Pusula olarak grizu faciasının nedenlerini sorgulamaya devam ediyoruz.
Ölen işçilerin hikayelerinin ötesinde bu faciasının sebep ve sonuçlarının ortaya çıkmasını istiyoruz.
Bu süreçte edindiğimiz yeni bilgi bulguları bugünde sizlerle paylaşıyoruz.
Geçmişte bu tür faciaların üzerine yeterince gidilmediği için bir yoluyla kılıfına uydurulduğu zamanları gördük.
Özel ocaklarda, kaçak ocaklarda.
Yıllardır kaçak ocaklarda ölenler beyanlara dayalı olarak ocak sahibi olarak kayıtlara geçti.
Emniyetçiler her kazada ölenin nasıl ocak sahibi olduğunu sormadılar.
Siyaset ve bürokrasi de emniyetçileri beyan edildiği gibi yazmaya, soruşturmayı o yönde yönlendirmeye itti.
Şimdi sonuçları çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bütün bulguların temelinde Türkiye Taşkömürü Kurumu´nun kendi evini yeterince denetlemekten aciz olduğunu gösteriyor.
Benzer bir olayın Kozlu´da Star Madenciliğin işlettiği ocakta yaşandığını öğrendik.
TTK´nın denetim görevlilerinden birinin işinin hassasiyetine yakışır bir davranışla olası bir faciayı nasıl önlediğini çalışanlardan duyduk.
Firma yetkilisi bu müdahaleye bozulmuş.
Ama Müessese Müdürü konuya ve metan gazı yayan ortam konusunda duyarsız kalmamış.
Kozlu´da Star Madencilik´te çalışanlar şimdi o TTK yetkilisine teşekkür ediyorlar.
Bizi de aradılar.
Yaşadıklarını anlattılar.
Bugün manşete taşıdığımız konu içerisinde pek çok soru var.
Burada bir kesimin işin üzerine gidilmesinden rahatsızlık duyduğunu da görüyoruz.
Olay çok derinlemesine işlenirse bazı TTK yetkililerinin başının yanma ihtimali yüksek.
Arada; "Olan olmuş. Bundan sonra daha dikkat ederler" mantığıyla yaklaşanlar olacaktır.
TTK içinde birileri kurumuna ihanet ediyor.
Aldığı paraya ihanet ediyor.
Facianın perde arkasıyla ilgili çelişkiler bize bu sonucu veriyor.
Yoksa bu sonuçlar neden olsun.
En büyük ihmal ise TTK yetkilileriyle bazı kurum yöneticilerinin laubali ilşkileri, arkadaşlıkları, dostlukları.
Bu yüzden bundan sonrası önemli.
Bu sürecin bağımsız bir denetleme sürecinden geçmesi gerekiyor.
Ki o zaman gerçekler daha sağlıklı ortaya çıkar.
Şahsen benim bazı şeylerin saklanmasında endişem var.
Kimin başı yanması gerekiyorsa onun başı yansın.
TTK dün bir açıklama geçmiş.
Yapılanları anlatmışlar.
Tatmin edici değil.
TTK´nın bugünkü sorularımıza net yanıtlar vermesini bekliyoruz.
TTK Karadon Müessese Müdürü Milliyet´ten Fikret Bila´nın sorularını yanıtlarken tespit edilen metan oranının yüksek olmadığını söylemiş.
Şahsen garipsedim.
Başka maden mühendisleriyle de konuşuyorum. Yüzde 4 metan oranında bir işçinin tahliye edilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Ama rakamda vermiyor.
Ne oluyor bu metan adamına göre değişiyor mu?
Burada yönetmelikler ne diyor.
Ve TTK´nın o günkü görevlileri yönetmeliğin neresine uydular?
Bu soruların belgeleriyle birlikte yanıtlanmasını bekliyoruz.
Ölen işçilerin hikayelerinin ötesinde bu faciasının sebep ve sonuçlarının ortaya çıkmasını istiyoruz.
Bu süreçte edindiğimiz yeni bilgi bulguları bugünde sizlerle paylaşıyoruz.
Geçmişte bu tür faciaların üzerine yeterince gidilmediği için bir yoluyla kılıfına uydurulduğu zamanları gördük.
Özel ocaklarda, kaçak ocaklarda.
Yıllardır kaçak ocaklarda ölenler beyanlara dayalı olarak ocak sahibi olarak kayıtlara geçti.
Emniyetçiler her kazada ölenin nasıl ocak sahibi olduğunu sormadılar.
Siyaset ve bürokrasi de emniyetçileri beyan edildiği gibi yazmaya, soruşturmayı o yönde yönlendirmeye itti.
Şimdi sonuçları çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bütün bulguların temelinde Türkiye Taşkömürü Kurumu´nun kendi evini yeterince denetlemekten aciz olduğunu gösteriyor.
Benzer bir olayın Kozlu´da Star Madenciliğin işlettiği ocakta yaşandığını öğrendik.
TTK´nın denetim görevlilerinden birinin işinin hassasiyetine yakışır bir davranışla olası bir faciayı nasıl önlediğini çalışanlardan duyduk.
Firma yetkilisi bu müdahaleye bozulmuş.
Ama Müessese Müdürü konuya ve metan gazı yayan ortam konusunda duyarsız kalmamış.
Kozlu´da Star Madencilik´te çalışanlar şimdi o TTK yetkilisine teşekkür ediyorlar.
