Zonguldak "gecekondu" şehir!
Ne, nereye yapılacak belli değil!
Hastanenin nereye yapılacağına başhekim karar verir mi?
Şimdi, "Adliye oradan taşınsın" deniyor!
"Belediye de oradan taşınsın" deniyor!
"Milli Eğitim'e yer yapılsın" deniyor!
Stadyuma hala yer bulunamıyor!
Sağlık Müdürlüğü kirada oturuyor!
Heliportumuz bulunmuyor!
Oysa, kentin sahipleri, bir masa etrafına oturmalı...
Neyi, nereye yapacağımız planlanmalı...
Şehir plancıları, konunun uzmanları, kentin akil insanları, mimarlar, kenti yönetenler bir araya gelmeli...
Ankara düğmeye bastığında "İşte yer burası" diyebilmeliyiz.
Şehirle ilgisi olmayan birinin aklıyla hastaneyi 5 dönüme sıkıştırmayız!
Stadyum için fellik fellik yer aramayız!

Bir 'bela'dan daha kurtulduk
Ereğli ilçesinde, 27 Ocak 2009 yılında başımıza getirilen tatsız hadiseden nihayet kurtulduk.
Ereğli merkezli yapılan bir operasyona adımız eklendi.
Gözaltına aldılar.
Ankara'da özel yetkili savcıya çıkarttılar.
Serbest bırakıldık.
Ama özel yetkili mahkeme; 2 yıl, 2 ay, 20 gün hapis cezası verdi.
Karara itiraz ettik.
Yargıtay, itirazımızı haklı buldu.
Özel yetkili mahkemeler kalktı.
Zonguldak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, yıllar süren davayı karara bağladı.
Duruşmalara katılmıyordum.
Mahkeme kararı elimize ulaştı.
Karar şöyle:
"Sanıklar Ali Rıza Tığ, Fikri Kapan ve Kaan Kocaman'ın üzerine atılı suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte yardım suçu yönünden; gazeteci olan sanıklar Ali Rıza Tığ, Fikri Kapan ve Kaan Kocaman'ın hakkında yapılan yasal delil niteliği olmayan telefon dinleme teknik araçlarla izleme sonucu elde edilen tapeler dışında üzerlerine atılı suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte yardım suçunu işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeter, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından 5271 sayılı CMK'nun 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi..."
Bazı meslektaşlarımız, bu dava nedeniyle bize yazılar yazıyor, hapse gireceğimizi filan iddia ediyorlardı!
Çok şükür, bu dava nedeniyle cezaevine girmedik.
Ama bizim cezaevine girmemizi bekleyenler, kaç kere cezaevine girdiklerini unuttular!
Kötü niyetle iyi murada erilmez.

Miraç Artar meselesi!
Miraç Artar ve Suat Hamzaçebi, Yasin Hamzaçebi'nin yanında çalışırken bana saldırdılar.
Bu üç isimle olan davamız sürüyor.
Son aşamaya geldi.
Yakında sonuç açıklanır, cezalarını alırlar.
Miraç Artar ve Suat Hamzaçebi, Yasin Hamzaçebi ile kanlı-bıçaklı oldular.
Sonra Zonguldak Kömürspor'a kapağı attılar!
Basında bazı arkadaşlar, bu iki kişiyi "işadamı" filan diye yazdılar!
Zonguldak'ta "işadamı" sıfatını da ucuzlattılar!
Bu çocukların üzerlerine kayıtlı işleri bile yok.
Kebapçı bile başka biri üzerine!
Neyse, kebapçıda bir olay oldu.
Miraç Artar, bir taksici ile ortağı Suat Hamzaçebi'yi vurdu.
Tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Sanmıyorum ama inşallah aklı başına gelir.
Bu arada, Yasin Hamzaçebi, E.K. adlı kişiyi tutarak evimin önünde bana saldırtmıştı!
O davadan hem E.K. hem de Yasin Hamzaçebi ceza aldı.
Karar yeni geldi.
Bilginiz olsun istedim.

Konuşanlar!
Acun Ilıcalı'nın Exxen Platformu'nda, Hasan Can Kaya'nın hazırlayıp sunduğu "Konuşanlar" programına bayılıyorum.
Youtube'den bu yana takip ediyorum.
Exxen'e geçti, hemen Exxen'e üye oldum.
Cuma akşamlarını iple çekiyorum.
Programın başlama saati yok.
Cuma günü yayına giriyor.
Ama ben "akşam olsun, evime gideyim, yemeğimi yiyeyim, sonra Konuşanlar'ı izleyeyim" istiyorum.
Yerel televizyonlarda "konuşanlar"ı izlemiyorum!
Bir şey olursa, zaten söylüyorlar!