Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem kuşatma altında!
Bir yandan, kendisini, çalışanlarını belediyeye işe koymaya çalışan anlayış!
Diğer yandan, belediyeye olan borçlarını sildirip yeniden iş yapıp para kazanmaya çalışan anlayış!
Belediyenin borcunu bahane eden Tahsin Erdem, kadrosunu bile kuramadı!
Zonguldak’ta çalışmak yerine İstanbul’a maça gitti!
Belediye Meclis üyelerinin kendi içindeki çekişmelerinden kendini işe veremedi!
Kendisinden habersiz sahile konulan büfeyi kaldırmak zorunda kaldı!
Maç biletini bile bir gazetecinin ayarladığı aciz bir yönetim sergiledi!
Allah’tan, AK Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı, kendisine destek veriyor!
Yıkılan Merkez Çarşısı esnafından, inşaat ruhsatı için 150 milyon lira istedi!
Belediyeye borcu olan mükellefinde 15 milyon lira alacak dururken!
İlk ay maaşı ödeyecek parayı, otopark ücretlerinden karşıladı!
İkinci ay ne yapacak, bilmiyoruz!
Ama takip ediyoruz!
Zonguldak, açık hava otoparkına dönüştü!
Böyle bir rezillik Zonguldak tarihinde görülmedi!
Dirayetli bir belediye başkanı olsa, Zonguldak Valisi ve Emniyet Müdürü ile görüşse, şehir merkezi böyle mi olur?
Bırakın araç geçişini, yaya geçişi bile zorlaştı!
Allah, Zonguldak halkının yardımcısı olsun!

31’i tamamlamaya çalışıyor!

CHP Kozlu İlçe Başkanı Merve Arslan'ın kontenjan listesine alarak "Kozlu Belediye Meclis Üyesi" seçilen eniştesi (teyzesinin eşi) Erol Akyürek'in kızı Duygu Akyürek, Kozlu Belediye Başkanı Aytuğ Dökmeci’nin işten attığı 31 kişinin yerine işe aldıkları isimler arasına girmeyi başardı! Şu an Metropoliten Belediyeler Birliği tarafından işletilen barajda çalışıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tüm teşkilatlara "Akraba kayırmacılığı yapmayacaksınız" diye talimat verip, büyükşehirlerde yapılan atamaları iptal ederken, Kozlu’da Genel Başkanın talimatının aksine masum insanları işten atıp, yerine eş, dost akrabalarını işe alıyorlar.
Diğer yandan Altuğ Dökmeci’nin seçilmesinde oy kullanarak katkısı olan ve belediyeden iş beklentisi olan yüzlerce işsiz aile, “Biz, bunları 'kendi çoluk-çocuğunu işe alsın' diye mi seçtik?” diye tepki gösteriyor.
19 Mayıs Mahallesi eski muhtarının oğlu Hasan Adıgüzel’in oğlu ve yeğeni de Kozlu Belediyesi’ne başlamış!
Altuğ Dökmeci, 31 kişiyi işten attı!
Aldığı işçi sayısını 31’e tamamlamaya çalışıyor!
31’inci kişi kim olacak?
Dikkatle takip ediyoruz!

Kıssadan Hisse: Bugünlük bu ders yeter...

Çin'de bir adam, o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir armut çaldı. Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere imparatorun karşısına çıkardılar. Hırsız, imparatoru görünce ona şöyle dedi:
"Değerli efendim, çok açtım, dayanamadım, çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affedersiniz, size paha biçilemez bir armağanım olacak."
İmparator, dudak büker:
"Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?"
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatarak, "Bu çekirdeği ekerseniz, bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz."
İmparator, kahkaha atarak, "Ek o zaman, altın meyveleri görünce, affederim seni" der.
Yoksul adam:
"Haşmetlim, bu tohumu ben ekemem. Çünkü ben bir hırsızım. Bu tohumu ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum, o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz."
İmparator; irkildi, suratını astı, bir süre düşündü, sonra hırçın bir sesle, "Ben imparatorum, bahçıvan değil. O tohumu vezire ver, eksin de altın meyveleri görelim" der.
Yoksul adam, tohumu vezire uzatınca, vezir telaş içerisinde imparatora dönüp itiraz etti:
"Ben ekim-biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu hazinedar başı eksin."
Hazinedar başı da hemen bir bahane buldu ve bu görevi başkasına devretti.
Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçındılar.
Sonra imparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü. Başı önünde vezire, hazinedara ve bütün görevlilere dik dik bakarak, "Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim" der.
Cebinden bir altın çıkarıp, yoksul adamın tutması için atar. Herkes, ceplerinden sessiz sedasiz birer altın çıkarıp adama verir. Sonra da gülerek, "Bas git buradan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter" der.
Ortalığın toz-duman olduğu şu günlerde tohumu ekecek temiz kimse var mı? (Alıntı)

Günün Fıkrası: Belediye...

Kadın, eşiyle birlikte yatak odasına girerken, aniden aklına bir soru gelmiş.
"Kocacığım, bir şeyi anlamakta güçlük çekiyorum. Bu aralar neden herkes belediye hakkında konuşuyor. Belediye ne yapmış ki?" diye sormuş.
Kocası, alçak bir sesle, "Sen hele bir yatağa gir, ben belediyenin ne yaptığını göstereyim" demiş.
Tam yirmi dakika sonra kadın mahmur bir sesle kocasına seslenmiş:
"Kocacığım, belediye bu kadar güzel işler yaparken, bu millet daha ne istiyor ki?"