Zonguldak'ta "dernekçilik" işi boyut değiştirdi.
"Federasyon" ve "konfederasyon" ayağına geçtiler!
Dernek, federasyon ve konfederasyon yöneticisi arkadaşlar, yaşadıkları yerlerde güç gösterisi yapacaklarına, dönüp-dolaşıp Zonguldak tribünlerine oynuyorlar.
Oysa... Ankara'daysan, orada etkili olmaya çalış...
İstanbul'daysan, orada etkili olmaya çalış...
Oralarda il genel meclisine, belediye meclisine, parti yönetimine girmeye çalış...
Ama oralarda kimsenin iplemediği isimler, buralara gelip hava basıyorlar!
Zonguldak'ta her şey ucuz çünkü!
Zonguldak'ı, Zonguldak insanını bu kadar ucuzlatmaya ve ucuz görmeye kimsenin hakkı yok.
"Zonguldak" adıyla Zonguldak halkını salak yerine koymaya da kimsenin hakkı yok!
Biz bu anlayıştaki herkese karşıyız.
Bu arada, Ankara'da sosyal güvencesi bile olmayan biri, Zonguldak adına görüşmeler yapıyor.
Bu görüşmelerden sonra görüştüğü kişilerin adını kullanarak, bir takım çıkarlar elde ediyor.
Aman dikkat!

Küsler barışmasın, yapılan kahpelikler unutulmasın!
Twitter'da bayram öncesi bir başlık açıldı:
"Sırf 'bayram' diye küsler barışmasın, yapılan kahpelikler unutulmasın."
Ben küs kalmayı sevmem.
Ve hep, barışmanın, kavga etmekten daha değerli bir eylem olduğuna inanırım.
Ama kahpeliğe prim verecek halimiz yok.
Sabırla bekleyip ödeşmeyi bir gelenek haline getirdim.
Bu bayramı da böyle geçirdim.
Şimdi ayet ve hadislerle bayramda küslerin barışması gerektiğini vurgulayanlar olabilir.
Ama bu "insan evlatları" içindir.
Nasıl dünyaya geldikleri belli olmayanlar için değildir.
Bayram geçti...
Kavgamız, mücadelemiz resmi yollardan devam edecek.
Hem de çok güçlü bir şekilde.

Seni gidi Topal! Seni hain Topal!
Oğuz Yılmaz'ın şarkısı geldi aklıma...
Nereden geldiyse!
"Geliyorum Ankara'nın elinden
Kaşıkları çekilmedin belinden
Seni gidi topal
Seni hayin topal
Seni gidi topal, bu gece de burda kal
Yandan çarklı geliyor da kaçın
Kapıları, bacaları kapatın
Seni gidi topal
Seni hayin topal
Seni gidi topal, bu gece de burda kal"

Başkan, arkadaşının eşiyle yakalanmış!
Hani bayramdan önce karısı ve oğlundan dayak yiyen belediye başkanı vardı ya!
O başkanın, o gün için hayatındaki kadının kim olduğu ortaya çıktı.
Başkan, eve arkadaşının eşi H.T.'yi davet etmiş.
H.T., yanında başka bir kadınla gelmiş.
Başkan da bir arkadaşını çağırmış.
Eski evdeki bu oturak alemini oğlu basmış!
Olaylar böyle patlamış!
Sonra karısı gelmiş!
Cam-çerçeve inmiş!

Günün Fıkrası: Frene basacaksın...
Sürücü kursu eğitmeni, bir kadına direksiyon dersi veriyor.
Eğitmen:
- Dar bir yolda süratli bir şekilde giderken, birden karşına baban ve kocan çıkarsa, ne yaparsın? Kadın:
- Kocama çarparım.
Eğitmen:
- Bak, bu dersi 5 defa anlattım sana! Hayır, frene basacaksın!