Bizi de aradılar.
Yaşadıklarını anlattılar.
Bugün manşete taşıdığımız konu içerisinde pek çok soru var.
Burada bir kesimin işin üzerine gidilmesinden rahatsızlık duyduğunu da görüyoruz.
Olay çok derinlemesine işlenirse bazı TTK yetkililerinin başının yanma ihtimali yüksek.
Arada; "Olan olmuş. Bundan sonra daha dikkat ederler" mantığıyla yaklaşanlar olacaktır.
TTK içinde birileri kurumuna ihanet ediyor.
Aldığı paraya ihanet ediyor.
Facianın perde arkasıyla ilgili çelişkiler bize bu sonucu veriyor.
Yoksa bu sonuçlar neden olsun.
En büyük ihmal ise TTK yetkilileriyle bazı kurum yöneticilerinin laubali ilşkileri, arkadaşlıkları, dostlukları.
Bu yüzden bundan sonrası önemli.
Bu sürecin bağımsız bir denetleme sürecinden geçmesi gerekiyor.
Ki o zaman gerçekler daha sağlıklı ortaya çıkar.
Şahsen benim bazı şeylerin saklanmasında endişem var.
Kimin başı yanması gerekiyorsa onun başı yansın.
TTK dün bir açıklama geçmiş.
Yapılanları anlatmışlar.
Tatmin edici değil.
TTK´nın bugünkü sorularımıza net yanıtlar vermesini bekliyoruz.
TTK Karadon Müessese Müdürü Milliyet´ten Fikret Bila´nın sorularını yanıtlarken tespit edilen metan oranının yüksek olmadığını söylemiş.
Şahsen garipsedim.
Başka maden mühendisleriyle de konuşuyorum. Yüzde 4 metan oranında bir işçinin tahliye edilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Ama rakamda vermiyor.
Ne oluyor bu metan adamına göre değişiyor mu?
Burada yönetmelikler ne diyor.
Ve TTK´nın o günkü görevlileri yönetmeliğin neresine uydular?
Bu soruların belgeleriyle birlikte yanıtlanmasını bekliyoruz.
TTK basın, bunu da yazın!
Türkiye Taşkömürü Kurumu bünyesinde çok kazalar oldu. Ama bu kazalar sürecinde ve sonrasında bilgi belge ve dokümanlar konusunda yeterli bir çalışma sergilendiğini görmedik.
Örneğin son olan grizu faciasında TTK´nın basın bürosunun süreci baştan sona belgelemesi gerekirdi. Ne yaptılar?
Gördüğümüz kadarıyla hiçbir şey. Yani yaptılarsa bilelim de haksızlık yapmayalım.
Bir kuruluşun, foto, film, basın birimi neden vardır bunu anlamak istiyorum.
Gerçekten zoruma gidiyor!
Örneğin son olan grizu faciasında TTK´nın basın bürosunun süreci baştan sona belgelemesi gerekirdi. Ne yaptılar?
Gördüğümüz kadarıyla hiçbir şey. Yani yaptılarsa bilelim de haksızlık yapmayalım.
Bir kuruluşun, foto, film, basın birimi neden vardır bunu anlamak istiyorum.
Gerçekten zoruma gidiyor!
Kılıçdaroğlu rüzgarı
CHP´de Kemal Kılıçdaroğlu´nun rüzgarına tanık olduk. Çok yerinde bir rüzgar.
Geç kalmış bir rüzgar. Kemal Kılıçdaroğlu önümüzde ki 3 ve 6 ayda neler yapacak izleyeceğiz. Sahnesi iyi ama konuşmasında eksiklikler vardı.
Halk siyaseti yapma yolunda söylemlerini önemsiyor ve beğeniyorum.
Bu dönemde Zonguldak yeniden göz önünde olacak.Kılıçdaroğlu´nun söylemlerinden onu bir kez daha gördük.
Geç kalmış bir rüzgar. Kemal Kılıçdaroğlu önümüzde ki 3 ve 6 ayda neler yapacak izleyeceğiz. Sahnesi iyi ama konuşmasında eksiklikler vardı.
Halk siyaseti yapma yolunda söylemlerini önemsiyor ve beğeniyorum.
Bu dönemde Zonguldak yeniden göz önünde olacak.Kılıçdaroğlu´nun söylemlerinden onu bir kez daha gördük.
Harun Akın´ın kaderi
Türkiye Değişim Hareketi İl Temsilcisi Harun Akın´ın CHP´de siyasete devam etmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Haluk Koç´un listesinde Baykal´a karşıtı listede yer alan Akın sonra kulvar değiştirdi.
Ama CHP´de kalan Haluk Koç bugün CHP´de çok etkin bir isim oldu.
Kader diye galiba buna denir!
Kılıçdaroğlu bu hızla giderse en büyük zararı Değişim Hareketi´ne verecek görünüyor.
Çok ilginç gelişmeler olabilir.
Haluk Koç´un listesinde Baykal´a karşıtı listede yer alan Akın sonra kulvar değiştirdi.
Ama CHP´de kalan Haluk Koç bugün CHP´de çok etkin bir isim oldu.
Kader diye galiba buna denir!
Kılıçdaroğlu bu hızla giderse en büyük zararı Değişim Hareketi´ne verecek görünüyor.
Çok ilginç gelişmeler olabilir.
