Başlığa bakıp da, size önümüzdeki siyasi seçimlerden söz edeceğimi beklemeyin.

Bu konuda; gazetelerde, TV'lerde, miting meydanlarında çok şey dinliyorsunuz zaten.

İstedim ki, biraz kafanız dağılsın.

Size gerçekten yaşanmış iki seçim anısı anlatacağım.

Dilerim hoşlanırsınız...

[*] [*] [*] [*]

Yıllar önce, Yeraltı Maden-İş Sendikası Başkanı ve 68 kuşağının önderlerinden Çetin Uygur abimizden dinlediğim bir seçim öyküsü...

"Uzun yıllar önceydi. Birgün Halkevi'ne gittim. Halkevi salonunda bir işçi yapı kooperatifi kongresi yapılıyor.

Vakit geçirmek için arkalarda bir yere oturup izlemeye başladım. Faaliyet raporu okunup tartışmaya açıldı. Bu bölümde kürsüye çııkan bütün üyeler, başkanı yerden yere vurdu. Adamcağıza demedikleri kalmadı. 'Hırsız, sahtekar, dolandırıcı', ağızlarına ne gelirse söylediler

Sonra, eleştirileri cevaplandırmak üzere başkan kürsüye geldi. Adam daha konuşmadan salondan yuhalamalar, protestolar, laf atmalar yükseldi.

Adam, soğukkanlılıkla bir süre salona baktı ve konuşmaya başladı:

- Evet beyler, sizi dinledim. Dediklerinizde haklısınız.

Salon, şaşkınlık ve sessizliğe büründü.

Adam devam etti:

- Hiç şaşırmayın. Evet çaldım. Kooperatifin parasını yedim. Hatta kendime araba bile aldım. Ama az sonra oylamaya geçeceğiz. Ve siz yine beni seçeceksinz. Buna mecbursunuz.

Salondan yine öfkeli sesler yükseldi.

Bir üye ayağa fırladı:

- Ulan utanmaz herif, senin gibi hırsızı niye seçelim?

Adam gayet sakin:

- Evet, mecbursunuz. Bir düşünün. Ben çaldım, yedim, doydum. Benim yerime aç adam birini seçerseniz, o daha çok çalacak, yiyecek. Sizin evleriniz de hiç bitmeyecek.

Ortalık karıştı. Sonra seçim başladı. Bende merak ettim, bekledim.

Ve adam, az bir farkla da olsa seçimi kazandı."

[*] [*] [*] [*]

İkinci seçime bizzat tanık oldum.

Yıllar önce Esnaf Odası Başkanı iken, konuk olarak bir beldedeki Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi kongresine gittim. Kongreyi izliyorum.

Yine kürsüye her çıkan, başkana yükleniyor, hakaretin bini bir para...

Meğer başkan arkadaş, çok sayıda üyenin adına kredi kullanmış. İşleri ters gidince de bu kredileri geri ödeyememiş. Doğal olarak üyeler icraya verilmiş.

Ben arkadaşlara, "Bizimkinin işi zor. Seçimi kaybediyor" deyince, arkadaşlardan biri:

- Ne kaybetmesi? Kesinlikle kazanacak!

- Nasıl kazanacak? Üyelerin çoğu muhalif...

- Sen onların cırlamalarına bakma. Başından beri işin içindeler. Adam, adına kredi kullandığı her üyeye paranın yüzde 10'unu nakit olarak vermiş. Borcun tamamını da kendisinin ödeyeceğini söylemiş. Onlar da aldıkları avanta karşılığında kredi evraklarını kuzu kuzu imzalamışlar.

- Yani?

- Yanisi şu; başkan giderse, borçları mecburen kendileri ödeyecek. Kalırsa, işlerini düzeltirse ve de sözünü tutarsa, borçtan kurtulma ihtimali var.

Ve gerçekten başkan kazandı.

Sonrası mı?

"Bedava peynirin sadece fare kapanında olacağını" bilmeyen üyeler, borçlarını bizzat ödediler!

[*] [*] [*] [*]

Nasıl?

Beğendiniz mi?

Dediğim gibi, sakın bu anlattıklarımla önümüzdeki siyasi seçimler arasında bir bağ kurmayın.

[*] [*] [*] [*]

Bu tavanın balıklarına İstanbul'dan selamlar...