Kasten yaralama suçunda, failin suçu işlerken bilme ve isteme unsurları, yani kasıt, mevcuttur. Ancak taksirle yaralama suçunda, fail bu unsurları taşımaz. Fail, ya dikkatsizce hareket ederek mağdurun yaralanmasına neden olur ya da bir eylemi gerçekleştirirken kötü bir sonucun oluşabileceğini öngörür ancak gerekli önlemleri almaz. İlk durum basit taksir, ikinci durum ise bilinçli taksirdir. Pratikte en sık karşılaşılan bilinçli taksir durumu, trafik kazalarıdır. Alkol alarak araç kullanan bir kişi, alkolün sürüş yeteneğini etkileyebileceğini bilse de, yine de araç kullanır ve bir yaralanmaya sebep olursa, bu kişi bilinçli taksirle yaralama suçundan ceza alır.

Taksirle yaralama suçunun temel durumu (TCK 89/1) şikayetle takibe bağlı iken, nitelikli halleri (TCK 89/2-3-4) bilinçli taksir ile işlendiğinde mağdurun şikayetini gerektirmez. Şikayete bağlılık, mağdur şikayetçi olmadığında veya yargılama sırasında şikayetini çektiğinde faile karşı herhangi bir soruşturma açılmaması anlamına gelir.

Ayrıca, taksirle yaralama suçu uzlaşma yöntemiyle çözülebilir. Taraflar, uzlaşmaya yönlendirilir ve eğer anlaşma sağlanamazsa ceza davası açılır. Suçun temel hali gerçekleştiğinde (TCK 89/1) fail, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılabilir. Ancak, suçun nitelikli hali (TCK 89/2-3-4) gerçekleştiğinde, ceza oranında artış uygulanır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, cezai sorumluluğu kasıtlı ve taksirli sorumluluk olmak üzere iki ana kategoride ele alır. Ceza hukukunun temelinde kasıtlı sorumluluk yatar; taksirli sorumluluk ise istisnai bir durumdur. TCK'nın 21. maddesi kasıt ve olası kasıtı, 22. maddesi ise taksiri tanımlar. Taksir, genel olarak istenmeyen bir sonucun, gereken dikkat ve özenin gösterilmemesi sonucu meydana gelmesidir.

Taksirle Yaralama Suçu Nedir?

Taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu'nun Kişilere Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir ve en sık rastlanan suç türlerinden biridir. TCK’da yaralama, başkasının vücuduna zarar verme veya sağlığını bozma olarak tanımlanır. Bu eylemler kasıtlı yapıldığında kasten yaralama, kasıtsız yapıldığında ise taksirle yaralama suçu oluşur.

Endüstriyel Süreçleriniz İçin ABB Softstarter Çözümleri Endüstriyel Süreçleriniz İçin ABB Softstarter Çözümleri

Şikayet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma

Taksirle yaralama, şikayete bağlı suçlardandır. Şikayet süresi, suçun işlendiği ve faile öğrenildiği tarihten itibaren altı aydır.

Bilinçli taksirle işlenen yaralama durumunda, sadece TCK'nın 89/1 maddesinde belirtilen basit haller şikayete tabidir. Nitelikli haller, şikayete bağlı değildir ve doğrudan savcılık tarafından soruşturulur.

Taksirle yaralama suçu, uzlaşma yoluyla çözümlenebilen suçlardandır. Uzlaşma, hem soruşturma hem de yargılama aşamasında öncelikli olarak uygulanır; eğer uzlaşma sağlanamazsa, soruşturma veya yargılama süreci devam eder.

Taksirle Yaralama Suçu Şartları Nelerdir?

Taksirle yaralama suçunun oluşabilmesi için, failin taksirli bir davranışla mağdurun bedensel bütünlüğüne veya sağlığına zarar vermesi gerekmektedir. Bu suç, mağdurun vücuduna acı verilmesi, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulması şartıyla oluşur. Taksirle yaralama, hem icraen hem de ihmali olarak işlenebilir. İcraen işlenen durumlarda, gerekli özen ve dikkat gösterilmemesi; ihmali durumlarda ise, bir eylemde bulunmamak suretiyle yaralanmanın meydana gelmesi söz konusudur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, taksirli suçlarda aranması gereken unsurları belirlemiştir. Bunlar:

●      Suçun taksirle işlenebilecek bir fiil olması,

●      Hareketin iradi olması,

●      Sonucun istenmemesi,

●      Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının olması,

●      Sonucun öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemesi şeklinde sıralanabilir.

