Geçenlerde; &[#]8220;Valiler, Belediye Başkanları, Savcılar neden var?&[#]8221; diye sormuştum.

Yaşadığımız felaketlerle boğuşurken yeni felaketlerin gelmesinin an meselesi olduğu bir kentte cesaretli, dirayetli yöneticilere ihtiyaç var.

Yöneticileri sade vatandaşlar ve düz memurlarla ayıran bir şeylerin olması şart.

Onların fark ve risk alabilen bir tarafının olması gerekiyor.

Yöneticiler kentteki yaşamsal riskleri takip edip, ettirip önlem almak ve aldırmakla görevliler.

Yöneticilerin bunları yapmadığı, yapamadığı yada sadece talimat verdiği yerlerde sorunlar peş peşe gelir ve oturur hep birlikte sorumlu aramaya başlarız.

Garip olan yaşanan olayın sorumlularını ararken yorgun düşer ve devam etmekte olan riskleri ve tehlikeleri görmemeye devam ederiz.

İşte bu yüzden; &[#]8220;Valiler, Belediye Başkanları, Savcılar neden var?&[#]8221; sorununun yanıtı çok önemli.

Çaycuma&[#]8217;da yaşanan köprü faciasına kenetlenmiş durumdayız.

Ancak devam eden olaylar ve riskler var.

İşte yerel medyanın topyekün sahiplendiği Fevkani köprüsü.

Bazen tespitler, yorumlar ve yaklaşımlar saçmalık boyutuna varsa da sonuçta ortada iki resmi rapor var.

Bu raporlar tehlikeyi açıkça söylüyor.

Diğer yandan Bahçelievler Mahallesi, İncivez ve Kozlu&[#]8217;da zemin oynamaları, çöken binalar, heyelanlar var.

Diğer taraftan yüksek yüksek binaların yapılmasına da devam ediliyor.

Yapanlar, izin verenler; &[#]8220;Bir şey olmaz&[#]8221; olmaz mantığı ile yaklaşmaya devam ederken yöneticilerin çıkıp; &[#]8220;Durun bakalım arkadaş. Bu hoca efendiler bir sürü ölçüm, analiz yapmışlar. Bilim adamlarının dediklerine bir bakalım&[#]8221; demesini bekliyoruz.

Ama diyemezler!

Pazaryeri çöktü 2 kişi öldü ama onlarca kişi ölümden döndü.

Lavuar alanında yaşanan rezaletleri anlatmaya zaten gerek yok.

Kanalizasyon Arıtma Sistemi İnşaatı devam ederken insan yaşamını hiçe sayan onca laubali işleri çok yazdık.

Apartmanlara yapılması gereken yangın merdivenlerinin denetimi, minnacık kalkan balıklarının yasak olmasına karşın tutulup satılması, bürokratların masalarına gitmesi, kentin göbeğinde oluşan dev kömür dağları, kum dağları, hurdaya çıkmış minibüslerle yapılan yolcu taşımacılığı, hiçbir önlem almadan çalışmaya alışmış inşaatçılar, yollara döke döke ilerleyen beton mikserleri, herkesin gözü önünde işgal edilen bunca kaldırım, hormonlu büfeler, kayıt dışı satışlar, gıda güvenliği açısından denetlenmeyen işyerleri, okul kantinlerindeki gıda güvenliği ve daha pek çok şey.

Bütün bunlar, işini adam gibi yapan, devletin kendisine verdiği yetkiyi herkese adaletli bir şekilde sonuna kadar kullanarak ileriyi görüp önlemler alan, arkadaşlık ve dostluk ilişkileriyle görevini karıştırmayacak yöneticilerin yapabileceği işler.

Siyaseten karşılıklı memnuniyet numaralarına yatıp, koltuğundan olma korkusu içinde yaşayanların yapabileceği işler değil.

Biz işini adam gibi yapabilecek yöneticileri ve sadece işini yaparken zor durumda kalacak yöneticilere destek olacak siyasetçileri çok özledik.

Hukuk sınırları içinde insan yaşamını ön planda tutan, yönetici olmanın ve yöneten olmanın farkını idrak edebilen yöneticiler istiyoruz.

