Yerel gazeteleri takip eden okurlarımızla konuşuyoruz.


Kent hayatında gazete ve internet sayfalarına yansıyan haberleri takip ediyorlar.


Kim ne demiş, kim ne dememiş.


Bazen bizden bile sıkı takipçiler çıkıyor.


Bazen onları dinlerken bu Kentte gerçekten duyarlı vatandaşların da olduğunu görerek umutlanıyoruz.


Yazmanın, yorumlamanın önemini, sorunları telaffuz etmenin güzelliğini onlardan dinlerken daha iyi anlıyoruz.


Bu günlerde okurdan gelen en ciddi tepkilerin odağında Kentteki başıbozukluklar var.


Bu yüzden okur aslında her kanatla arasına mesafe koyuyor.


Zonguldak&8217;ın her konusunda müşterek bir çaba gösterilememesi okurun en önemli şikayet nedeni.


Haberin ve yorumların inandırıcılığını daha fazla sorgulayan okurlar görüş belirtenlerin açıklamalarına da eskiye oranla daha mesafeli bakıyor.


En önemli sorun yöneticilere karşı güven kaybı.


Siyasetçilere karşı duyulan güven kaybı.


STK&8217;lara karşı duyulan güven kaybı.


Elbette medyaya karşı duyulan güven kaybı.


Okur, Zonguldak&8217;ın sürekli değişen gündem konusunda siyasilerin gazetecilerin gerisinde kaldığını düşünüyor.


Bunu ilk olarak telaffuz eden isim 22. Dönem Milletvekili Harun Akın&8217;dı.


Bunu biz dillendirsek bir şımarıklık olarak algılanabilirdi.


Ancak gördük ki Zonguldak siyaseti, yerel yönetimler pek çok konuda kayıp.


Yaşanan demeç savaşlarından öte sonuca bakan dikkatli bir okur kitlesi var.


Deneyimli isimler pek çok konuda yaşanan tartışmaların 20 yılki evveliyatını bildiğinden bugün heyecanla balıklama dalanlara tebessümle bakıyor.


Her konuda daha fazla kirlenen, kirlenmeye devam eden kentte bencilleşen duyguların esiri olmuş yöneticilerin sayısı artıyor.


Yerel gazeteleri düzenli takip eden okurlarımız işte tam bu noktada kimin nerede ne dediğini, ne yaptığını hafızasına kazıyor.


İşte o zaman; &8220;Bizim hangi işimiz düzgün olacak?&8221; diye soranların sayısı da hızla artıyor.


Yöneticilerin, siyasilerin, STK&8217;ların hemen hemen her konuda kenti, kendi ihtiraslarına, çıkarlarına kurban ettikleri yönündeki görüş öne çıkıyor.


İnatlaşma ve kavgayla sorunların çözülemeyeceği şeklinde yılların analizini yapan okur sorunların çözümü için kavga eden değil çözüme pozitif katkı veren temsilciler istiyor.


Kurumlar birbirinden kopuk.


Yöneticiler birbirinden kopuk.


Görünürde herkes işini yapıyor ancak hemen hemen herkes işini diğerini yok sayarak, ezmeye çalışarak, ötekileştirerek yapmaya çalıştığından travmalar meydana geliyor.


İşte bu yüzden eskiler arasında; &8220;Bunlara despot bir Vali lazım&8221; diyenler de çıkıyor.


Ancak Zonguldak&8217;ta organizasyona, samimiyete ve özgüvene ihtiyaç var.


Zonguldak ve ilçeleriyle ilgili aklınıza hangi sorun geliyor, sayfalarda ne okuyorsanız deneyimli okurlar hemen hemen hepsiyle ilgili böylesine ortak bir görüş çerçevesinde buluşuyor.


Mesela ileri yaş grubundaki okurlar arasında, gençlerin iş başına gelmesinin bazı şeyleri çözeceği yönündeki görüş de çok önemli.


Özetle;


Kimse kimseyi kandırmasın!


Sanıldığı gibi Zonguldak&8217;ta göç yolda düzelmiyor!


İşte bu yüzden Zonguldak&8217;tan göç devam ediyor.


Aslında herkesin bu göçte bir ölçü de payı var!


Bu yüzden hem Yerel Seçimlerde hem Genel Seçimlerde sandıktan çıkan sonuçlar ne tam olarak bir memnuniyetin ne de tam olarak bir memnuniyetsizliğin ölçüsü değil.


Zorakileştirilmişliğin ve kutuplaştırılmışlığın bir ölçüsü.


Zonguldak&8217;ta siyasiler, yöneticiler, yerel yönetimler ve siyasetçi adayları bu tespitleri dikkate alır mı dersiniz?