Pazar günü CHP kongresindeydik. Kongreye ilişkin söylenebilecek çok şey var aslında. Sıralayalım ki daha iyi anlaşılsın:



Bir



Merkez İlçe Başkanlığına yeniden Tarık Coşkun seçildi. 369
delegenin oy kullandığı kongrede bir oy geçersiz sayıldı. Tarık Coşkun 212,
Yaşar Avcı ise 156 oy aldı. Tarık Coşkun ile birlikte Harun Akın, Turhan Oral
da kazanmış oldu. Açık taraf olmakla eleştirdiğim Milletvekili Ali İhsan
Köktürk ise kazanırken kaybedenler arasında yer aldı.



İki



CHP’de kaybedeni çok olan bir seçim oldu. Ali Koçal kaybedenlerin başında yer aldı. Koçal’la birlikte akla gelen diğer isimler, Zonguldak
Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, İl Başkanı Tümer Peker, Şerafettin Turpçu, Cevat
İzmirlioğlu, Yavuz Boz, Ali Hızır Ar, Ali Kaya, Nuri Genç, Murat Pulat,
Ertuğrul Koltuk ve daha pek çok ünlü isim oldu.



Üç



CHP’nin eski tüfekleri Yaşar Avcı’nın kazanması için çok
çalıştı. Ancak barutun nemli olduğunu hesaba katmadılar. Hal böyle olunca Yaşar
Avcı çakmadı.



Dört



Harun Akın’ın konuşmasını uzatması gereksiz yere hedef
olmasına neden oldu. Bundan sonra konuşacak çok zamanı olur. Türkiye Değişim
Hareketi’ne nasıl gitmek zorunda kaldığını ve neden yuvaya döndüğünü açık dille
kürsüden anlatması güzel bir şeffaflık örneği oldu.



Beş



Kısa süre öncesine kadar Tarık Coşkun ile pazarlık içinde
olan ve Harun Akın ile hareket eden pek çok ismin salonda Yaşar Avcı için
çırpınışlarındaki samimiyetsizlik fazla belli oluyordu. Ertuğrul Koltuk ve
Ender Akçin’i kastetmiyorum.



Altı



Yaşar Avcı’nın kazanmaması en başta Yaşar Avcı için iyi
oldu. Birbirine attıkları madiklerle ünlenmiş bu kadar kişinin olduğu yerde
Avcı’nın işi çok zor olacaktı. Allah Yaşar Avcı’ya yardım etti!



Yedi



Kongre başında salonda kimsecikler yokken salona gelen ve
Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in oturacağı koltuğu hesaplayıp yanına
oturan ve bir daha hiç kalkmayan Erol Mekik’i kutluyorum. Böyle saçma salak bir
kriz yaratma başarısı gösterdiği için kutluyorum. Bir koltuğa nasıl sahip
çıkılması gerektiğini gösterdiği için kutluyorum. Erol Mekik o koltuğa sahip
çıktığı kadar partiye sahip çıkabilseydi inanıyorum ki bu parti onu da bir
şekilde ödüllendirirdi.



Sekiz



CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, İl Başkanı Tümer
Peker’e yapılan saygısızlığı kürsüye taşıyarak satır aralarında net mesajlar
verdi. İstanbul İl Başkanlığı’ndaki başarısından örnekler veren Tekin, partinin
yöneticilerine saygının olmadığı yerde başarının gelemeyeceğini söyledi.



Dokuz



Konuşmalar heyecansız ve yetersizdi. Orhan Yücel’in, Ertuğrul
Koltuk’a yönelik belaltı kelimeler dışında polemik yaratacak söylemlerden uzak
duruldu. Kavgasız ve gürültüsüz bir kongre yaşandı. Yaşar Avcı yazdıklarını
okumakta zorlanda Tarık Coşkun ise kısa ve net konuştu. Parti’nin nasıl daha
dinamik hale getirileceği üzerine çok fazla bir şey söylenemedi.



On



Erkan Haberal kongreye gelmedi. Osman Haberal herkesle
görüştü. Tutuklu Milletvekili Mehmet Haberal’ın ağırlığı salonda fazlasıyla
hissedildi. Mesajı alkışlandı. Beklemediği şekilde geldiği Merkez İlçe
Başkanlığı görevinde yaptığı çıkışla dikkatleri çeken Tarık Coşkun zorlu bir
seçim kazanarak yerini perçinleştirdi. Orhan Yücel’i kontrol altında
tutabilirse daha rahat eder. Önü açık. Sırada İl Başkanlığı seçimi var. Eski
tüfekler İl Başkanlığı seçimi için bakalım aynı uzlaşmayı sağlayabilecekler mi?





Zonguldak susuyor!



Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nin isminin
değiştirilmesiyle ilgili dün ifade ettiğim görüşlerime çok sayıda destek
telefonu geldi.



Karaelmas’ın anlamını elimden geldiğince anlatmaya çalıştım.



Ortak görüş, Zonguldak’ın kendi benliğine yeterince sahip
çıkamadığı.



Milletvekillerinin de görevlerini yapmadığı yönünde.



Ne yazık ki bu konu Zonguldak medyasının gündeminde pek
yoktu.



Bu konuda kitlelerin sessiz kalması dikkat çekti.



Konu Anayasa Mahkemesine götürülür mü, kim götürür onları
şimdili bilemiyoruz.



Ancak Zonguldak bu sessiz bekleyişiyle zaten kabul etmiş
durumda.



Yazık çok yazık.



Ak Parti Milletvekili Ercan Candan’ın bu konuyla ilgili
açıklamaları çok önemli.



Yanlış olduğunu kendileri de söylüyor.



Bu arada Ecevit olarak değiştirilmesinden memnun olan
okurlarımızın görüşlerini de alıyoruz.



Ecevit’e vefa gösterelim derken kentin dokusunu, kokusunu,
acısını, umutlarını yok etmek ne kadar doğru?



Kimse Ecevit’in ismi bir Üniversiteye verilmesin demiyor.



Ama o ismin verilmesi gereken son yer Karaelmas
Üniversitesiydi.



Yasayı çıkaran, destekleyen hükümet olunca herkes sus-pus
oluverdi!



Bir kez de olsa politikacıların istediği gibi düşünmeyelim
artık!





En acil ihtiyaç ne?



Dün bir kez daha düşündüm.



Bu kentte en acil ihtiyaç ne?



Akılınıza bin bir türlü konu gelebilir.



Biraz daha farklı düşünüyorum bu konuda.



Zonguldak’ta bir grup ‘deli’nin bir araya gelip grup, dernek
veya bunlara benzer bir birliktelik oluşturması gerekiyor.



Refleksini, inancını kaybetmiş topluma yön verecek, organize
tepkileri kimsenin adına politika yapmadan dile getirecek, sokağa dökecek,
eylem birliği yaratacak bir ekibe ihtiyaç var.



Birileri liderlik yapsa, bir ekip oluşturulacak olsa
katılmak isteyen çok genç var!