"Osteoporoz" bilinen adıyla "Kemik Erimesi" günümüzde sıklıkla görülen özellikle kadınlarımızda menopoz sonrası dikkat edilmesi gereken bir hastalıktır. Osteoporoz, Yunan kökenli olup Osteon (kemik) ve Poros (küçük delik) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Kemik normalde delikli bir yapıya sahip olup osteoporoz ile bu delikler büyür ve kemik süngerimsi bir yapı haline döner. Kemik gelişimi çok küçük yaşlarda başlamasına rağmen bu çağlarda dikkat edilmesi gereken beslenme alışkanlığı, fiziksel aktiviteler ve zorunlu kullanılan bazı ilaçlarla kemik yapımız ya yeterince güçlenir ya da erken kemik yıkım için bir zemin hazırlanmış olur. Bu yüzden çocukluk çağından itibaren önlemlerin alınması gerekir. Kadınlarda görülme sıklığının fazla olmasının sebeplerinden bazısı da hamilelik ve emzirme dönemlerinde bebeğin kalsiyumunda anneden geçmesi ve östrojen hormonunun kemik yapımına desteği, bunun azalmasıyla bu desteğin de azalması kırıkların oluşması şeklinde kısaca özetlenebilir.

Konuyla ilgili daha detaylı bilgiler edinebilmek için Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Sarıkaya ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Bakalım Osteoporoz nasıl bir hastalıkmış...

Ecz. Esra Geyikli: Osteoporoz nedir?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Osteoporoz tüm dünyada en sık görülen metabolik kemik hastalığıdır. Kemik kütlesinin azalması ve kemiğin mikro-mimari yapısının bozulması sonucu kırık riskinin arttığı bir hastalıktır. Kemik kaybı genellikle yavaş ve sessiz olduğundan çoğu hastada ancak kırık oluştuğunda tanı konabilmektedir.

Ecz. Esra Geyikli: Osteoporoz tanısı nasıl konur?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Kemik mineral yoğunluğunun ölçülmesi ile veya kırık varlığına göre osteoporoz tanısı konmaktadır. Kemik mineral yoğunluğu ölçümü için Dual Enerji X-Ray Absorbsiyometri (DEXA) yöntemi kullanılır ve bu yöntem Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından altın standart olarak kabul edilmektedir.

Ecz. Esra Geyikli: Osteoporoz tedavisi nelerdir?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Kemik yıkımını azaltan ilaçlar kullanılmakla birlikte, tedavide beslenme ve egzersiz mutlaka yer almalıdır.

Ecz. Esra Geyikli: Osteoporozun kadın ve erkeklerde görülme sıklığı farklılık göstermekte midir?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Her iki cinsiyette kemik metabolizması benzer olmakla birlikte hormonal farklılıklar nedeniyle kadınlarda daha sık görülmektedir. Kadınlarda özellikle menopoz sonrası kemik kaybı artmaktadır. İleri yaşlılarda ise görülme sıklığı erkek ve kadında birbirine yaklaşmaktadır. Osteoporoz yaşlıların hastalığı gibi düşünülse de çocuklarda ve her yaşta gelişebilmektedir.

Ecz. Esra Geyikli: Hangi yaş aralığında görülmeye başlar?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Bireyler doğumdan genç erişkinlik dönemine kadar büyürken kemiklerde de yapım ön plandadır. Genç erişkinlik döneminde elde edilen maksimum kemik yoğunluğu birkaç dekad sabit kalmaktadır. Orta yaşta ise kemik metabolizmasında yapım hızı azalır ve yaş ilerledikçe osteoporoz sıklığı artar. Kadınlarda 65, erkeklerde 70 yaşından sonra risk belirgin olarak artar. Ayrıca kadınlarda menopoz başlangıcından sonraki birkaç yılda kemik kaybı hızlanır. Ayrıca kemik metabolizmasını etkileyen bazı durumlarda (hastalık, ilaç kullanımı vb) hem çocuklukta hem de genç yetişkinlerde osteoporoz gelişebilir.

Ecz. Esra Geyikli: Osteoporozu hızlandıran faktörler nelerdir?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Kemik metabolizmasını olumsuz etkileyen durumlar (kötü beslenme, fiziksel inaktivite, hormonal değişiklikler), bazı hastalıklar ve ilaçlar nedeniyle kemik yıkımı artabilir. Kadınlarda menopoz ile birlikte östrojen hormonunun azalması kemik döngüsünün yıkım lehine değişmesine yol açar.

Ecz. Esra Geyikli: Bazı hastalıklarda kullanılan ilaçların osteoporozu hızlandırdığı riski arttırdığı biliniyor bu ilaçlar nelerdir?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Epilepsi ilaçları, meme kanserinde kullanılan bazı ilaçlar, 3 aydan uzun süre kortizon kullanımı, proton pompa inhibitörleri (mide ülseri, gastrit vb tedavisinde çok sık kullanılmakta), tiroid hormon ilaçları, lityum ve kanser ilaçları osteoporoz gelişimine neden olabilir ya da var olan hastalığı arttırabilir.

Ecz. Esra Geyikli: Osteoporozda kemik yoğunluğu nasıl ölçülür?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Kemik kırıklarının en sık görüldüğü yerler olan omurga ve kalça kemiğinin mineral yoğunluğunun ölçülmesi standart olarak uygulanan yöntemdir. Kemik mineral yoğunluğu ölçümü düşük dozda radyasyon uygulanarak elde edilen özel görüntülerdir. Bu görüntülerin analizi ile elde edilen bazı matematiksel veriler kullanılarak kişilerin osteoporotik olup olmadığı belirlenir.

Ecz. Esra Geyikli: Osteoporoz için risk altındakiler ve risk faktörleri nelerdir?

Prof. Dr. Selda Sarıkaya: Birinci derece akrabalarında osteoporotik kırık olan kişiler, östrojen ve testosteron yetersizliği olanlar, kemik metabolizmasını olumsuz etkileyen ilaç kullananlar risk altındadır. Ayrıca D vitamini eksikliğidir.

Editör: Pusula Gazetesi