, hikaye, şiir, araştırma-inceleme önemsenmemiştir, görmezden gelinmiştir de; &[#]8220;Kelebeğin Rüyası&[#]8221; filmi, kimilerine göre bu anlamda fazlaca gürültü koparmıştır!..

[*] [*] [*] [*]

Tuğrul Ünlü Bey ise; &[#]8220;Ben de Hamit Bey gibi düşünüyordum. Ancak, Tuna Bey bu işin gerçekliğinin böyle olmadığını savunuyor...&[#]8221; diyor yorumunda. Ancak, ben o yazıda bir düşünce ve görüş açıklamadığımı bir kez daha belirtiyorum. Konu hakkında yukarıda bilgi verdim. Gerçekler ne ise, ortaya çıksın mı? Elbette çıksın, bu noktada birleşiyoruz.

Atatürk ile ilgili değerlendirmelerine gelince, küçük bir hatırlatma yapmak isterim: 2005 yılında çıkan &[#]8220;Kömürde Açan Çiçek&[#]8221; adlı kitabımda &[#]8220;Atatürk&[#]8217;ün Zonguldak&[#]8217;a Gelişi&[#]8221; konusu 159-171&[#]8217;inci sayfalar arasında ayrıntıları ile verilmiştir. Tuğrul Bey&[#]8217;in yaptığı çalışmadan ve ne zaman yaptığından, nerede yayınlandığından haberim yoktur. Gönderirse, mutlu olurum, bilgilenirim. Katkısı için de kendisine ayrıca teşekkür ederim. Değerli yorumları ile konuya ışık tutan Gülden Işık, Cihangir Kasaboğlu ve Mustafa Demiray&[#]8217;a da ayrıca teşekkürlerimi sunarım.

[*] [*] [*] [*]

Yapılacak iş nedir? Mükellefiyet döneminin doğru-düzgün anlatılması mı? TTK kendi bünyesinde bir araştırma ekibi kurar. TTK kadroları içinde çok değerli araştırmacıların, kalemlerin olduğu biliniyor. Gerekirse Bülent Ecevit Üniversitesi&[#]8217;nden de (BEÜ) destek alınabilir. Dönemle ilgili bütün bilgiler derlenir. Bir kitapçık halinde fotoğraflı olarak yayınlanır. Öbür türlüsü, eleştirilerde yakınıldığı gibi &[#]8220;herkes fili tuttuğu yerden tarif etmeye&[#]8221; devam edecektir.