Türkiye tam bir çelişkiler ülkesi.

Bu çelişkilerden biri de AKP ve demokrasi alanında yaşanıyor.

&[#]8220;İleri Demokrasi&[#]8221; adına bir yığın yasal düzenleme, askeri vesayetin geriletilmesi, Kürt, Alevi, Roman açılımları, demokratlık adına atılan nutuklar.

Buna rağmen demokrasi ülke tarihinde bu kadar şikâyet konusu olmadı.

Hatta &[#]8220;demokrasi&[#]8221; yerine &[#]8220;diktatörlük&[#]8221; iddiaları aldı başını gidiyor.

Dilerseniz bu hafta bu konuyu açalım.

[*][*][*]

AKP&[#]8217;nin kurucuları ve çekirdek kadrosu ağırlıklı olarak &[#]8220;Milli Görüş&[#]8221;çülerden oluşuyor. Milli Görüş, bildiğimiz anlamda demokrasiye inanmaz. Bunu bizzat Recep Tayyip Erdoğan o yıllarda, &[#]8220;Demokrasi bir trendir, istediğimiz istasyonda ineriz&[#]8221; diyerek ifade etmiştir. Dine dayalı Milli Görüş&[#]8217;te demokrasi yerine Ulul Emre (Lidere) kayıtsız şartsız itaat vardır. Bunu Erbakan, &[#]8220;Emir&[#]8217;in içki içtiğini görseniz bile emirlerine kayıtsız şartsız uyacaksınız&[#]8221; şeklinde ifade etmiştir. Bugün Sayın Erdoğan bu anlamda &[#]8220;Ulul Emir&[#]8221;dir.

Buna bir de &[#]8220;Allah için, Allah adına&[#]8221; hükmettiklerine inanmalarını eklerseniz, bu anlayıştan demokrasi beklemek, horozun yumurtlamasından daha düşük bir ihtimaldir.

Şunu dediğinizi duyuyorum;

&[#]8220;Peki, öyle de, bu iktidar demokratikleşme amaçlı bunca yasal değişikliği niye yaptı?&[#]8221;

İki nedenle yaptı;

Birincisi, Avrupa Birliği (AB) normlarına uyma, Avrupa Birliği hukuk sistemine uyum sağlama zorunluluğu,

İkincisi, ortağı Pensilvanya cemaati ile birlikte sistemi amaçlarına uygun biçimde dönüştürme arzusu.

Buna rağmen iç hukuk sistemi adaleti sağlamadığından Avrupa Birliği mahkemelerine en fazla başvuru bu iktidar döneminde oldu.

İkinci amaçlarına ulaştılar, ama bu sefer de cemaatle kavga başladı.

İsterseniz Sayın Recep Tayyip Erdoğan&[#]8217;ın niye demokrat olamayacağını, niye demokrasi ile uyum sağlayamayacağını kendi söylediklerinden bazı alıntılarla anlayalım:

1- Katili affetme yetkisi aslında maktulün varislerine aittir. (7 Mart 2008)

2- Söz söyleme yetkisi ulemanındır. (2005&[#]8217;te AİHM&[#]8217;nin türban kararı için)

3- Konuşma lan, ananı da al git! (10 Temmuz 2006)

4- Rektörler işini yapsın, aksi halde diğerlerinin sonu da böyle olur. (Tutuklanan Rektör Yücel Aşkın için)

5- Bilim v teknolojinin tek ihtiyacı daha imanlı bilim adamlarıdır. Bunun için TUBİTAK&[#]8217;a el koyuyoruz. (15 Kasım 2005)

6- Ben laik değilim, devlet laik. (6 Eylül 2006)

7- Burası sakatatçı dükkânı değil. (&[#]8220;Açlıktan Satılık Organ&[#]8221; pankartı açan vatandaşa; 5 Kasım 2006)

8- &[#]8220;Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir&[#]8221; lafı kocaman bir yalandır. Egemenlik kayıtsız şatsız Allah´ındır. (13 Şubat 2007)


9- Elhamdülillah şeriatçıyız. (2 Kasım 1994, Milliyet)
10- Ata´ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. (12 Mayıs 1994, Hürriyet)
11- İstanbul´u Medine yapacağız. (Akis)
12- Bütün okullar İmam Hatip yapılacak. (17 Eylül 1994, Cumhuriyet)

13- Ben İstanbul´un imamıyım. (8 Ocak 1995, Hürriyet)

14- Sizi boyunlarınızdaki tasmalardan kurtardık. (Medyaya, 28 Mayıs 2012)

15- Kusura bakmasınlar, söylemek zorundayım; Anadolu´da &[#]8220;elifi görse mertek zanneder&[#]8221; diye güzel bir benzetme var ya... Tam da Sayın Kılıçdaroğlu´nun kıyaslarına denk düşüyor.

