Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in ne kadar kibirli olduğunu daha önce defalarca yazmıştık!

Hatta parti içinde kendisi için “Vakfıkibirli” dendiğini de yazmıştık!

Tahsin Erdem, "24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı" nedeniyle Karaelmas Gazeteciler Derneği’ni ziyaret etmiş!

Orada saçma sapan ifadeler kullanmış! 

"Onları hata yapmamaları için sürekli uyarıyoruz, eleştiri yapıyoruz. Onun dışındaki birtakım olumsuzlukları her meslek grubunda olduğu gibi yine fazla değinmeden daha önceki eleştirilerimizi yapmadan bu sefer bayramınızı zehir etmeyelim" demiş!

Göreve geleli 116 günü geçti!

Hala basına laf yetiştirme peşinde!

Hep bir ağlama hali!

Para yok, biliyorsunuz!

Tasarruf tedbirleri var, biliyorsunuz!

Zonguldak, böyle beceriksiz bir "belediye başkanı" görmemiştir!

116 gündür şunu düşünüyorum...

Zonguldak halkı ne günah işledi de Tahsin Erdem ile cezalandırıldı?

Yanıtını bulduğum zaman sizinle paylaşacağım!

Gelelim “Bayramınızı zehir etmeyelim” sözüne!

Zehir edecekseniz, neden misafir oluyorsunuz?

Siz, neden bu kadar nezaket yoksunusunuz?

Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?

İki yaka...

Önceki dönem Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan, DemirPark AVM ve Alaborina’yı Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) olan borçlar karşılığında devredip, belediyeyi büyük bir yükten kurtaracaktı. Üstüne üstlük Kadırga Yokuşu başındaki eski belediye binasını geri alacaktı.

CHP’liler, başta Dr. Atınç Kayınova olmak üzere bu düşünceye şiddetle karşı çıktılar!

CHP’li Belediye Meclis üyeleri, Dr. Ömer Selim Alan’ın bu düşüncesine karşı çıkmamış olsalardı, belediye çok büyük bir borç ve faiz yükünden kurtulacak, Kadırga Yokuşu başındaki eski belediye binasının da sahibi olacaktı!

Şimdi her şeyi bilen Belediye Meclis Üyemiz Dr. Atınç Kayınova, kaynak bulup SGK borçlarını ödeyecektir!

Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, zaten mali müşavirdir!

Bu işlerin uzmanıdır!

Ağlamadan parayı bulup, borcu ödeyecektir!

Ve Zonguldak Belediyesi’nin iki yakasını bir araya getirecektir!

'Para' meselesi değil, 'Zonguldak' meselesi...

Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’i eleştiriyoruz ya...

Birileri çıkmış, “Tahsin Erdem’den beklentisi var, o yüzden yazıyor” diyor!

34 yıldır bu kentte gazetecilik yapıyorum.

Doktor, avukat ve muhasebeciler kadar tutumlu meslek erbabı görmedim!

Tahsin Erdem ile yıllardır tanışır, çalışırım!

Bize ilan vereceği zaman, “Bütçem sana yetmez ama...” diyerek bir rakam söylerdi!

Gerçekten çok komik olurdu!

“Biriksin, hepsini birlikte alırız” derdim!

Parasını alıp kendime haksızlık yapmazdım!

Tahsin Erdem ile olan meselemiz "para" meselesi değil, "Zonguldak" meselesidir!

Tahsin Erdem, bize para verse -Allah gecinden versin- ölür!

Eli öyle sıkıdır yani!

Bizim Tahsin Erdem’den beklentimiz, ağlayıp-sızlamadan, sağa-sola büfe koydurmadan "belediye başkanlığı" yapması!

Şu 116 gün gösterdi ki, Zonguldak Belediyesi tarihinin, Muharrem Akdemir’den sonra en beceriksiz "belediye başkanı" Tahsin Erdem’dir!

Muharrem Akdemir, hiç olmazsa, kollu gömleğin kollarını dirseklerine kadar sıyırıp gezmiyordu!

Muharrem Akdemir için bile, “Başkana haksızlık etme” diyen oluyordu!

Tahsin Erdem için bize, “Tahsin Erdem’i yazma, haksızlık etme” diyen bir kişi bile olmadı!

Ama parti içinden, Belediye Meclisi'nden, belediye içinden her gün bilgi geliyor!

Durmak yok, yazmaya devam!

Kıssadan Hisse: Kelebek...

Adamın biri, kelebek kozasına bakıyordu. Bir gün kozadan küçük bir açıklık belirdi. Oturdu ve vücudunu o küçük delikten geçirmeye çalışan kelebeği saatlerce izledi.

Adam, kelebeğin oraya sıkıştığını sandı. Çünkü herhangi bir ilerleme kaydetmiyordu. 

Adam, kelebeğe yardım etmeye karar verdi. Bir makas aldı ve kalan kozayı keserek açtı. Kelebek daha sonra şişmiş bir gövdeye ve küçük, buruşuk kanatlara sahip olmasına rağmen, uçamayıp oracığa yığıldı.

Adam düşüncesizdi. Orada oturdu ve kanatların kelebeği desteklemek için genişlemesini bekledi ama bu gerçekleşmedi. Kelebek, hayatının geri kalanını uçamadan, minik kanatları ve şişmiş bir gövdeyle sürünerek geçirdi.

Adam, iyi kalpliliğine rağmen, kelebeğin küçük açıklıktan geçmek için ihtiyaç duyduğu kısıtlayıcı kozayı ve mücadelesini anlamadı. Oysa kelebeğin kozadan çıkma mücadelesi, kozadan çıktıktan sonra kendini uçmaya hazırlamak için Allah’ın kelebeğin vücudundan sıvıyı kanatlarına akıtma yoluydu.

Hisse: Hayattaki mücadelelerimiz, güçlü yönlerimizi geliştirir. Mücadeleler olmadan asla büyüyemeyiz ve asla güçlenemeyiz. Bu nedenle zorluklarla kendi başımıza mücadele etmek ve başkalarının yardımına güvenmemek bizim için önemlidir. (Alıntı)

Günün Fıkrası: Cennet...

İlkokul öğretmeni, cennete gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister.

Yalnız Temel elini kaldırmayınca, merak eder ve sorar:

- Sen, cennete gitmek istemiyor musun?

- İster idum ama anacuğum "okuldan sonra hemen eve gel" dedü...