Çiftçilerin sorunlarını sıralayan Akça partisinin tarım politikalarını paylaşarak şunları söyledi:" Kavurucu sıcak, dondurucu soğuk demeden, yağmur-çamur dinlemeden toprağa alın teri dökerek ekmeğini topraktan kazanan çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nü tebrik ediyor; her birine bereketli ve bol kazançlar diliyorum. Unutmayalım ki; üretmeyen, tükenir! Dünya genelinde yoksulluk, kuraklık ve kıtlık her geçen gün artmakta, çatışmalar ve savaşlar yaygınlaşmaktadır. Tarım, bugünün dünyasında artık bir milli güvenlik meselesidir! Gıda güvencemizi ve güvenliğimizi sağlamak ise hayati öneme haizdir. Fakat ne yazık ki bugün ülkemizde, özellikle iktidar tarafından, tarımın önemi ve çiftçimizin değeri iyi anlaşılmamakta; gerekli destekler de verilmemektedir. Çiftçimiz, döktüğü alın terinin karşılığını alamamakta ve toprağa küstürülmektedir! Kanunda yer alan; "her yıl bütçeden tarımsal desteğe ayrılması gerek kaynak, GSMH'nın %1'inden az olmamalıdır." hükmü dahi hiçe sayılmaktadır. Maalesef bugün çiftçimiz, artık borçlarını dahi ödeyemez duruma gelmiş; traktörünü, toprağını ve hayvanını satmak zorunda kalmaktadır. Çiftçimizi desteklemek için kurulan Ziraat Bankası ise uzunca bir süredir asli görevini yerine getirmemektedir. Çiftçiye icra üstüne icra gönderilirken, bir avuç yandaş şirketin borçları bir kalemde silinmekte; çiftçimize verilmesi gereken destek buralara aktarılmaktadır! İktidar bilmese de biz çiftçimizin emeğinin değerini biliyor; iktidar anlamazlıktan gelse de biz Saadet Partisi olarak, tarımın, üretimin hayati önemini gayet iyi idrak ediyoruz. Bu nedenle, ülkemizin yeniden "tarımda kendine yeten bir ülke" olması en öncelikli hedefimizdir. Saadet Partisi iktidarında; Ülkemizi dışa bağımlı kılan ithalat mantığını değiştirerek, ithalata ayrılan kaynakları çiftçimize destek olarak vereceğiz! Üreticilerimizi ve ülke tarımını çok uluslu ve küresel şirketlere bağımlı hale getiren "maksatlı kotalar" kaldırılacaktır. Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetlerini doğrudan destek ve vergi indirimi yoluyla makul düzeylere çekeceğiz. Daha fazla ve daha kaliteli üretim yapılabilmesi için çiftçilerimize teknik bilgi ve teknolojik destek vereceğiz. Her bölgeye ve her ürüne uygun politikalar geliştirilecek ve politikaları belirleme süreçlerine çiftçi temsilcilerimizin doğrudan katılımı sağlanacaktır. Tarımsal desteklemeler tarla sahiplerine değil, gerçek üreticilere yapılacak ve yeterli seviyelere çıkartılacaktır. Tarım alanlarının amaç dışı kullanımını ise kesinlikle engelleyeceğiz! Tohumdan sulamaya, faizsiz kredi imkanından çiftçimizin borçlarını yeniden yapılandırmaya kadar daha bir çok adımı hızlıca atarak; tarım sektörünü ayağa kaldıracağız. Çiftçimizin alın terinin karşılığını eksiksiz alabilmesi, bereketli topraklarımızda ekilmedik bir dönüm tarım arazisinin kalmaması bizim en büyük vaatlerimizdendir. Çünkü biz biliyoruz ki; çiftçimiz kazandıkça 85 milyon kazanır, tarım sektörü ayağa kalkınca Türkiye şaha kalkar!."