Kömür üretiminin düşmesi nedeniyle ekonomisi daralan Zonguldak’ı canlandırmak adına akla gelen ilk fikirlerden birisi ilimizde turizmi geliştirmektir. İnsanların son yıllarda, güneş-kum-deniz turizminin yanı sıra doğa içinde gerçekleştirilen heyecan-eğlence-eğitim turizmine yönelmeleri ülkemizde ve ilimizde de turizm geliştirmek adına yeni olanaklar yaratabilir. Bu konuda çalışma yapılması da yararlıdır. Ancak sorulması gereken soru; Zonguldak’ta turizmi geliştirmek için mutlaka Zonguldak Kömür Jeoparkının kurulması mı gerekir?
Jeoloji ve park kelimelerinin birleştirilmiş hali olan jeoparklarda yeryüzünde nadir rastlanan doğal, endüstriyel ve kültürel oluşumlar bilimsel çalışmalarla ortaya konur. Doğaya uyumlu olarak yaşamak ancak onu tanımak ve anlamakla mümkündür. Ayrıca; jeolojik, biyolojik, kültürel, endüstriyel vb. özellikleri yörenin doğal kimliğini tanımlayan unsurlardır. Jeoparkı kurarak dünyadaki ve ülkemizdeki diğer yerleşim birimlerinden farklılıklarınızı yani kent kimliğinizi ortaya çıkararak merak uyandırabilirsiniz. Üzerinde yaşadığımız yerküreyi öncelikle yerel halka ve sonra topluma her yönüyle tanıtmak ve doğayı koruma bilinci oluşturmak için verilecek eğitimin en etkili yolu, özellikle kapalı ortamlar yerine doğanın içerisinde verilecek eğitimdir. Yaşadığımız çevrenin ne kadar farkındayız? Zonguldak özelinden hareket edersek acaba maden müzesini, Gökgöl mağarasını, Harmankaya şelalelerini bugüne kadar kaç okul ziyaret etti, yerel halktan kaç kişi gezdi?
Jeoparkların ziyarete açılabilmeleri için önce kurulmuş olmaları gerekir. Jeoparklarda; kuruldukları alandaki kayaçların jeolojik özellikleri, doğal kaynakları, kayaçların parçalanmasıyla oluşan topraklar üzerinde gelişen bitki toplulukları, söz konusu bitkiler arasında yaşamını sürdüren hayvan çeşitliliği, oluşturulan endüstriyel yapılar, edinilen kültürel özellikler vb. bilimsel çalışmalarla ve yayınlarla ortaya konur. Belirlenen jeositler öne çıkarılır, görünür kılınır ve öncelikle yerel halkın ve sonra tüm toplumun ziyareti için çekici duruma getirilir. Bunlar da tamamen konunun uzmanları tarafından yapılacak bilimsel çalışmalarla gerçekleştirilebilir.
Buraya kadar yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi ilimizde turizmi geliştirmekle Kömür Jeoparkı’nı kurmak arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Yani Zonguldak’ta jeopark kurmadan da turizmi geliştirmek adına çalışmalar yapılabilir. Güneş-kum-deniz turizmine alternatif olarak geliştirilen turizm türlerine ülkemizden örnekler verecek olursak; Doğu Karadeniz’i, Güneydoğu Anadolu’yu jeolojik özelliklerde barındırmasına rağmen Ihlara Vadisi’ni (Ürgüp, Göreme, Avanos) vb. sayabiliriz. Yukarıda örnek verdiğimiz yerlerin hiçbirinde jeopark kurulmamış, buna karşın turizm geliştirilebilmiştir. Ayrıca ülkemizin UNESCO tarafından tescillenmiş olan ve 2011 yılında kurulan Kula Jeoparkı giderek artan ziyaretçi sayısına rağmen ülkemizin ziyaretçi yoğunluğu fazla olan turizm rotaları içinde henüz yerini alamamıştır.
Sonuç olarak Jeoparklar, ancak oluşturulduktan ve yerel halka tanıtıldıktan sonra turizmin gelişmesinde katkı sunabilirler.
Ali Baltaş-13 Nisan 2023
Zonguldak Nostalji