Çatalağzı Termik Santrali’nin (ÇATES) özelleştirilmesi çok önemliydi.


Termik santraller, her ne kadar hayatımızı karartmaya, sağlığımızı gasp etmeye devam etse de, olmuşa çare bulunamıyordu.


Hızla küçülen Zonguldak’ın ekonomik nefes almaya devam edebilmesi için önemliydi.


Özelleştirilmesi gündemdeydi.


Her şey oldubitti.



Tüm temennilerin en sonuncusu gerçekleşti.


Önce “özelleştirilmesin” dedik.


Sonra “TTK’ya devredilsin” dedik.


Baktık olmuyor.


“Zonguldaklı firmalar alsın” dedik.


“Bunun için kolaylık sağlansın” dedik.


“Tek başına ihaleye çıksın” dedik.


Oldu.


Tek başına ihaleye çıktı.



Zonguldak adına Demir Madencilik ihaleyi aldı.


351 milyon Dolar verdiler.


Özelleştirmede kötünün iyisiydi.


Ama olmadı.


O da yarım kaldı.



Zonguldak adına Demir Madencilik süreci tamamlayamadı.


Hem Demir Madencilik yalnız kaldı, hem Zonguldak kendisini yalnızlaştırdı.


Olmadı.


Para yetmedi.


Para bulunamadı.


Konuşan herkes bir tarafa kaçtı.



ÇATES, sonunda ikinci sıradaki Elsan’a kaldı.


Elsan, kati teminatı yatırdı.


Yakında devir teslim yapılacak.


Şimdi ne kadar kömürcü varsa, Elsan’a el açacak.


Yoksa iflas…



Elsan kömürü alacak mı?


Alırsa, kaçtan alacak?


Elsan’ın vereceği fiyat, üreticilerin üretim maliyetini ne kadar kurtaracak?


Gele gele geldiğimiz duruma bakın.


Elsan madencilerle görüşüyor.


İstediği fiyatta bulabilirse, alacak.


Yoksa ithal edecek.


Zonguldak’taki tüm hesaplar şaşacak.


Altüst olacak her şey.



Ona kızdık, buna söylendik.


Sonunda bir arpa boyu yol gidemedik.


Zonguldak olarak yine başaramadık.


Bu kafa yapısıyla da başaramazdık.


Ona kızarak, buna kızarak zaten başaramazdık.


Kent adına, toplum adına ortak çıkarlarda birbirimize bu kadar madik atarak başaramazdık.


Madiğin, suiistimalin, ihanetin bu kadar yaygın olduğu bir yerde başaramazdık.



Sonuç olarak tablo ortada…


Bu sonuç, bizleri hiç, ama hiç şaşırtmadı.


Mevzuya sadece Demirlerin ekonomik sıkıntıları üzerinden bakan bir takım siyasi, bürokratik ve medya çevrelerinin tavrına acımak lazım.


Kentteki bu büyük kaybı görmeyip, Demirlerin ekonomik sıkıntılarını konuşmaktan zevk alan çevrelere acımak lazım…



İşte…


Zonguldak’ın durumu ortada…


Zonguldak’ın kuyusunu kazan zihniyetin mimarları ortada.


Bütün bu ve benzer süreçlerin sonunda şimdi çıkacak, hiç bir şey olmamış gibi davranacaksınız.


Demeçler verecek, büyük laflar edeceksiniz.


Bayramlarda kucaklaşacak, seyranlarda buluşacaksınız.


Hiç bir şey olmamış gibi davranacaksınız.


Her şey yolundaymış gibi davranacaksınız.



Zonguldak zaten kurban edilmiş.


Gelen kesiyor, giden kesiyor.


Biri bacağından çekiyor, diğeri kolundan…


Kimi kellesinden faydalanıyor, kimi işkembesinden…


Kimi derisini yüzüyor, kimi gerisini…


Ortakları belli.


Kimi haşlıyor, kimi mangala atıyor.


Bu kenti büyük bir iştahla yiyip bitirenler belli.


Etinden, kemiğinden kimlerin faydalandığı belli…


Zonguldak’ı zaten kurban ettiniz.


Bari onca danaya kıymayın!


Haydi, iyi bayramlar!



Acılar ve sevinçler kavuşurken…



Yine bir bayram…


Yine sancılar…


Yine hatıralar…


Yeni sancılar, yeni çıkmazlar…


Gönüllerde özlem, dilde dualar…


Her bayram sabahı aynı kalabalık…


Her bayram sabahı aynı yalnızlık…


Bir bölü iki insan…


Çarpanlarına bölünen ömür…


Kavuşma ve paylaşma telaşının tam ortasında dirilen yalnızlık…


Her bayram giderek büyüyen bir orman gürültüsü…


Her bayram daha da çok gürleyerek akan dere boyları…


Hiç gitmemiş gibi gidenler…


Çıkıp geliverecekmiş gibi eskiler…


Aynı sözler, aynı fısıltılar, aynı heyecan…


Kendini tazeleyen korkular…


Alışılması zor zamanlar…


İşte yine ve yeniden bayram…


Aynı acılar, aynı kavuşma telaşı…


Acıların ve sevinçlerin en fazla kucaklaştığı günler bu günler…


İzahı zor…


Yüz ifadesi karmaşık…



Bizden size…



Pusula Ailesi olarak; dostlarımızın, okurlarımızın, takipçilerimizin bayramlarını yürekten kutluyor, sevdikleriyle güzel, umutlu, sağlıklı günler geçirmelerini diliyoruz.


Kimsenin kimseye muhtaç kalmadığı, kimsenin zamansız acılar yaşamadığı bir ömür diliyoruz.


Bayram sonrası bizleri yeni bir tempo bekliyor.


Televizyon yayını için sayılı günler kaldı.


Bu nedenle heyecanlıyız.


Bu süreçte bizlere emeği geçen, maddi ve manevi katkılarıyla Pusula’ya destek olan, tecrübelerini bizden esirgemeyen herkese teşekkür ediyoruz.


Bayram tadında bayramlar diliyoruz.