Tüm yöneticilere de buradan çağrıda bulunuyoruz.

Okuduklarınız muhtemelen hoşunuza gitmeyecek.

Gün içinde zaten hoşunuza gidecek şeyler söylemek bir sürü insan kapınıza gelecek ve sizi şımartacak.

Sizden kimse fazla bir şey istemiyor.

Onlar sizi şımartabilir ama bize formalite sözcüklerle gelmeyin.

Görevlerinizi işine geldiği zaman değil her gün her saat yapın ki sizlere güvenelim!

Ve idarenin başında Vali Erol Ayyıldız var.

Kimsenin gözünün yaşına bakmadan bürokrasideki keyfiyeti sona erdirip, herkese görevini yaptırmak onun elinde.

Çaycuma&[#]8217;daki köprü faciası umarız bir başlangıç olur!

__

Raif Tokel&[#]8217;den CHP&[#]8217;ye mektup var!

Eski İl Kütür ve Turizm Müdürü Raif Tokel şimdilerde Ereğli Belediyesi&[#]8217;ninde danışman olarak görev yapıyor.

Tokel geçtiğimiz günlerde yapılan CHP kongresiyle ilgili önemli bir not göndermiş;

&[#]8220;Sayın Öksüz
CHP Merkez İlçe Kongresi´nde taraf olan listelerdeki kimi kişilere olan tavrımı hem Tarık Coşkun´a hem de Yaşar Avcı´nın yanında olan kişilere "söz", "yazı" ve "cep telefonu iletisi" ile açık ve seçik olarak bildirdim. Bu iki ekibin seçim öncesi yaptığı toplantılara katılmadım.
Kongre günü, seçim maddesine geçilmeden salonunu terk ettiğim için listelerdeki adlardan da haberim olmadı.
Yaşar Avcı´nın listesinde olduğumu bir kaç gün sonra bir arkadaşım telefonla bildirdi. Tepkimi, partili arkadaşlara telefonla ve yüz yüze konuşarak dile getirdim. Zeki Günalp´in gazetenize yaptığı açıklamayı örnek alarak; konu-yu mektupla size de bildirdim.
Yaşadığım siyasal amaçlı atamalarda yani sürgünlerde
yanımda olmayan partili yöneticilerle; partiye üyelik dilek-çemi işleme koymayanlarla ve de yandaşlarıyla birlikte olmam, olamam. Bu nedenle adını belirttiğim kişilerin bulunduğu listelerde de yer almam asla söz konusu değildir.

Ama bana bilgi ve haber verilmeden adım Yaşar Avcı´nın listesine yazılmış

Konuyu bilgilerinize sunar; esenlikler dilerim.
Raif Tokel&[#]8221;

Yaşar Avcı, Zeki Günalp ismini düşündüklerini ancak yazmadıklarını belirtmişti.

Bakalım Raif Tokel&[#]8217;in ismi için ne diyecek?

Fevkani ve altı!


Fevkani Köprüsü gündeme gelince altındaki yüzlerce dükkan ve esnafın durumu tartışılır hale geldi.

Köprünün 350 sene daha gidebileceğini söyleyen esnaf da var, kendilerine yer yapılmasını isteyende.

Sosyal belediyecilik anlayışıyla elbette mantıklı bir çözüm bulunmalı.

Ama Zonguldak Belediyesi o işe çözüm bulamaz.

Bu yüzden öylece kalır.

Diğer taraftan yeni kontratlar yapılmadığı için sıkıntı var.

Zonguldak Belediyesi&[#]8217;nden kimin dediğini göreceğiz.

Birincisi oturanların büyük kesimi gerçek kiracı değil.

Belediye vermiş 750 liraya kiraya, hak sahibi başkasına kiralamış 3 bin 500 liraya.

Hak sahibi kiracıdan parasını çatır çatır alıyor ama kendi kirasını ödemiyor.

Belediyenin en başta yapması gereken şey bu sorunu çözmek.

Orhan Yücel kafasıyla o işi de çözmezler!