Zonguldak Esnaf Kefalet Kooperatifi yaklaşık 3 yıldır kapalı.


Yani kredi veremiyor.



Vermeyince alacaklarını da alamıyor.



Türkiye´nin il düzeyinde kapalı tek kooperatifi.



Hüseyin Özdemir seçim kaybetti ve gitti.



Yerine Ercan Şehri ve arkadaşları geldi.



Aslında değişen hiçbir şey olmadı.



O isimler zaten Hüseyin Özdemir´in ekibinde olan isimlerdi.



Yani Hüseyin Özdemir´in yaptığı yanlışları gerekçe göstererek başa gelen Ercan Şehri zaten yıllardır oradaydı.



Büyük değişim yapacaklarını söylediler.



Ancak yapamadılar.



Çünkü disiplin oluşturamadılar.



Batmış durumdaki kooperatifi kurtaracak radikal kararlar alamadılar.



Ortakların gönlünde geri ödemeleri hızlandıracak bir performans ve güven oluşturamadılar.



Sonuç değişmedi.



Mesele Ercan Şehri &8211; Hüseyin Özdemir meselesi değil.



Olaya böyle bakarak, yıllardır devam eden tartışmaların yarattığı gerilimden beslenmeye çalışanların yaptığı kötülük diğerlerinden farksız.



Binaları yaklaşık 3 milyona ipotekli.



Anlaşılan o ki binayı satmadan bu borcu kapatmaları mümkün değil.



Bu binayı boşaltıp başka binaya kiraya çıksalar, aradaki farkla bile geçinebilirler.



Kooperatif henüz batmadan 5 ay önce Ankara´dan uyarılmış.



"Böyle giderseniz 6 ay sonra batarsınız" denilmiş.



Denilen doğru çıkmış ve 5 ay sonra batmış.



Müfettişler soruşturma yapıyor.



Ve onlarda olup bitenlere şaşırıyor.



Kimin eli kimin cebinde belli değil.



Bu şekilde, bu yönetim anlayışıyla kooperatifte hesap hareketinin yeniden başlaması mümkün görünmüyor.



Bu durumu bilen ve gören borçlu ise ödemeye zaten yanaşmıyor.



Ercan Şehri ve ekibi hesap disiplini sağlamaya çalışırken çok zaman kaybetti.



Ancak radikal kararlar alıp uygulayamadılar.



Halkbank alacaklarına karşı ipotek altına aldığı binayı şimdilik satılılığa çıkarmadı.



Yarın öbür gün satmayacağı anlamına gelmez.



Hesap uzmanları ve inceleme yapan müfettişlere göre bu açmazlardan çıkmak çok zor değil.



Ancak mevcut yönetimin cesareti yok.



Süreyi iyi değerlendirmediler.



Hüseyin Özdemir´den kurtulmak için uğraşanlar şimdi kendi içlerinde cepheleşiyor.



Ve bu şekilde devam etmesi kimseye bir şey kazandırmayacak.



Başkan Ercan Şehri ise kredisini hızla tüketiyor.







İçimizdeki PKK´lılar!





Sosyal medyadan seslenenler kendi alternatif medyalarını oluşturmaya çalışıyor.



Yüz yüze konuşmaya cesareti olmayan niceleri artıları ve eksileri harmanlanmış bu sosyal düzeninden medet umuyor.



Seslerini böyle duyurmaya çalışıyorlar.



Türkiye´nin doğusunda yaşananlarla ilgili farklı söylem ve yorumları takip ederken bunları daha net görüyoruz.



Türkiye´nin yanlış yöntemlerle büyütüp bu günlere getirdiği terör sorunu yeni filizler verdikçe yurdun her bir köşesinden destek bulur hale geliyor.



Halklar ve özgürlükler kavramına sığınarak TSK´ya sallayanlar bu kentte kaç tane şehit cenazesine katılmışlar acaba?



İktidarla meselesi olanların yıllardır akan kan üzerinden yeni meseleler yaratma ve fırsatçılık yapma özlemi kursaklarında kalır.



Yönetimlerle meselesi olanların ülkeyi bölme özlemlerinin ibretle izliyoruz.



PKK´nın ve onun siyasi kanadı BDP´nin ülkeyi getirmek istediği uçuruma sesiz kalanların, şehitlere sesiz kalanların, siyasilerin ve TSK´nın geçmişteki yanlış politikalarına sesiz kalanların, sınırdan geçen kaçakçıların öldürülmesi olayı sonrası Cumhuriyeti´ne dil uzatmaları yeni değil aslında.



Hak ve özgürlükler adına İstanbul´un göbeğinde masum insanların bulunduğu otobüsleri yakanlara ses çıkarmayıp, cumhuriyete ve sükunet çağrılarına laf atanlara söylenecek tek bir şey var aslında.



Tüküreyim sizin fikrinize.



Tüküreyim sizin insanlığınıza!



İktidarlara kızıp bu insanlığı karalayarak, Cumhuriyeti karalayarak yaşayacağınıza en iyisi mi siz de o sınırın ötesine geçin!



Tabi bir tarafınız yiyorsa.







Ereğli´ye ´Barış´ gelmez!





Uzaktan Ereğli´ye bakıyoruz.



Söylemlere bakıyoruz.



Mazeretlere bakıyoruz.



Halka bakıyoruz.



Yönetenlere bakıyoruz.



Konuşanlara bakıyoruz.



Kavga.. Kavga.. Kavga..



Sonuç ortada.



Güç savaşı.



Huzursuzluk.



Bunalım.



Rezalet.



Ereğli´deki tüm sağ duyulu isimler bir araya gelip ortak bir çağrı yapsa yeridir.



"Kavga değil huzur istiyoruz" demeye cesareti olanlara çok iş düşüyor.



Yoksa Ereğliler böyle asla mutlu olamaz.



Barış gelmez.



Dayatmayla, tehditle, kibirle, öfkeyle kimse Ereğli´ye barış getiremez.



Ereğli daha fazla zaman kaybetmese iyi olur.