Siz şu anda öğüt verme değil, öğüt alma makamındasınız. (13 Haziran 2012)

Arşivleri tararsanız benzeri onlarca söz bulabilirsiniz

Yukarıdaki sözleri söyleyebilen biri ne kadar demokrat olabilir ki?

Bir de bunlara ısrarla &[#]8220;Başkanlık Rejimi&[#]8221; istemesini ekleyin&[#]8230;

[*][*][*]

Peki, ya kibirliliğine ne demeli?

Yandaşı olmayan herkese, o tepeden bakan, horlayan, aşağılayan tavrına ne demeli?

Valla ben bir şey demeyeceğim, ama Kur&[#]8217;an-ı Kerim&[#]8217;den birkaç ayet aktarayım isterseniz:

&[#]8220;Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni övüngeni sevmez &[#]8221; (Lokman, 18)
&[#]8220;Yürüyüşünde tabii ol
Sesini alçalt &[#]8221; (Lokman, 19)
&[#]8220;Yeryüzünde böbürlenerek yürüme
Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin &[#]8221; (İsra, 37)
&[#]8220;Şüphe yok ki Allah, onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir
O, büyüklük taslayanları hiç sevmez&[#]8221; (Nahl, 23)

[*][*][*]

AKP içinde, yönetimlerinde yer alıp da, &[#]8220;Ama biz şeriatçı değiliz, biz buradayken öyle bir düzen de gelemez&[#]8221; diyen dostlara, Humeyni&[#]8217;nin başa gelmesine yardımcı olan TUDEH İran Komünist Partisi ve Liberal-Demokratların başına gelenleri hatırlatırım.

[*][*][*]

&[#]8220;Peki, o zaman AKP niye bu kadar oy alıyor?&[#]8221; diyenlere de meşhur &[#]8220;Stalin Tavuğu&[#]8221; hikâyesini anlatayım;

Stalin, bir gün Komünist Parti ileri gelenleri ile içki masasındadır. Herkesin kafası iyice dumanlanmıştır. Stalin bir ara; &[#]8220;Bana şu sorunun cevabını kim verecek? Halkın yönetime kayıtsız şartsız itaat etmesi ve liderin her dediğini onaylaması nasıl sağlanabilir?&[#]8221; der.

Parti yöneticilerinin her biri kendince cevaplar verirler. Stalin verilen cevapların hiçbirini beğenmez.

Muhafızlarından birine emir verir.

&[#]8220;Çabuk bana bir tavuk getir.&[#]8221;

Stalin başlar tavuğun tüylerini canlı canlı yolmaya. Feryadına aldırmadan tüm tüylerini yolduğu ve cascavlak bıraktığı tavuğu odanın ortasına salıverir.

&[#]8220;Şimdi dikkatle izleyin tavuğu. Bakalım nereye gidecek?&[#]8221;

Zavallı tavuk, &[#]8220;kaçıp kurtulayım&[#]8221; diye dışarı kaçar, soğuktan tir tir titrer. Masaların altına, duvar diplerine koşar, tüysüz vücudu yara bere içinde kalır... Şömineye yaklaşır derisi kavrulur... Tavuk çar naçar biraz önce tüylerini yolan Stalin&[#]8217;in bacakları arasına girip sığınır. Stalin cebinden bir avuç yem çıkarıp birer birer tavuğun önüne atar. Stalin&[#]8217;in elinden yemlenen tavuk, artık o nereye yönelse ardından gider. Manzarayı hayretler içinde izleyenlere dönen Stalin, gevrek gevrek güler ve şöyle der;
&[#]8220;Gördünüz mü, halk dediğiniz topluluk bu tavuk gibidir. Tüylerini yolup al
ve serbest bırak... O zaman yönetmek kolay olur...&[#]8221;

[*][*][*]

Artan, ama gizlenen işsizlik, tarım ve hayvancılık sektöründeki çöküş, sanayi üretimindeki gerileme, akıl almaz ölçüde artan dış ticaret açığı, küçük esnafın yok oluşu, gelir dağılımındaki adaletsizlik yolunan tüylerimizdir.

Şimdi bu birkaç yem kesilsin de ortalığı bir görelim.