Bu kriterlere göre, suçun manevi unsuru hukuka aykırılıktır. Yani, kanun tarafından belirlenen hukuka uygunluk durumları varsa, failin eylemi suç teşkil etmeyecektir. Özellikle, taksirle yaralama suçunda, failin sonucu öngörüp öngörmediği değil, sonucu istememesi önemlidir ve bu, bilinçli taksir suçunu oluşturur.

Taksirli Yaralama Suçunun Unsurları

Taksirli suçların unsurları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun içtihatları ve doktrindeki kabuller doğrultusunda şunlardır:

          Fiilin taksirle işlenebilecek bir fiil olması,

          Hareketin iradi olması,

          Sonucun fail tarafından istenmemesi,

          Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması,

          Sonucun öngörülebilir olmasına rağmen fail tarafından öngörülmemiş olması.

Taksirle işlenebilen bir fiilin cezalandırılabilmesi için o fiilin kanunda açıkça taksirli suç olarak belirlenmiş olması gerekir. Türk Ceza Kanunu'nda taksirli suçlar açıkça tanımlanmıştır. Neticenin iradi olmaması, hareketin iradiliği, neticenin öngörülebilir olması ve hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması, taksirli suçlarda aranan diğer önemli unsurlardır.

Taksirle Yaralama Suçunun Cezası Nedir?

Taksirle yaralama suçunun temel hali, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. TCK'nın 89. maddesine göre, taksirle başkasının vücut bütünlüğüne zarar veren veya sağlığını bozan kişiye verilen ceza, suçun nitelikli hallerinde artırılır. Özellikle:

●      Taksirle yaralamanın mağdura belirli kalıcı zararlar vermesi (TCK 89/2),

●      Mağdurun iyileşmesi mümkün olmayan bir duruma düşmesi veya önemli bir fonksiyonunu yitirmesi (TCK 89/3),

●      Birden fazla kişinin yaralanması (TCK 89/4),

hallerinde, verilecek ceza artırılarak uygulanır.

Cezada Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Kararı

Mahkemeler, belirli koşullar altında hapis cezalarını adli para cezasına çevirebilir, erteleyebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir. Taksirle yaralama suçunda, cezanın iki yıl veya daha az olması durumunda ve diğer gerekli şartlar sağlandığında, hapis cezasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkündür. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, denetim süresi boyunca sanığın kasıtlı bir suç işlememesi ve yükümlülüklere uygun davranması halinde cezanın ortadan kaldırılmasını sağlayabilir.

Taksirle Yaralamada Zaman Aşımı Süresi

Taksirle yaralama suçunun zamanaşımı süresi, olayın koşullarına göre 8 ile 12 yıl arasında değişebilir. Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren belirli bir süre geçtikten sonra cezai takibatın veya cezanın infazının yapılamaması anlamına gelir.

Bu zamanaşımı süresinin, suçun niteliği, işleniş şekli ve diğer hukuki faktörler dikkate alınarak belirlendiğini unutmamak gerekir. Taksirle yaralama suçunun zaman aşımı süresi, genel olarak suçun ağırlığına ve getirdiği sonuçlara göre düzenlenmiş olup, hukuk sistemi içerisinde adil bir dengeyi sağlamayı amaçlar.

Sonuç olarak, taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu'nda detaylı bir şekilde düzenlenmiş ve failin suçu kasıt olmaksızın, gerekli özen ve dikkati göstermeme sonucunda işlemesi esasına dayanır. Bu suçun cezası, suçun temel halinden nitelikli hallerine kadar çeşitlilik gösterir ve hem hapis cezası hem de adli para cezası şeklinde uygulanabilir. Ayrıca, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi yargısal kararlarla ceza sistemi içinde esneklik sağlanmıştır.

Taksirle yaralama suçu ve cezasının uygulanması, mağdurun haklarının korunması ve suça sebebiyet veren kişinin topluma yeniden kazandırılması amacını taşır. Bu kapsamda, zamanaşımı süreleri de dâhil olmak üzere, suçun işleniş biçimi ve sonuçları, cezai sorumluluk ve yargılama süreçlerinde önemli faktörler olarak değerlendirilir.

Kaynak: Haber Merkezi