Kendisi, bizden "bir yerel gazete" diye bahsetmiş. Ama ben ismini vererek yazacağım, bu köşeye... Önce Zonguldak Valiliği'nin düzenlediği "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı" kutlama töreniyle ilgili görüşlerimi dile getireceğim.
Zonguldak'ta Cumhuriyet Bayramı büyük coşkuyla kutlandı. Sabah, Madenci Anıtı önünden başlayan ve 5 bin kişinin katıldığı tören, büyük keyif verdi.
Halkın bu kadar yüksek katılımlı olduğu bayram kutlamalarımız son yıllarda azdır.
Bayram kutlamalarında şiirler de okundu, halkoyunları da oynandı, kortej yürüyüşü de yapıldı.
Vali Mustafa Tutulmaz'ın konuşmasının içinde Atatürk ve silah arkadaşları da geçti.
Cumhuriyet Bayramı Kutlama Komitesi'ni tebrik ediyoruz ancak bazı eksiklikler de vardı.
Örneğin, kortej yürüyüşünde Atatürk posteri yoktu. Akşamki Fener Alayı'nda da Atatürk posteri yoktu ve Mehteran'ın "Milli Marşımızı" okumaması eksiklikti.
Valilik önünde "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" diye slogan atan grup, İstiklal Marşı'nın okunmasını istedi ancak bir türlü okutulmadı.
Belki bir dahaki bayramda bu eksiklikler giderilirse, bayram tam anlamıyla kutlanmış olacak.
Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz...

[*] [*] [*] [*]
Valilik önündeki gerginliği haber yapmıştım.
Haberin içinde Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyelerinin de bu grup içinde olduğunu yazmıştım.
Ancak ADD Zonguldak Şubesi Başkanı Nazan Papila, bu haberden rahatsız olmuş!
Nazan Papila'nın Facebook paylaşımına bakalım:
"Cumhuriyet Bayramı Fener Alayı'nda neler oldu?
Bir yerel gazete, bu akşam Zonguldak Belediyesi'nin organize ettiği Cumhuriyet Bayramı Fener Alayı Yürüyüşü'nün Valilik alanı önünde bittiği sırada İstiklal Marşı söyletilmemesi üzerine kalabalık halk kitlesinin ve ADD üyelerinin sert protesto edip slogan attığı, olayı yuhaladığı haberini geçmiş.
Şimdi; 'ADD üyeleri' derken, o kalabalıkta insanların bir derneğe aidiyeti nasıl tespit edildi?"
Son cümlede diyor ki:
"O kalabalıkta insanların bir derneğe aidiyeti nasıl tespit edildi?"
Bunun için bir tespite gerek yok ki, Sayın Başkan! Siz zaten oradasınızdır, orada değilseniz, bir tuhaflık vardır bu işte...
Başkan Papila şöyle devam ediyor:
"ADD üyeleri yuhalamaz!
ADD yöneticileri yuhalatmaz!
Hakkı olanı arar mı, arar. Haksızlık gördüğü şeye itiraz eder mi, eder, sonuna kadar!"
"ADD üyeleri yuhlamaz" diyorsunuz ama o ortamda yuhalamazsanız, problem var Sayın Başkan! Siz neden bahsediyorsunuz? Sabahki kortej yürüyüşünde derneğinizin bayrağı kaldırıldığında bile sesiniz çıkmamış!
Üyeleriniz bu durumdan rahatsız oldu ve bunu dile getirdiler. Siz o zaman neredeydiniz?
Başkan, konuşmasının bir yerinde de diyor ki: "Valilik önünde neler yaşandı, neler oldu-bitti, bilmiyorum."
Oraya gelmemiş olabilirsiniz ama bunu üyelerinizden ya da CHP'lileri arayarak öğrenebilirdiniz.
"Bilmiyorum" deyip de bu işten sıyrılmanız hiç etik mi?
Bir de "bir yerel gazete" diyerek, gazetemizi suçluyorsunuz. Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı olmak başka bir şey...
Neyse, sizin yerinize CHP'liler ve İYİ Partililer tepki gösteren açıklamayı yaptı.
Bir de Cumhuriyet Bayramı Kutlama Komitesi'nde olduğunuzu söylüyorsunuz. Yazık...
Nerede o Şükran Karahasan, Sabri Yavuzyılmaz, Tayfun Özdemir...
İstifa edin Sayın Başkan, o koltuğu dolduramıyorsunuz!

Pislik...
Bilinen bir şey ki, devamlı akan su kendini ve yatağını temiz tutar; hareketsiz ve birikinti halinde olan su da aksine mikrop ve pisliği bünyesinde taşır.
Denebilir ki; hareketlilik, canlılık ve çalışkanlık insanı canlı ve üretken yapar, iyimser kılar, kötülükten uzak tutar, düşkünlüğünü önler. Böylece de o insan hem kendine hem de başkalarına yararlı olur.
(Alıntı)