Zonguldak’ın pek çok sorunu arasında güdük bir Tekel binasını okuyup duruyorsunuz.


Belki okuduklarınıza şaşırıyor, belki duygularınızı haykırıyorsunuz.


Bunları elimizden geldiğince duymaya ve gözlemlemeye çalışıyoruz.


Ve yine aynı güdük konuyu yazmak zorunda kalıyoruz.


Çünkü garip çelişkiler içinde sonuca gitmek çok zor.


Çünkü bizim yöneticiler, işi epey bir zorlaştırıyor.


Biz mi Tekel’le kafa yapıyoruz, Tekel mi bizimle kafa yapıyor, belli değil.


Zonguldak merkezde yaşayanlar bilir, Tekel binasını.


Madenci Anıtı’nın oradan Ankara yoluna vurunca, 50 metre ileride, sağda.


Tekel özelleşince, bu binaya da gerek kalmadı.



Bu bina ile birlikte çevredeki binaların yıkılması ilk defe AK Partili Belediye Başkanı Secaattin Gonca döneminde tartışılmaya başlandı.


Aslında büyük bir fırsat yakalanmıştı.


Belediye burayı alacak ve yeşil alana çevirecekti.


Hazine’ye devredildiği için belli bir rakam çıktı.


Gonca, “Ben AK Partili Belediye Başkanıyım, bana bedavaya vermeliler” şeklinde bir şeyler söyleyince, iş uzadı.


Özelleştirme İdaresi burayı ihaleye çıkardı.


Birileri aldı.



Sonra iptal edildi.


Bu arada belediyenin başına önce CHP’li İsmail Eşref, sonra Muharrem Akdemir geldi.


Onlar da geveleyip durdular.


Sonra Vergi Dairesi binası yapılması için tahsisi gündeme geldi.


Tam o esnada Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hasan Öztürk devreye geldi.


“Hasan Bey, bu kentin önünü açacak” derken, alandaki binaları komple boşaltıp bir köşesine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü binası yapma sevdasına tutuldu.


Kentsel dönüşüme böyle başlayabileceklerini anlattı.



Hasan Bey’in dediği doğrultuda konu Zonguldak Belediye Meclisi’ne geldi.


Hasan Bey, bu alan karşılığında belediyenin 30 metre karşısındaki eski hal binasının yerini talep etti.


Başta CHP’li ve AK Partili Meclis üyeleri, Tekel binasının yerine yeni bir binaya karşı çıkmıştı.


Sonra ne olduysa, oy birliği ile Hasan Bey’in istediği şekilde kamu binası yapılmasına “olur” verdiler.


Zonguldak’ı değiştirmekle, kentin önünü açmakla ve her tarafı işgal eden kamu binalarını kentin merkezinden çıkarmakla görevli eller, bu defa tam tersini yaptılar.


Efendim neymiş, biliyor musunuz;


Alandaki tüm binalar yıkılıp orada meydan düzenlemesi olunca, bir köşesinde dikili olacak yeni kamu binasının bir zararı olmayacakmış.


Yoksa bu bina yıkılamaz ve mevcut haliyle kullanılırmış.



Biz baştan beri kamu binalarının şehrin dışına çıkarılması algısı yaratılmışken, böyle bir şeyin yeni bir darbe olduğunu söylüyoruz.


AK Parti İl Başkanı Hamdi Uçar başta olmak üzere pek çok isim burada yeni bir kamu veya özel binanın yanlış olacağı görüşünde.


Kentsel dönüşüm arayışları devam ederken, böyle bir yapılaşmanın yanlış olduğunu söylüyorlar.



Hasan Bey’in ikna ettiği Abdullah Karagüzel başkanlığındaki AK Partili Meclis üyeleri ile İl Başkanı Hamdi Uçar, bu konuda ters düşmüş durumda.


Aynı Uçar, zamanında Secaattin Gonca’ya bugün Kiler’in elinde olan alanı alarak, bütün köy ve ilçe minibüslerinin bulunacağı bir otopark ile iş merkezi olarak yapmasını söylemişti.


Bu sayede belediyeye hem gelir kapısı açılmış olacak, hem de o bölgedeki rezillik sona erecekti.


Ancak Gonca korktu ve büyük düşünemedi.


Ne yazı ki, aynı algı bugün de devam ediyor.


Uçar’ın, kendi Meclis üyelerine yönelik dünkü çıkışı, yıllar önceki o çıkışını hatırlattı.



Kentin geleceğini planlarken, kendi kurumuna bina yapma pazarlığı içindeki bürokratlardan sıkıldık.


Yıllar, aylar geçti, ama aynı yerdeyiz!


Ne yapacaksınız şimdi?


Oraya “Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü hizmet binası yapılmasına karşı çıkılıyor” diye, alandaki binaları yıkıp kentsel dönüşümü başlatmaktan mı vazgeçeceğiz?


Geçersiniz, geçersiniz?


Vallahi de, billahi de, onu da yaparsınız!


Sonra alınıp küsersiniz.


Planla planla nereye kadar?


Bunca kağıda-kaleme yazık.


Bırakalım her şey böyle kalsın!


Nasıl olsa her şey lafta kalıyor!


Zonguldak’ı yönetenler zaten bir “helikopter pisti” yapamadı.


Biz daha neyi tartışıyoruz ki!


Tuzu kurular eğleniyor, eziyeti bu halk çekiyor!