AK Parti Zonguldak İl Başkanvekili Ömer Gülay, FETÖ'nün kontrolündeki Zonguldak İşadamları Derneği'nin (ZONİAD) yıllarca başkanlığını yaptı.
Sonra itirafçı oldu... Örgüt hakkında bilgiler verdi... Karşılığında hiçbir ceza almadı.
Sonra, FETÖ ile amansız mücadele eden AK Parti'ye girdi.
İl Başkan Yardımcısı oldu...
İl Başkanvekilliği yapıyor.
AK Parti'de ya da başka kurumlarda, yakınları "FETÖ'cü" diye suçlanan bir sürü isim var.
FETÖ'nün işadamı yapılanmasının yıllarca başkanlığını yürütmüş biri olan Ömer Gülay, gönül rahatlığı ile AK Parti'de İl Başkanlığına vekalet ediyor!
FETÖ'cü öğretmenlerle ortak dershane işleten de var!
Aile şirketleri "FETÖ iltisaklı şirketler" arasına giren de!
Sonra "AK Parti, FETÖ ile yeterince mücadele etmiyor" deniyor!
FETÖ ile mücadeleyi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapıyor.
Ama bu tip hareketler; hem partiye hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a zarar veriyor.
Yanlış anlaşılmasın....
Bizim kimseye "FETÖ'cü" dediğimiz yok.
Ya bu mücadele ciddi manada yapılsın ya da "FETÖ'cü" diye insanlar yaftalanmasın.
Bankaya para yatıran hapis cezası alırken; işadamlarının başkanlığını yapan, FETÖ ile mücadele eden AK Parti'ye başkan olmasın!

Fikri hür, vicdanı hür...
Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, "Öğretmenler, cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister" demiş.
"Fikri hür, vicdanı hür" nesilden biri, öyle bir iş yapmış ki...
Bu fikri hür kişi, hürriyeti fazla abartmış!
Evli olduğunu unutmuş!
Çok yakınındaki ismin eşine buket buket çiçekler almış!
Sonra bu beraberliğin fotoğraflarını çekmişler!
Tabi ki "kim çekmiş?" diye merak ediyorsunuz!
Edi ile Büdü...
Buket buket çiçeğin, demet demet faturası olmuş!
Fikri hür, vicdanı hür neslin temsilcisinden, bir miraç gecesinde parayı almışlar!
Sadece para ile de kalmamışlar!
O şantaj sayesinde kendilerine "referans" olmasını sağlamışlar!
Ama bomba erken patladı işte!

Para sesi, kadın sesi, su sesi...
Bugün size anlatacağım siyasetçi, çevresinde yıllardır bir ekol olmuş!
Eskiden tatlı tatlı severken, son dönemde işin şeklini değiştirmiş!
Milletvekili olacağını sanarak "çok güzel hareketler" yapıyormuş!
Erkeklerin duymaktan hoşlanacağı üç ses var ya...
Para sesi, kadın sesi, su sesi...
Bu aralar, bu üçlemeyi yapıyormuş!
Bu siyasetçi, işi gereği parayla haşır-neşir!
Kadını bulduğunda sesinden hoşlanıyor!
Ama bu işi ırmak gıyında yapıyor!
Hem ırmağın bir kolunda, hem de ana kolunda!
Parası sayesinde bulduğu kadınları, hep ırmak gıylarına götürya...
Denize gada gidiya...