Aslında bu koruma işi; elimi, dilimi, kalemimi bağlıyordu. Özgürlüğümü kısıtlıyordu.
Koruma kararımın kaldırılması beni gerçekten özgürleştirdi.
Polis arkadaşlar, "Bizden habersiz dışarı çıkma" dediği için dışarıya özgür biçimde çıkamıyordum.
"Hem polis zora girmesin, hem devlet sıkıntıya girmesin, hem de Zonguldak'ın gündemi değişmesin" diye çok dikkat ediyordum.
Artık daha rahat edeceğim.

Gazetecilik böyle mi olur?
Bizim koruma kararımız kaldırıldı!
Kararın kaldırılmasını bizden önce öğrenip yazanlar oldu.
Meğer aynı dakikalarda Akın Kavi'nin koruma kararı da kendisinden dilekçe alınarak kaldırılmış. Ama bu haber olmadı. Zaten diğer basına haber veren de Akın Kavi oldu!
Valla bizim için sorun yok!
Kim, kiminkini, niye kaldırmış?
Niye kaldırmış, nasıl kaldırmış?
İşin orası ile çok ilgilenmiyoruz!
Kaldırma işine bakan arkadaşlar fazlasıyla mevcut!
Biz, işin doğrusunu yazalım!
Herkes gerçeği öğrensin!

Vedat Öztürk fenomen oldu!
"Gökçebey Belediye Başkanı Vedat Öztürk, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin raporu doğrultusunda İmar ve Şehircilik Müdürü Önder Kurt ile Belediye Başkan Yardımcısı Satılmış Aydemir'i görevden aldı."
Pusula'nın yayınladığı bu haber, Zonguldak'ta hiç bir gazetede yer almadı!
Geçen hafta Gökçebey'de Kaymakam ile Belediye Başkanı arasında yaşanan gerilim de haber olmadı!
Gerçi, Vedat Öztürk'ün yaptıkları sadece Pusula'da haber oluyor!
Bu arada, Vedat Öztürk'e artık kızmıyoruz!
Onun yaptığını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersan Saner bile yapıyor!

Göğüs kıllarını boyatmış!
Ankara'dan çok özel bir bilgi geldi!
Milletvekili arkadaşlarına, parti yöneticilerine, işadamlarına ve bürokratlara cinsel gücü de artıran ginseng satan politikacı; saçları ve sakallarının yanı sıra göğüs kıllarını da boyatmış!
Bir siyasetçinin göğüs kıllarını boyatması kimi ilgilendirir?
Ama bu siyasetçi, milletin içinde göğüs kıllarını gösterip, "Olmuş mu?" diye sorarsa, haber değeri taşır!
Oradakiler merak etmiş ama soramamışlar!
Millet diğer kılları merak ediyor?
Onları da boyattınız mı?
Ginsengci siyasetçi hakkında çok güzel haberler var!
Ayrıntılar az sonra!

Kıssadan Hisse: Atı çatlatmam...
Seyislik yapan Kamil Efendi, öğle namazını kılmak için bir camiye gider. Camide, hocadan başka kimse yoktur. Cemaatin olmadığını gören hoca, Kamil Efendi'ye sorar:
- Camiye sizden başka kimse gelmemiş. Ne dersiniz, vaaz vereyim mi?
Kamil Efendi, gayet sakin bir edayla cevap verir ve şöyle der:
- Ben seyisim. Bu işlerden pek anlamam. Benim yirmi atım var. Bu atlardan on dokuzu kaçsa ve sadece biri kalsa, ben gene de yemini, suyunu verir, o ata bakarım.
Hoca, bu cevap üzerine vaaz vermeye başlar. Oldukça uzun süren bir vaazdan sonra da Kamil Efendi'ye sorar:
- Nasıl, vaazımı beğendiniz mi?
Kamil Efendi cevap verir:
- Size ilk başta da söyledim. Ben seyisim... Dolayısıyla vaazdan falan anlamam. Fakat yirmi atın yemini-suyunu bir ata verip de o atı da çatlatmam!