Yoğun tempo benim için bugün İstanbul&[#]8217;da devam ediyor.


Robert Bosh Vakfı ve Kültür Forum&[#]8217;un davetlisi olarak gittiğim Almanya gezisinin değerlendirme toplantısı için bugün ve yarın İstanbul&[#]8217;dayım. Hafta sonunu ayırmayı planladığım dostlarımdan ve ağabeylerimden özür dilerim.


Belki gelecek haftaya ama yine de söz vermeyeyim.



Haftanın en sıcak gelişmesi şüphesiz siyaset arenasında yaşananlardı.


Bundan sonra böyle devam edecek.


Ak Parti içindeki kavgalar gizliden gizliye devam ediyor.


Secaattin Gonca&[#]8217;nın aday olmasını isteyenler ve Secaattin Gonca&[#]8217;ya karşı gelenlerin gizli cengi basına her ne kadar fazla yansımasa da hissedilir derecede artmış durumda.


Gonca&[#]8217;yı istemeyenlerin alternatif bir aday çıkaramamış olmaları düşündürücü.


Konu şimdilik CHP&[#]8217;nin adayı İsmail Eşref&[#]8217;e ve CHP&[#]8217;ye yarıyor.



Ali Uzun ismini bu hafta çok duyduk.


19. Dönem Milletvekili ve Başkent Üniversitesi Hastanesi Koordinatörü, kurt politikacı ve siyaset uzmanı Ali Uzun&[#]8217;un Ak Parti&[#]8217;den aday yapmak isteyenlerin beyinlerinin arkasında ne olduğu aslında çok tartışılır. Ali Uzun bu düşünceye erken set koyduğu için bazı çabalar çok tartışılamadan sümen altı edilmek zorunda kaldı.


Ali Uzun&[#]8217;un belediyecilik anlayışından öte başka unsurlarının öne çıkarılması en başta sayın Uzun&[#]8217;a zarar verecekti.


O &[#]8216;Kimsenin töhmet altında kalmaması&[#]8217; için tavrını koydu.


Aslında kendini kurtardı.



CHP&[#]8217;nin adayı İsmail Eşref Perşembe günü ifade verdi. Daha önce yargıladığı bir davaya itiraz Yargıtay&[#]8217;dan dönünce Yargıtay&[#]8217;ın önerisi üzerine davanın duruşması Ağır Ceza Mahkemesi&[#]8217;nde gerçekleşti.


İkinci duruşma Şubat&[#]8217;ta.


Görünen o ki bu dava işi Sayın Eşref&[#]8217;e sıkıntı yaratacak.


Kemal Kılıçdaroğlu&[#]8217;nun Ak Partili Belediye Başkanlarına yönelik yolsuzluk iddilarını bu kadar gündeme getirdiği bir dönemde Eşref&[#]8217;in hüküm giydiği 3-4 davanın tartışılması kaçınılmaz. Keşke bunlar olmasa da kim daha iyi hizmet yapar, onun kavgasını yaşasak.



CHP&[#]8217;yi beğenmiyorum.


Seçimi alırlar yada kaybederler.


Benim için çok büyük kıstas değil.


Partinin kötü yönetildiğini iddia ediyorum.


Şöyle dönemde çok daha aktif olabilirler. Hazreti(!)Deniz Baykal gibi türbanlıları kucaklamaya çalışan il ve ilçe yöneticilerinin önce bu partiye yıllarını vermiş kişileri kucaklamaya özen göstermesi daha inandırıcı olur.



Ak Parti&[#]8217;yi de beğenmiyorum.


Bazı isimleri partiden uzaklaştıramadıkları sürece şaibe ve dedikodular artacaktır.


İl Başkanı Hamdi Uçar tüm baskılara rağmen bu işi iyi götürüyor olabilir.


Ama genel değerlendirmede daha iyi olması gerekirdi.


Seçim onun için önemli bir sınav.


Ancak daha fazla öne çıkıp sesini yükseltmesi ve güven vermesi gerekiyor.


Bunun için de sanırım en önemli etken kongre.


Maalesef o da seçimden sonra.



Bu seçimde herkese düşen bir ahlaki sorumluluk var.


Birincisi daha gerçekçi ve daha net tavır koymak gerekiyor.


Ancak görüyoruz ki bu seferde olmayacak.


Koyun sürüsü muamelesi yapılan halk seçmen sandıkta nasıl tepki verecek dersiniz.


Bence sandığa gitmeyerek ya da Gonca ve Eşref dışındaki başka adaylara oy vererek tepkisini dile getirebilir.


Konuşmak için erken.



Haftanın en ciddi ve dikkate alınması gereken gelişmesi bence Mithatpaşa Tüneli&[#]8217;nin Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından resmen kabul edilmesiydi.


Zonguldak Belediyesi&[#]8217;ne gönderdiği yazıda 2009 yılında yatırım programına almak için çalışma başlatıldığı yazıyordu.


Mimarlar Odası Başkanı Turhan Demirtaş Tünel&[#]8217;e senin adını verelim diyor.


İstemem.


Valla istemem.


Polat Türkmen adını verelim!



Yaygın kanallarda kapışan siyasetçileri izliyoruz.


67 Kanal Z televizyonunda bu tartışmalar neden olmuyor.


Büyüğümüz, ağabeyimiz Sayın Harun Ersoy ve Erhan Çakmak neden konukları karşılıklı almıyorlar.


Halk şeffaflık istiyor.


Aslında bu da tartışılır.


Çok özür dilerim ama şeffaflık isteyen halkın bu kadar uyurgezer olmaması lazım.


Mesela Ereğli&[#]8217;den Halil Posbıyık ile Murat Sesli aynı programa çıksın.


Mesela Secaattin Gonca ile İsmail Eşref aynı programa çıksın.


Bilelim, görelim, kim ne yapmış.



Yüreğinizden sevgi, yüzünüzden gülücük eksik olmasın.