Özcan Ulupınar Zonguldak Milletvekili oldu olalı kendisini geliştirmeye çalışıyor.


Bu çabayı ve sonuçlarını görüyoruz.


Devrek Devlet Hastanesi&[#]8217;nin başhekimini fırçalamış.


&[#]8220;Doktor eksikliğini niye basından öğreniyorum?&[#]8221; demiş.


İstese kendisi de öğrenebilirdi.


Devrek&[#]8217;te iki dönem Belediye Başkanlığı yapmış biri olarak öğrenemediyse kendisinin eksikliği.


Siyasetçilerin böyle baskın sözleri bazılarını mutlu edebilir.


Ancak Veysel Atasoy olacağım diye tez canlı olmaya gerek yok.


Ulupınar madem bu konularda hassas o zaman kendisine bir liste verelim.


Kurumların personel sorunları konusunda yapabileceği çok iş var.



Bir


Bütün hastanelerde uzman doktor, laborant, hemşire sıkıntısı yaşanıyor.


Bazı hastaneler nöbet listeleriyle bu sorunu çözmeye çalışıyor ancak bazılarının işi daha karmaşık. Bazı branşlarda doktor yok. Bazılarından bir tane var. Bunu hasta olarak gittiğinizde anlayabilirsiniz.



İki


Bu kentte bin 300&[#]8217;ün üzerinde öğretmen açığı var. Bu yıllardır biliniyor. Okullarda öğretmen ve okul müdürleri hala kalorifer yakıyor. Hizmetlisi olmayan okullar var. Hizmetlisinin parasını ödeyemeyen, maaşından takviye yapan okul müdürleri, müdür yardımcıları var. Türkiye&[#]8217;nin en temel sorunu eğitim. Öğretmeni olmayan kentte, eğitim istikraraı olmayan kentte siz öğrencilerin nasıl başarılı olmasını bekliyorsunuz?



Üç


Kültür ve Turizm Müdürlüğü çok önemli bir kurum olmasına karşın her zaman göz ardı edilmiş bir kurum.


Bu kentte çok aktif bir müdürlük olabilecekken zorunlu işleri yapmak zorunda kalan bir kurum. Yıllardır personel sıkıntısı var.


Uzman kadrolara ihtiyacı var. Torba yasa ile gelen personeller olsa da bunlar yeterli değil.



Dört


Tarım İl Müdürlüğü başka önemli bir kurum.


Kırsal kalkınmayı ateşleyebilecek bir kurum. Aşağıda Adana&[#]8217;daki defne yaprağı toplayanların ne kadar kazanabileceklerini anlattık.


Zonguldak&[#]8217;ta kırsal kalkınma için bu kadar çok fırsat, bu kadar çok çeşitlilik varken bunları köylüye ısrarla anlatabilecek, uygulamada yanında olabilecek personel yok denecek kadar az.


Kaçak avlanma ile ilgili denetimler yetersiz.


Çünkü adamlar zaten perişan oluyorlar. Çünkü personel yetersiz. Alın tarıma 30 tane uzman personel bakın o zaman nasıl oluyor kırsal kalkınma!



Beş


Emniyet personel eksikliği olan kurumlardan biri. Yeri geliyor adamların pestili çıkıyor. Her ne kadar bir önceki döneme göre iyi olsa da Emniyette ki personel eksikliği dikkat çekici. Genel müdürlüğe yazıyorlar ancak yeterli gelmiyor. Sonra hizmette aksaklıklar yaşanıyor. Yaşanmaması için nöbetler üst üste geliyor.



Altı


Zonguldak sürgün bölgesi olarak biliniyor. Çünkü bunu değiştirecek etkenler hala çok yetersiz. Hayat pahalılığı bile sadece sürgün sebebi sayılabilir. Bu yüzden Zonguldak&[#]8217;a gelen memur kısa yoldan gitmenin yolunu arıyor. Bakan Milletvekili tanıdıklarının kapısını çalıyor. Size de gelen çok oluyor. Daha iyi bilirsiniz. Zonguldak hala sürgün memleketi olarak mı kalacak?



Yedi


Bunları bilmemeniz mümkün değil. Bilmiyorsanız bile bugüne kadar araştırıp rapor olarak elinizde bulunmuyorsa sizin eksikliğiniz. Bir siyasetçi olarak kalkıp şimdi bu kurum müdürlerine; &[#]8220;Basından mı öğreneceğim?&[#]8221; diye çıkışmak yerine hangi kurumun ne ihtiyacı varsa öğrenip bu eksiklikleri kapatmak için çalışmanız.



Sekiz


Bu konularda gerçekten kente, kurumlara faydalı olabilirsiniz. O zaman işe koyulmaya ne dersiniz? Ankara&[#]8217;da yaşıyor olabilirsiniz ama çiçeği burnunda Zonguldak Milletvekilsiniz. Daha işin başındasınız. Veysel Atasoy olsa sanırım böyle yapardı.



Adana örneği!



Ormanlık alanlarda doğal ortamda yetişen ve genellikle ilaç sanayi başta olmak üzere, kimya, boya, kozmetik gibi birçok alanda ham madde olarak kullanılan defneden, bu yıl Adana&[#]8217;daki orman köylülerinin 1 milyon TL civarında gelir elde ettiği açıklandı. Kahya, bölgede, doğal ortamda yetişen biberiye, defne, kekik, ada çayı, kestane, fıstık çamı, kuşburnu ve keçiboynuzunun orman köylüsüne ekonomik katkı sağladığını belirterek, ülke genelinde başlatılan defne rehabilitasyonunun, orman köylülerinin geçim kaynağı olduğunu söylüyor. Toplandıktan sonra İzmir&[#]8217;e gönderilen ve buradan da Avrupa ve ABD&[#]8217;ye ihraç edilen defne yaprağının üretiminde Türkiye&[#]8217;nin dünyada ilk sırada yer aldığını anlatan Kahya, defnenin başta ilaç sanayi olmak üzere gıda, kimya, boya ve kozmetik gibi birçok alanda hammadde olarak değerlendirildiğini kaydetmiş.
Kahya, hasat döneminde günde 350 kilogram defne toplayan bir ailenin bundan yaklaşık 80-100 lira civarında gelir elde ettiğini de sözlerine eklemiş.


Organik tarım, organik ürünler doğal bitkilere yönelim giderek artıyor.


Batı Karadeniz bölgesi ve Zonguldak aslında tam da bu işlerin merkezi olabilecek bir kent.


Son yıllarda TEMA&[#]8217;nın ve Tarım İl Müdürlükleri&[#]8217;nin bu yönde teşvikleri, eğitimleri var.


Ancak ilgi beklendiği gibi değil.


İşsizlikten, parasızlıktan yakınan çok.


Bir yerde güvenlikçi, hastane de paspasçı olmak için can atanların, üzerine para verenlerin bu işlere zerre kadar kafa yormamaları gerçekten düşündürücü.


Özellikle köylerde yaşayan işsiz gençler için öylesine fırsatlar var ki.


Tarımsal ve kırsal kalkınma üzerine kampanya ve çağrılar yetersiz.


Kaldı ki asfalt siyasetçilerinin konuştuğu şeylere bakın.


Bunlardan bir tanesi var mı?


Bunlar ülkeye, kentliye, köylüye böyle mi hizmet edecekler.


Köylerde muhtarlar niye var?


Azalar niye var?


İşte defne meselesi.


Kurutup satarsanız fiyatı dörde beşe katlıyor.


Kestanenin kilosu 15 lira.


Ceviz yine öyle.